Çin, Müslümanların “amin” demelerini de yasakladı
Çin işgal yönetimi Doğu Türkistan’da Müslüman Uygurların normal hayatlarına yönelik insanlık dışı müdahale ve saldırılarına her gün bir yenisini ekliyor ve bunu vahşice uyguluyor.
Geçen hafta Hoten Vilayeti Çin Komünist Partisi İl Teşkilatı’nın yeni bir genelge yayınlayarak Uygurların “amin” sözünü kullanmalarını yasakladığı bildiriliyor.
Niçin 30 Soru? (30 Nime Üçün?) ismi ile Uygurca yayınlanan bu genelgenin çoğaltılarak halka dağıtıldığı ve 30 soru ve cevap şeklinde konunun ayrıntıları ile anlatıldığı bildiriliyor. Genelge’de bu yasaklamaların Kur’an-ı Kerim’den 7. Suresindeki 55. ayeti kerimeye dayandırıldığı iddia ediliyor. Buna göre Müslümanların birbirleri ile ilişkilerinde, selamlaşmalarında ve konuşmalarında “amin” sözcüğünün yüksek sesle ifade edilmesi yasaklanıyor ve bunun İslam akidesine uygun olmadığı ifade ediliyor.
ABD merkezli Hür Asya Radyosu’nun telefonla ulaştığı Hoten’e bağlı Karakaş ilçesin’de oturan bir devlet memuru bu genelgeyi doğruladı. 30 madde de açıklanan yeni yasaklamaların 30 soru ve onun ayrıntılı şekildeki cevaplarından oluştuğunu da bildirdi. Bu “Niçin 30 ?” sorusunun birinicisi maddesinde yer alan “AMİN” ifadesinin yasaklanması ile ilgili şu ifadeler yer alıyor; ”Amin demek, İslam akidesine tamamen aykırıdır. Onun için partimiz bunu yasaklamaktadır. Çünkü Allah Teala 7. surenin 55. ayetinde “Yaradanımıza yalvarırken, yavaş ve düşük ses tonu ile bunu ifade ediniz. Aşırılığa (yüksek Sese) kaçmayın! Allah bundan (Yüksek sesten) gerçekten hoşlanmaz!” dediğini nakletmekte ve kanıt olarak ileri sürmektedir.
Konu ilgili görüşlerini açıklayan Dünya Uygur Kurultayı Dini İşler Sorumlusu Turguncan Alauddin, Çin işgal yönetiminin bu uygulama ve ifadelerinin tamamen uydurma ve yalan olduğunu bildirdi. Bu ifadeler Allah Taala’nın Mübarek kitabı olan yüce Kuran Kerim’i, ve Allah Teala’nın emirlerini; dinsizliği kendisine temel değer olarak kabul eden ateist Çin Komünist partisi’nin bu konudaki riyakarlığını ve sahtekarlığının en büyük örneklerinden biridir. Dini değerleri kullanmaya çalışmasının çok büyük bir yüzsüzlük ve sahtekarlık olduğunu belirterek şunları ifade etti; ”Böyle bir ayeti kerimenin Kur’an-ı Kerim’de mevcut olduğu doğrudur. Ancak, bu ayet, Müslümanlar namazlarını eda ederken, Fatiha süresinden sonrası için amin denilmektedir. Hanefi imamlarına göre bunun gizli olarak söylenmesi gerekir. Türkistan coğrafyasında Türkiye’de ve genellikle Türklerde bu görüş hakımdir. Araplarda, Afrika’da ve diğer İslam ülkelerinde açıktan ve yüksek sesle ifade edilir. Bu da doğru kabul edilimiştir. Bu konuda Müslümanlar arasında her hangi bir ihtilaf mevcut değildir ve bu konu tartışama konusu dahi değildir ve yapılmamıştır. Dinsiz ve ateist Çin Komünist Hakimiyetinin iktidarının dini konularda söz söyleme hakkı yoktur. Gerçek din adamlarımız öldürülmüş ve bir kısmı ise, Çin zindanlarında işkenceden geçirilmektedir. Uygurların Doğu Türkistan’da söz söyleme ve ifade özgürlüğü yasaktır. Namaz ve Oruç ibadetlerini yapmaları yasaktır. Erkeklerin Sakal bırakmaları hanımlarımızın tesettürlü ve islama uygun giyinmeleri yasaktır. Müslüman Uygurlar Allah Taala’ya yakarışlarını, dert ve elemlerini ilahi bir sözcük olan Amin kelimesi ile ancak, ifade edebilmektedir. Amin kelimesi bir duadır. Ayrıca, Uygurlar İşgalci Çinlilere karşı kin, nefret ve tepkisini bu kelime ile ortaya koymaktadır. Çin bundan dolayı Müslümanların dini akidelerinin daha da güçlenmesinden ve kendilerine olan tepki ve nefretin artmasından çekindiği ve korktuğu için bu İlahi Dua sözcüğünü yasakalamak istiyor. Uygurların toplu ve kolektif ortak seslerini yok etemek istiyor. İşgalci Çin’in bunu yasaklaması ve uygulaması mümkün değildir.” şeklinde konuştu.
Uzmanlar Hoten’e bağlı Karakaş ilçesinde başlatılan bu uygulamanın diğer bölgelere de yapılabileceğini Çünkü, bu tür uygulamaların dini değerlerin çok güçlü olduğu Hoten ve bağlı ilçelerinin pilot bölge seçildiğini buradan başlatmasının halkın tepkisini ölçmek için yapıldığını ifade ediyorlar.
Kaynak : rfa.org/ Şöhret Hoşur