Diyarbakır`daki `Tesettür mitingi`ne katılım büyüktü
Diyarbakır`da düzenlenen `İnanca Saygı ve Başörtüsü`ne Özgürlük` mitinginde konuşan Mehmet Göktaş, Müslümanlar için en büyük tehlikenin örtüsüzlük olduğunu vurguladı.
Mustazaflarla Dayanışma Derneği'nin (Mustazaf Der) Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda düzenleyeceği ve Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP), Tesettüre Çağrı Platformu, Kur'an Nesli Platformu, Hak ve Özgürlükler Platformu ve Peygamber Sevdalıları Platformu'na üye yüzlerce derneğin destek verdiği "İnanca Saygı ve Başörtüsü'ne Özgürlük" mitingi yüzbinlerin katılımıyla gerçekleşti.
Tesettüre özgürlük isteyen yüzbini aşkın kişi sabahın erken saatlerinden itibaren tekbir, salâvat ve başörtüsüne özgürlük sloganlarıyla etkinliğin yapılacağı Diyarbakır İstasyon Meydanı'na akın etmeye başladı. Miting alanında özürlü ve yaşlı vatandaşlar için yer ayrıldığı görülürken, olası durumlar için ambulans ile sağlık ekibi hazır bekletildi.
Miting saat 12.30'da Mehmet Şirin Çağlayan'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Kız çocuklarının ve Mustafa Özcan'ın seslendirdiği ilahilerle devam eden mitingde Türkçe, Kürtçe ve Zazaca selamlama konuşmaları yapıldı.
Zeynep Der Başkanı Avukat Sabiha Alpat Ateş, İHH Genel Başkan Yardımcı Gülden Sönmez, Doğruhaber Gazetesi Yazarlarından Sümeyye Ürük, Mustazaf Der Diyarbakır Şubesi Bayan Komisyon üyesi Azize Kaymaz, Ceylanpınar'ın Kanaat önderlerinden Muhammed Ali, Van Hak ve Özgürlükler Platform Üyesi İbrahim Almalı ve Diyarbakır'da başörtüsü mağduru Ece Nur Özel katılımcıları selamlamak için platforma çıkarak kısa birer selamlama konuşması yaptı.
Milli Eğitim Bakanlığı'na seslenen İHH Genel Başkan Yardımcı Gülden Sönmez, velilerin öğrencilerini başörtüsüyle okula göndermek isteklerini söyledi.
Tesettür, Müslüman Kadının Kalesidir
Doğruhaber Gazetesi Yazarlarından Sümeyye Ürük ise konuşmasına Allah'a hamd ve katılımcıları selamlayarak başladı. Kürtçe olarak yaptığı konuşmasında "Bugün bu meydandan hak davamız olan "Tesettür" hakkımızı istiyoruz. Bugün sesimizi yükseltiyoruz ve Allah'ın ayetini okuyoruz. 'Ey Peygamber! Mümin kadınlara söyle örtünsünler ve başörtülüleri yakalarının üzerine salsınlar. Allah gafur'dur, Rahim'dir.' Bu ayette Allah (c.c) nasıl örtünmemiz gerektiğini anlatıyor. Bizler Müslüman bir milletiz ve kimse örtümüzü yasaklayamaz. Allah'ın farzları çoktur, ama kafirler sadece örtüyle uğraşıyor. Çünkü örtünme kâfirlerin işine gelmiyor. Tesettür, Müslüman kadının kalesidir, Meryem'i bir iffettir. Gelin, tesettürün önemini bir kez daha anlayalım. Çocuklarımıza Kur'an-ı Kerim'i ve Hz Fatıma'yı öğretelim, anlatalım. Müslümanlar için Tesettür çok önemlidir, başımızın tacıdır" diye konuştu.
Örtümüzden Asla Taviz Vermeyeceğiz
Mustazaf Der Diyarbakır Şubesi Bayan Komisyon üyesi Azize Kaymaz, Zazaca yaptığı konuşmasında örtüden asla taviz vermeyeceklerini söyledi. Allah'ın emirlerinden başka bir emir tanımadıklarını belirten Kaymaz, bu sorunun bitmesi için temennilerde bulundu.
Bizler Sadece Allah İçin Örtünüyoruz
Zeynep Der Başkanı Sabiha Ateş Alpat , "Bizler 9 köyden kovulsak bile 10'nuncu köyde Allah'ın emirlerini yerine getirmeye devam edeceğiz. Biz ne kocamız için ve ne de diploma için örtünüyoruz, bizler sadece Allah için örtünüyoruz. Bu miting, inanç ve örtünün ünündeki engellerin kaldırılmasına vesile olur inşallah…"
Ece Nur Özel ise, yaşadıklarını anlattı. "İnancım gereği başımı örttüğüm için çok sevdiğim okuldan sürgün edildim, hem de sözde İnsan Hakları gününde…" dedi.
Tesettür, Bizim Değil, Allah-ı Teâlâ'nın Emridir
Ceylanpınar'ın Kanaat önderlerinden Muhammed Ali, "Tesettür, bizim değil, Allah-ı Teâlâ'nın emridir. Ahzap ve Nur sürelerinde bu farziyet açıkça ifade ediliyor. Allah-u Teâlâ hepinizden razı olsun" dedi.
"Önümüzdeki En Büyük Felaket Milyonlarca Çocuğun Okumamasıdır"
Daha sonra mikrofonu alan Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş, Müslümanlar için en büyük tehlikenin örtüsüzlük olduğunu vurguladı.
Bu bölgenin Milyonlarca kızının okula gönderilmediğine dikkat çeken Göktaş Hoca; bunun nedenini de şöyle açıkladı: "Bu da büyük bir felakettir. Önümüzdeki en büyük felaket milyonlarca çocuğun okumamasıdır. Bunun en büyük sorumlusu bu zalim rejimdir, bu zalim düzendir. Bu rejim özellikle iki şeyi yapmıştır. Birinci; Kürdü, Lazı, Çerkezi vs herkesi Türk yapmıştır. İkincisi: Herkesi laik, sizin anladığınız dil ile kafir yapmak istemiştir. Kemalizm'in Türkiye'ye getirdiği felaket, Kominizmin Rusya'ya getirdiği felaketten daha fazla olmuştur. Laiklik nice canlara mal olmuştur. Bu coğrafya okumayanların sayısı milyonları bulmaktadır. Siz Müslüman'ca eğitim verdiniz de hangi Kürt çocuğunu okula göndermedi!
"Müslümanlar için en büyük tehlike örtüsüzlüktür"
Müslümanlar için en büyük tehlike örtüsüzlüktür. Biz örtüye iman ediyoruz. Örtüsüzlük beşeriyet için en büyük tehlikedir. Örtüsüzlüğün de terbiyesizlik olduğuna iman ediyoruz. Tesettüre yürekten, can-ı gönülden inanmalıyız. Tesettür, Allah'u Teâlâ'nın insanlığa gönderdiği ilke emirdir. Biz bugün İslam'ın şartı gibi bir şeye daha iman ediyoruz. Bizler Devletin tanrı olmadığına iman ediyoruz. Devlet bir tanrı değildir, bir ilah değildir. Devlet, bizim, senin gibi insanların kurduğu şirketlerin biraz daha büyüyüdür. Şuna inanınız ki, idareci kaymakam sizin verdiğiniz paralarla geçiniyor. Öğretmenler! siz, çocuklarımıza okumayı, çarpmayı öğretebilirsiniz, ama kimin izinden gideceğine karışmayın, kimi seveceğine karışmayın. Buna anne/baba karar verir. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a sesleniyorum; sizler çocuklarımıza karışamazsınız! Kimin izinden gideceğine burnunuzu sokmayın. Yarın Pazartesi, bu yüzden sizden bir istirhamımız var. Çalıştığınız veya okuduğunuz yere örtülü gidin. Emredildiğiniz gibi dost doğru olun. Ey devlet! Sen tanrı değilsin, sen benim hizmetkârımsın diyebilmeliyiz. Bizler Allah'tan gayri ilah olmadığını ispat etmekle yükümlüyüz" diyerek konuşmasını bitirdi.
Tesettür Hayatın Her Alanında Serbest Olmalı
Mitinginde Kürtçe bir konuşma yapan Molla Osman Tayfur Hoca, tesettürün hayatın her alanında serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
Kadının İslam'daki yerinin önemli olduğunu belirten Tayfur, "Medine'de çarşafa el attılar. Fransızlar Maraş'ta el attı. Çünkü kadın bozulursa toplum da bozulur. Bundan dolayı Müslüman kadın toplumda mücadele vermeli ve örtüsüne sahip çıkmalı. Ey Müslümanlar geçmişimize bakalım. Ne zaman ki İslam'a yapıştılarsa o zaman izzetli ve şerefli oldular. Allah ve Resulü'nün emrettiği bir konuda seçme hürriyeti yoktur. Kendi isteğimize göre hareket edemeyiz. Allah'ın emrettiği şekilde emirleri eda etmemiz gerekir. Gerçek örtü bayanın tüm vücudunu kapatmasıdır.
Okullarda ve çevresinde İslami bir yaşantının hâkim olması gerekir. Bu konudaki talebimiz, her yerde örtünün özgür olmasıdır. Bu İslami emre engel olanlar bir an önce kaldırılmalıdır. Yaşamın her alanında tesettür özgür olması gerekir. Karma eğitimin olmaması da bizim taleplerimiz arasındadır. Taleplerimizden biri de andımızın kaldırılmasıdır, çünkü bu faşizmidir. Bu İslami bir talebimizdir. İçinde yaşadığımız olumsuz durumun tek sebebi toplumuzun İslam'dan uzaklaştırılmasıdır" dedi.
Bölge Müslümanların yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte başörtüsü önündeki engellerin kaldırılması için toplanan 400 bin imzanın Anayasa komisyonuna gönderileceği açıklandı.
Miting, Tesettüre Çağrı Platformu Başkanı Muzaffer Karavil Hocanın okuduğu dua ile sona erdi.
(Haber: M. Salih Keskin, Osman İçli - İLKHA)
-
metin 03-12-2011 02:09
hade diyelim ki kutlu doğum geleneksel bir islam ya tesettür sen topla sen böyle bir mitingi organize et seni görelim Ali kardeşimizin dediği gibi hasedinizden maydanlar da çatlicaksınız.
-
Ali 27-10-2011 16:14
Mustafa adındaki zat Sende ne keyfiyet ne de kemiyyet var. Sadece hased... Seni Allah'a havale ediyorum.
-
mustafa 25-10-2011 11:14
bu konularda (kalabalıkları toplama konusunda) hizip yeni marifetlerini sergiliyor. keyfiyete önem vermiyor kemiyete bakıyor. kutlu doğum haftasına sarhoşlar esrarkeşler bile gelir kemalistlerde gelebilir çünkü gerçek anlamda islami ve özellikle gelenekselleşmiş islam ile hemen hiç kimsenin bir problemi yoktur istisnalar hariç, bu anlamda hizibin büyük görünmek için bu yeni taktiği uygulaması oldukça düşündürücüdür. wesselam