18-02-2011 12:14

Editör`den: Eleştiriyi boğmak!

Her eleştiriyi “karalama” olarak gören ve eleştiriyi daha baştan mahkûm edip boğmaya yeltenen bir yaklaşımla mı ümmeti dirilteceğiz?

Editör`den: Eleştiriyi boğmak!

Editör’den...

 

Geçtiğimiz günler içerisinde, tevhid bilincine sahip kesimde öne çıkan isimlerden bir yazarın dilinden dökülen “müsbet demokrasi” kavramsallaştırmasını eleştiren bir haber-yorum yaptık.

 

Söz konusu yazar, Müslümanlara hitap eden bir Tv kanalında yayınlanan Tunus ve Mısır’daki yeni süreçle ilgili bir programda, İhvan’ın sözcülerinden birinin demokrasi konusundaki sözleri hakkında kendisine yöneltilen soruyu cevapladı. İhvan sözcüsünün, Jakoben demokrasi yerine Anglo-Sakson demokrasi anlayışını sahiplenen ve onun da ötesinde İslam'la özdeşleştiren yaklaşımını eleştirmesini, modern cahiliyenin yapıtaşlarından olan “demokrasi” kavramının şu veya bu anlam yüklenerek de olsa içselleştirilmesine karşı çıkmasını beklediğimiz yazar, aksine, “müsbet demokrasi” tanımlamasıyla sözcünün bu yaklaşımına sahip çıkan bir tutum sergiledi.

 

Bunun üzerine, “Bir ‘müsbet demokrasi’miz eksikti!” başlığıyla konuyu gündeme getiren ve söz konusu yazarın yaklaşımını eleştiren bir haber-yorum kaleme aldık.

 

Okuyanlar, bu haber-yorumun tamamen fikri eleştiriye dayalı olduğunu ve hiçbir çarpıtma, karalama veya abartmaya yer verilmediğini, konunun fikri düzlemde tartışıldığını görmüşlerdir.

 

Ne var ki, eleştiriye tahammülsüzlük kültürünün hâlâ canlı olduğunu, bu tür durumlarda fikre fikirle cevap verenlerden çok, asabiyet duyguları ile hareket edip eleştiriyi boğmaya çalışanların öne çıktığını hesaba katamadık.

 

Haber-yorumumuza fikri eleştiriler de geldi, fakat bunun yanında bizi “karalama” yapmakla, “önyargıyla”, “Kur’ani öğretinin aksine mü’minlere karşı şiddetli olmakla” itham edenlerin yanında, alenen bize hakaret edenler de oldu.

 

Haber-yorumumuzu "karalama" olarak niteleyip, “Bu tür 'karalama'larla ümmetin dirilişine vesile olunamayacağını” yazan kardeşimizin yorumuna cevaben de belirttiğimiz gibi, her eleştiriyi “karalama” olarak gören ve eleştiriyi daha baştan mahkûm edip boğmaya yeltenen bir yaklaşımla mı ümmeti dirilteceğiz?

 

Eleştiriye tahammül lütfen!

YORUMLAR
  • uçandepik   19-02-2011 13:01

    editör değil sanki politbüro...

  • i.metin   19-02-2011 12:53

    vahiy dışında hiç bir görüş ve şahıs mutlaklaştırılamaz. "dogru muminin kaybettigidir onu nerde ve kimde bulduysa alır". yanlış kimden sadır olusa olsun almaz. bunları biliyoruz buna ragmen kimseyi mutlaklaştırmayalım lütfen.

  • Mustafa Ahıskalı   18-02-2011 17:47

    EDİTÖRÜN NOTU: Mustafa ahıskalı bey, yorumunuzda yer alan "başkalarına saldırmak" ifadesi sizce hoş mu? Eleştirmenin adı ne zamandan beri saldırmak oldu? Sadece fikri eleştiri yaparsanız yayınlanacaktır.

  • matav   18-02-2011 14:43

    Ben de merak ediyordum, malum haber/yorum siteden niye kaldırıldı diye! Oysaki malum haberden yola çıkılarak yapılan eleştiri şahsa yönelik değil, düşünceye, yeni bir kavramsallaştırma çabasınaydı..Ama maalesef bizim alemde işler böyle yürümüyor. Sevdiklerimizin, değer verdiklerimizin ağzından çıkan her söze mutlak doğruluk izafe edilerek yaklaşılırken, uyarı yapmaya çalışanlar da yerden yere vuruluyor. Ki uyarı yapanlar da nihayetinde Müslümandılar ve uyarıları zevk olsun diye değil, dostluk, kardeşlik adına dile getirdiler..Hiç kimsenin değer verdiklerinin sürç-i lisanından sonra kalkıp zil takıp oynaması söz konusu değildir;çünkü bu zulümdür ..Unutmayalım ki hepimiz birbirimize karşı sorumluyuz..Bunun vebalini üstlenmek bir Müslümanın işi midir ki değerlendirmeler bu yönde yapılıyor? Bir de ilginçtir, Mısır, Tunus olaylarına yönelik teyakkuz durumuna geçmek sadece bir tarafa özgüymüş gibi tartışılıyor. Gelişen olaylar bütün Müslümanları ilgilendiren bir durumdur ve her Müslüman da zalimlerin, despotların iktidardan devrilmesine memnuniyet duymak zorundadır..Ve tartışma şimdiye yönelik değil, zalimlerin yerine, sonrasında ikame edilecek kişi ve anlayışlar içindir. Bu noktada fikir yürütmek, tez geliştirmek kabahat değildir ama demokrasi gibi yıllardır mesafeli kalınması gerektiği öğretilen kavramı müspetleştirmeye yönelik bir karşı çıkış da kabahat değildir.. Bırakalım da Müslümanlar birbirlerini hak için uyarsınlar..Her uyarıya şedit karşılıklar vermek eleştirel dinamizmi köreltmekten, bir süre sonra “bana ne”ci tutumların ortaya çıkmasına vesile olmaktan ve sınırları belirlenmiş mahalleler oluşturmaktan başka bir işe yaramayacaktır.. Özetle:Habere konu olan kişileri biz de takdir ediyor ve süreç içindeki çabalarını da anlamlı buluyoruz. Keza mezkur coğrafyalarda gelişen olaylara da Müslümanca bakmaya çalışıyor, zalim ve despotların devrilmelerinden mutluluk duyuyoruz..Şahsa yönelik olmayan, tahkir ve tezyif etme niyeti taşımayan eleştirilere kulak vermek Müslümanlar için olması gerekendir.Aksi bir tutumla yani hem eleştirilere kulak vermemekle ve hem de eleştiriye hakaret içeren sözlerle karşılık vermekle, bizleri inancımızdan dolayı yıllardır baskılayanlara benzediğimiz gerçeğini de ihmal etmeyelim.. Tahrir meydanında askere göğsünü siper edenlerin tıpkıbasım düşündüklerini iddia edebilir miyiz ki bizler daha meydanlara çıkmadan birbirimizi tahkir ve tahfif ediyoruz? Haydi hayırlısı.. EDİTÖRÜN NOTU: Sayın Atav, haber-yorumumuz kaldırılmış değil, sadece konuyla ilgili olanların değerlendirmesi düşüncesiyle alt kısma indirildi.