Fakir daha da fakirleşti
Türkiye’de en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay 47’ye yükselirken, en düşük gelir dilimine sahip yüzde 20’nin aldığı pay yüzde 6’da kaldı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2016 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’na göre en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 0.7 puan artarak yüzde 47.2, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0.1 puan artarak yüzde 6.2 oldu. Araştırmanın hanehalkı kullanılabilir gelirinin, hanehalkı büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak hesaplandığı ve eşdeğer hanehalkı büyüklüğüne bölünmesi ile elde edilen eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri olduğu belirtildi. Buna göre; toplumun en zengin yüzde 20’sinin gelirinin en yoksul yüzde 20’sinin gelirine oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı 7.6’dan 7.7’ye yükseldi. Değeri sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, 1’e yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade eden gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, 2016 yılı sonuçlarında bir önceki yıla göre 0.007 puan artış ile 0.404 olarak tahmin edildi.
Maddi yoksunluk yükseldi
Araştırmada finansal sıkıntıda olma durumunu ifade eden maddi yoksunluk tanımının çamaşır makinesi, renkli televizyon, telefon ve otomobil sahipliği ile beklenmedik harcamalar, evden uzakta bir haftalık tatil, kira, konut kredisi, borç ödemeleri, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek ve evin ısınma ihtiyacının ekonomik olarak karşılanamama durumu ile ilgili hanehalklarının algılarını yansıttığı belirtildi. Buna göre sıralanan dokuz maddenin en az dördünü karşılayamayanların oranı olarak tanımlanan ciddi maddi yoksunluk oranı 2015 yılında yüzde 30.3 iken 2016 yılında 2.6 puanlık artışla yüzde 32.9’a yükseldi. Nüfusun, yüzde 68’i konut alımı ve konut masrafları dışında taksit ödemeleri veya borçları olduğunu yüzde 65.4’ü yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamadığını ve yüzde 17.4’ü konut masraflarının hanelerine çok yük getirdiğini beyan etti. Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ına göre son yılda ve aynı zamanda önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsamaktadır. Buna göre, 2015 yılında sürekli yoksulluk oranı yüzde 15.8 iken 2016 yılında bu oran yüzde 14.6 oldu.
Nüfusun yüzde 14.3’ü yoksulluk sınırının altında
Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0.4 puanlık düşüş ile yüzde 14.3 olarak gerçekleşti. Medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre ise yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0.7 puan azalarak yüzde 21.2 oldu. Hanehalkı tiplerine göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranlarına bakıldığında; tek kişilik hanehalklarının yoksulluk oranının bir önceki yıla göre 0.8 puan artışla yüzde 8.9, bağımlı çocuğu olmayan hanehalklarının yoksulluk oranının 0.8 puan düşüşle yüzde 4, bağımlı çocuğu olan hanehalklarının yoksulluk oranının ise 0.2 puan düşüşle yüzde 17.9 olduğu görüldü. Okur-yazar olmayanların yüzde 26.2’si, yükseköğretim mezunlarının yüzde 1.7’si yoksul Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranına göre; okur-yazar olmayanların yüzde 26.2’si, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24.1’i yoksul iken, bu oran lise altı eğitimlilerde yüzde 12.5, lise ve dengi okul mezunlarında ise yüzde 6.2 oldu. Yükseköğretim mezunları ise yüzde 1.7 ile en düşük yoksulluk oranının gözlendiği grup oldu.