Fatih Akıncıları`ndan 1 Mayıs açıklaması

İlk olarak 1856 yılında Avustralyalı bir grup işçinin haklarını aramak noktasında topluca iş bırakma eylemiyle başlattıkları 1 mayıs olgusu 1886 yılında Amerikalı işçilerin bu günü evrensel iş bırakma günü olarak ilan etmesiyle evrensel bir kimlik kazanmıştı.

1890 yılında avrupada toplanan uluslar arası işçiler kongresi  1 mayısı  uluslar  arası birlik,mücadele,dayanışma günü olarak ilan etmiş,böylece dünyada 1 mayıs kutlanmaya başlanmıştır.

Müslümanlar olarak yaşadığımız coğrafyada ve dünyadaki toplumsal olaylara ilgisiz kalmadan söz konusu hadiseleri değerlendirerek islami bakış açımızı ve tavrımızı net ve anlaşılır bir şekilde ortaya koyma zorunluluğumuz vardır.

Türkiyede 1 mayıs ilk kez Osmanlı döneminde 1905 yılında izmirde kutlanmış,çeşitli isimler altında ve zaman zaman intikaya uğrayarak günümüze kadar gelmiştir.1 mayıs olgusunun türkiyedeki en belirgin olayı ise 1977 yılında taksim kutlamalarında yaşanmış,çıkan çatışmalarda 37 insan ölmüş,200den fazla insan yaralanmıştır.

Acımasız kapitalist anlayışın insanları köleleştiren sistemine karşı masum ve haklı bir baş kaldırış olarak başlayan 1 mayıs gösterileri Türkiye’de sol gruplar ve örgütler tarafından sınıf kavgasına dönüştürülerek kendi hedefleri doğrultusunda emekçi kitleleri yönlendirme ve kullanma noktasına çekilmiş durumdadır.

Günümüzde emperyalizmin en güçlü silahı haline gelen kapitalizm,sol söylemlerin ve kominizmin ayakları yere basmayan eşitlik ve proleterya diktatörlüğü iddialarıyla süslü kalelerini bir bir teslim almakta ve yok etmektedir.Dünyanın patronluğuna soyunan Amerika ve diğer emperyal güçler kendi düzenlerini kurmak ve korumak adına insanları köleleştiren zengini daha zengin yoksulu ise daha yoksul yapan bir yaşam tarzını tüm insanlara dayatmaktadır.Bu acımasız anlayış ve sistem karşısında sol ideolojilerin çaresizliği ve bitmişliği ortadadır.Bugün emperyal güçler iyi bilmektedir ki  kendilerine ve sistemlerine dur diyecek tek güç İslam ve Müslümanlardır.Bu sebeple Müslümanları kendi sistemlerine entegre etmek ve tehlikesiz hale getirmek için her gün yeni projeler ortaya koymaktadırlar.

Özellikle Türkiye’de sözde faizsiz finans kurumları ile Müslümanları kendi sistemlerinin bir parçası haline getirmeye çalışırken İslami tatil köyleri,5yıldızlı oteller,tesettür modası gibi saçmalıklarla Müslümanları kendi yaşam tarzlarına çekerek adeta bir İslam burjuvazisi oluşturma gayreti içerisindedirler.

Amerikan emperyalizmi,  ılımlı islam projesinin bir parçası olan bu dayatmalarla,Müslümanları sömürü düzenlerinin potasında eriterek kimliksiz,kişiliksiz direniş geleneği yok olmuş kapitalist sistemin bir parçası haline gelmiş sözde Müslüman tipler oluşturma gayreti içerisindedir.

Rabbimizin kitabındaki öğretileri içine sindirmiş,tercihini Allahın dininden yana koyan Müslümanlar elbette bu tuzaklara düşmeden,her türlü  zulme ve sömürüye karşı direniş geleneğini sürdürerek,kapitalizme kul olmuş zenginlere karşı    yoksulların ve mazlumların yanında yer almayı bileceklerdir.

Bizler inanıyoruz ki her türlü sömürü ve zulüm düzeni  İslamın adalet anlayışı,hayat nizamı ve duruşu karşısında çark edecek,bocalayacak ve yenilgiye mahkum olacaktır.İslam dini zulme ve sömürüye giden tüm yolları birdaha açılmamak üzere tıkamıştır.

Bireylere mülk ve servet edinme hakkını veren İslam,bu gücü kontrol edecek yaradılış gayesine uygun kullanılmasını sağlayacak,mülk ve servet sahiplerine yoksulun,emeğin hakkını geciktirmeden hemen verme zorunluluğunu getirecek,gerçek anlamda adaleti ve paylaşımı sağlayacak hükümleride beraberinde getirmiştir.

Acımasız kapitalizme karşı bir başkaldırı olarak başlayan 1 mayıs olgusu Türkiye’de bu masumiyet ve haklılığı korumuş olarak günümüze kadar gelebilseydi hiç tereddüt etmeden her aklı başında Müslüman bugüne sahip çıkar,emeğin ve emekçinin yanında meydanlara inerdi.

Ancak Türkiyedeki sol anlayış tarafından kendi hedefleri doğrultusunda emekçi kitleleri yönlendirme,kullanma noktasına çekilmiş 1 mayıs kutlamaları bizim ilgi alanımızda olmadığı gibi,vicdan sahibi herkes tarafından sorgulanmalıdır.

Türkiyede sol ne yazık ki Müslümanlara karşı iyi bir imtihan verememiş,iki yüzlü davranmış ve hatta zaman zaman resmi ideolojinin arkasına sığınarak Müslümanlara saldırmıştır.

1980 öncesi Müslümanlar silahlı bir mücadeleyi öncellemedikleri statükoya,resmi ideolojiye,doğu ve batı emperyalizmine karşı olduklarını açıkça ifade etmelerine rağmen sol örgütler tarafından her şekilde saldırıya uğramış pek çok Müslüman yalnızca islami kimliğinden dolayı şehid edilmiştir.

1980 öncesi okullarda,fabrikalarda,mahallelerde yobaz damgası vurularak Müslümanlara acımasızca saldırılarla bulunulmuştur.Elbette bu kaos döneminde statüko Müslümanları sağcı,mukaddesatçı bir çizgide tutmaya çalışmış,çeşitli provakasyonlarla  Müslümanları sol gruplarla karşı karşıya getirme operasyonları düzenlemiş ancak aklı başında Müslümanlar bu oyuna gelmemek için her türlü çabayı sarfetmiştir.Aynı hassasiyeti gösteremeyen sol örgütler hemen hemen her defasında statükonun tezgahına düşmüşlerdir.

 

Sol anlayış sadece 1980 öncesi değil 1980 sonrası ve yakın dönemde dahi bu iki yüzlülüğünü ve çifte standardını sürdürmüştür.12 eylül darbesini sürekli gündeme getirerek,mazlumiyet ve mağduriyet dile getiren sol anlayış,28 Şubat sürecinde Müslümanlara yönelik postmodern darbenin adeta savunucusu olmuş,resmi ideolojinin arkasına saklanarak Müslümanlara saldırmayı marifet bilmiştir.

28 Şubat sürecinde işkencelere tabi tutulan,göz altına alınan işlerinden uzaklaştırılan ve haksız mahkumiyetlere uğratılan Müslümanlar sol anlayış tarafından ne yazık ki yok sayılmıştır.Müslümanların en kutsal değerlerine hakaret eden aziz nesine sahip çıkılmış,madımak hadisesi sol tarafından sürekli gündemde tutulmuş, ama başbağlarda katledilen 33 masum köylü gözardı edilmiş,birkez bile sol anlayış tarafından gündeme getirilmemiştir.(Bazı sol entellektüeller ağızlarında geveleyerek zaman zaman bu konuya değinmişlerdir).

Bu yıl bazı Müslüman gençlerin 1 mayısa katılma çağrılarına şahit olduk.Bizler Fatih Akıncıları olarak bu iki yüzlü çifte standart sahibi her fırsatta İslami değerlere saldırmayı marifet sayan(saldırmayanları tenzih ediyoruz)sol anlayışın kontrolünde hiçbir eyleme yada kutlamaya Müslümanların hiçbir söz ve irade sahibi olmaksızın sadece bir aksesuar olarak katılmalarını tasvip etmiyor ve desteklemiyoruz.

(Kaynak: Özgün Duruş)