Fikrin mirazsı olmaz mı!
Burada ‘kim’ olmaktan önce ‘kimlik ve kişilik’ önemli değil mi? Davayı dert/dava edinmek, yola koyulmak, yolda olmak…
Fikir, maddi bir miras gibi düşünülemez. Bu verasette elbette kan bağının bir dayatması olamaz. Olsa olsa önceliği olabilir, o da gerekli şartlar, ehliyet ve liyakatle beraber olmak koşuluyla. Yoksa peşine kan bağına sahip diye bir dezavantaj olarak engel de konulamaz. Bu haksızlık olur. Hz. Ömer’in oğlunu işaret etmesi istendiğinde ‘Bir aileden bir feda/kurban yeter!’ diye şerh düşmesi bize bir ışık sunabilir.
Bu ağır bir yüktür. Bu yükten yüksünmeyecek, yükü yüklenecek, yükümlülüklerini liyakaten yerine getirecek bir neseben yakınlık kimse için bir sorun teşkil etmemelidir. Bu hasbi olmayı gerektirir, hesap kitap bilmeyi/tutmayı/gütmeyi değil! Nuh ile oğlu arasındaki diyaloğu ve Rabb’imizin uyarısını biliyorsunuz, peki İbrahim ile İsmail, Yakup ile oğulları arası diyalog ve ilişkiler… Burada ‘kim’ olmaktan önce ‘kimlik ve kişilik’ önemli değil mi? Davayı dert/dava edinmek, yola koyulmak, yolda olmak…