Gezi Parkı gündeminin iki boyutu ve bizim duruşumuz
Meseleyi istismar ederek yeni bir Ergenekonculuk oyunu oynamaya çalışan çevrelere karşı durulurken, öte yandan meselenin çevre boyutu ve kapitalist yayılmacılık ve talan kısmına dair olan itirazlar karşısında dahi iktidarın dilini sahiplenen ve onun tarafında yer alan bir ölçüsüzlüğe de düşmemek gerekiyor.
İslam ve Hayat
Gezi Parkı protestosunun çevre duyarlılığı çerçevesinden taşırılıp yeni bir Ergenekon kalkışmasına dönüştürülmesine daha başından tavrımızı koyduğumuzu okuyucularımız biliyorlardır. Bu meselenin bir boyutu.
Diğer boyut ise, bundan sonra hiçbir şeyin Gezi Parkı protestoları öncesi gibi olamayacağı gerçeğidir. Ne neo-liberal, AVM sevdalısı AKP dilediği yere dilediği AVM dikme cesaretini bulabilir artık, ne de çağın Karunları Koçlar, Sabancılar, Eczacıbaşılar bundan sonra ormanları katledip üniversite, fabrika veya villa yapmaya kalkışabileceklerdir.
Gelinen noktada Ergenekoncu çevreler ile, meseleye gerçekten çevre duyarlılığı açısından yaklaşan proetstocular da birbirinden büyük ölçüde ayrışmış durumda zaten. Dolayısıyla, meseleyi istismar ederek yeni bir Ergenekonculuk oyunu oynamaya çalışan çevrelere karşı durulurken, öte yandan meselenin çevre boyutu ve kapitalist yayılmacılık ve talan kısmına dair olan itirazlar karşısında dahi iktidarın dilini sahiplenen ve onun tarafında yer alan bir ölçüsüzlüğe de düşmemek gerekiyor.