Halep`teki katliamlar İstanbul`da protesto edildi
Hizb-ut Tahrir Türkiye’nin çağrısı ile Fatih Camii’nde, Rusya ve Amerika’nın Halep katliamını tel’in etti ve şehitler için gıyabi cenaze namazı kıldı.
İstanbullu Müslümanlar bugün, Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti’nin çağrısı ile Fatih Camii’nde, Rusya ve Amerika’nın Halep katliamını tel’in etti ve şehitler için gıyabi cenaze namazı kıldı. Halep Cuması çağrısı ile başlayan bu amel Cuma Namazını müteakip kılınan gıyabi cenaze namazı ile başladı. Daha sonra Hizb-ut Tahrir Türkiye Vilayeti Medya Bürosu Başkanı bir konuşma yaptı.
Mahmut Kar konuşmasında Halep katliamına sessiz kalan Türkiye ve diğer Müslüman beldelerin yöneticilerin sessizliğinin sebebini sordu. Halep katliamının Suriye halkını Cenevre’ye razı etmek için yapıldığını söyledi. Kar İstanbul Halep tir, Halep İstanbul dur diyerek Suriyeli Müslümanları yalnız bırakmayacaklarını söyledi. Program Suriyeli âlim Şeyh Ebu Hasan’ın konuşması ve duası ile tekbir ve tevhitler eşliğinde son buldu.
Mahmut Kar’ın yaptığı açıklamanın yazılı tam metni:
Bismillahirrahmanirrahim
Kıymetli Müslümanlar!
Suriye Devrimi için bugüne kadar sizlerle birçok kez beraber olduk. Kimi zaman, zalim Beşşar ve zebanilerini telin için burada toplandık. Kimi zaman şanlı direnişleri sebebiyle her türlü övgüyü hak eden Suriyeli kardeşlerimize destek için, kimi zaman şehitlerimize son görevimizi yapmak üzere gıyabi cenaze namazı kılmak için, kimi zaman da duaya en muhtaç oldukları anda kunut yapmak için camilerde ve meydanlarda bir araya geldik. Türkiyeli Müslümanlar olarak ekmeğimizi aşımızı onlarla paylaştık. "Hayır! Sakın gelmesinler" diyenlere rağmen kardeşlerimizi burada misafir ettik. Onlarla Ensar-Muhacir kardeşliği sergiledik. Özelde Suriye, genelde ise bütün Ümmeti Muhammed için hiçbir karşılık ve çıkar gözetmeden yardım edenlerden Allah razı olsun.
Kardeşlerim!
Bu devrim bize ve tüm ümmete çok önemli bir şeyi öğretti. Bizler, yardımın ancak Allah Subhanehu ve Teala'dan olduğunu Suriye devrimi ile daha iyi öğrendik. Allah'ın dinine yardım ettiğimizde, O’na güvendiğimizde, sırtımızı ona dayadığımızda, zayıf olsak ta kâfir ve zalimlere karşı güçlü kaldığımızı öğrendik. Allah’ın bizi hiçbir zaman yardımsız bırakmadığına şahit olduk. Amerika ve kâfir Batı'nın kirli yüzünü, ikiyüzlülüğünü Suriye’de apaçık gördük. Zalim Beşşar, Rusya ve Amerika ile aynı safta birleşen İran'ın ve onun Lübnan’daki partisi Hizbullah'ın katil yüzünü Suriye'de gördük. Zayıf ve mazlum bir halk karşısında Amerika'nın Rusya'nın ve bütün Batılı devletlerin acizliğine şahit olduk. Müslüman yöneticilerin de korkaklığını gördük. Amerika'nın kuyruğuna takılan Suudi Arabistan ve Türkiye'nin siyasi basiretsizliğine ve hatta ihanetine şahit olduk.
Ey Suudi Yöneticiler! Nerede, kurduğunuz o “ihtişamlı İslam Ordusu” hani nerede?
Ey Türkiye Yöneticileri! İşte Halep hemen şurada hemen yanı başımızda görmüyor musunuz? Sahipsiz ve çaresiz kalmış bu halkın çığlıklarını duymuyor musunuz? Kadınların çaresizliği size dokunmuyor mu? Halep’in mazlum çocukları, anneleri ve yaşlı kadınları şöyle haykırıyor; “Dünya nerede, Müslümanların yöneticileri nerede, Müslümanların orduları nerede, ümmet nerede? Bu haykırış sizi ne zaman harekete geçirecek?
Halep’te geçen hafta, Rusya ve Amerika’nın bombardımanı endişesiyle ilk defe Cuma namazı kılınamadı. İslam topraklarında, Allah’ın arzında (yeryüzünde) katliam endişesiyle Müslümanlar secde edemedi. Minareler ve kubbeler yıkıldı. İki milyar Müslüman ve altı milyon orduya rağmen Halep yanıyor. Ey Yöneticiler! Halep’in feryadını ne zaman duyacaksınız! Hani Halep, kırmızıçizgimizdi? Halep şimdi kan kırmızı oldu görmüyor musunuz?
Bazı ülkelerin yöneticileri, bazı siyasi parti liderleri, uluslararası medya, gazeteciler, yazarlar, strateji uzmanları ve dahi bazı İslami kuruluşlar, Suriye’de iç savaş var diyorlar. Hayır! Suriye’de iç savaş yok, Suriye’deki savaş İslam ile küfrün savaşıdır. Suriye’de haçlı kâfirler İslam ile savaşıyor, Müslümanlar ile savaşıyor. Peki ya İslam coğrafyasının yöneticileri ne yapıyor? İslam İşbirliği Teşkilatı ne işe yarıyor bilen var mı?
Kardeşlerim!
ABD Cenevre’yi kabul ettirmek için Halep’i yakıyor. Rusya ve Koalisyon güçleri Amerika’nın talimatıyla Halep’te taş üstünde taş bırakmıyor. Hizb-ut Tahrir olarak bizler, Birinci Cenevre’de söyledik, “Cenevre İhanettir” dedik. İkinci Cenevre’de aynı şekilde söyledik. Üçüncüsünde de söyledik, işte bugün bir kez daha buradan söylüyoruz; Ey kâfir Amerika, Ey Obama! Sizin Cenevre toplantılarınız Suriye Devrimi için sinsi bir tuzaktır. Ancak elhamdülillah Suriye bu tuzağa düşmedi, Halep’te bu tuzağa düşmeyecek. Ey Amerika, Ey Rusya! Sinsi planlarınız boşa çıkacak! Ey İran! Suriye’de akıttığınız kanda boğulacaksın. Ey Amerikan kuklası Suudi Arabistan! Senin üç kuruş paran Suriye devrimini satın alamaz, muhlis mücahitlerin ve mazlum Suriye halkının imanını satın alamaz unutma!
Ey Türkiye yöneticileri! Bir kez daha size sesleniyor ve diyoruz ki; Suriye devrimini kuşatmak için Amerika ile birlikte hareket ettiğiniz apaçık ortadadır. Suriye meselesinin başını Amerika’nın çektiğini ve onun peşine takıldığınızı kendi ağzınızla ikrar ettiniz. Artık yeter! Suriye halkının yanında olduğunuza dair yaptığınız ateşli konuşmalara son verin. Halepli çocukların, kadınların sizin hamaset dolu konuşmalarınıza ihtiyacı yok. Ordularınıza ihtiyacı var. Ne zaman enkaz yığınlarının altında can veren çocukların yardımına koşacaksınız? Yetiş ya Mutasım diye haykıran kadınları kurtarmak için ne zaman orduları harekete geçireceksiniz?
Son olarak Suriye halkına, Halep’in mazlumlarına ve en önemlisi muhlis devrimcilere sesleniyoruz ve diyoruz ki; Tüm yöneticiler sahipsiz bıraksa da biz sizinleyiz Suriye! Tüm dünya yalnız bıraksa da biz yanınızdayız Halep! Katilleri ve İşbirlikçilerini asla unutmayacağız! Sizlere şu önemli hatırlatmayı yapıyoruz; Kâfirlerin ne ahdi, nede misakı olur. Batı ve onun uşakları ile tüm bağları koparmanın ve tek vücut olarak birleşmenin zamanı geldi. Şehitlerinize sadakat göstererek Rabbinizin rızası ve Resulünün metodu üzere birleşin. Birleşin ve şöyle haykırın: “Biz kendi yol haritamızı kendimiz çizeceğiz, devrimimize ve şehitlerimize sahip çıkacağız, Batı’nın beklentisinin aksine bu devrimi Raşidi Hilafet ile taçlandıracağız.”
Gelin, tüm sembol ve şekilleriyle katil rejimi devirmek ve onun kalıntıları üzerine Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini kurmak için çalışın. Meçhul olana değil, gerçek olana sarılın! Bunun için aranızda olan kardeşlerimize destek verin ve o hayırlı elleri kenetleyin. Kenetleyin ki hep birlikte Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu kavline nail olalım: “O gün Allah'ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir. Allah, dilediğine yardım eder. O, mutlak güç sahibidir, çok merhametlidir.”[Rum 4-6]
Allah’ım sen Suriyeli Müslüman kardeşlerimize yardım et. Kâfir ABD ve Batı’nın taşıdığı cansuyu ile hayatta kalmaya çalışan zalim Beşşar’ı kahreyle. Halep’i yalnızlığa ve çaresizliğe terk eden yöneticileri sana havale ediyoruz. Müslüman kardeşlerimize karşı kurulan tuzaklardan ve işbirlikçilerin yaptıklarından sana sığınıyoruz.
Ya Rab! Sen, onları deşifre ettiğimize ve uyardığımıza şahit ol. Kâfirlere karşı Müslümanların yanında olduğumuza şahit ol! İhanet edenleri değil, onuruyla direnenleri desteklediğimize de şahit ol Ya Rab!