20-11-2010 06:47

İşgal örgütü NATO zirvesinde füze kalkanı mutabakatı

Emperyalizmin kanlı savaş ve işgal örgütü NATO`nun, İran`ı hedef aldığı bilinen `füze kalkanı projesi` onaylandı. Türkiye`nin de üyesi olduğu işgal örgütü NATO`nun bu kararına onay veren Türkiye Dışişleri Bakanlığı, taleplerinin karşılandığı açıklamasıyla kamuoyunun tepkilerini dindirme gayretinde.

İşgal örgütü NATO zirvesinde füze kalkanı mutabakatı

İslam ve Hayat

Emperyalizmin kanlı savaş ve işgal örgütü NATO'nun, İran'ı hedef aldığı bilinen "füze kalkanı projesi" onaylandı. Türkiye'nin de üyesi olduğu işgal örgütü NATO'nun bu kararına onay veren Türkiye Dışişleri Bakanlığı, taleplerinin karşılandığı açıklamasıyla kamuoyunun tepkilerini dindirme gayretinde.

İşte Cnntürk'ün internet sayfasından haberin ayrıntıları:

Kritik NATO zirvesinde füze kalkanı sisteminde uzlaşma sağlandı. NATO'nun 21'inci yüzyıldaki rolünü tanımlayan belgede, füze savunma sistemi kapsamında Türkiye'nin talepleri karşılandı. ABD Başkanı Barack Obama, "Füze savunma sisteminde mutabıkız. Sistem bütün NATO ülkelerini kapsayacak" dedi.

NATO devlet ve hükümet başkanları, İttifak'ın gelecek 10-15 yılını şekillendirecek yeni stratejik konsepti onayladı.

NATO'nun 21'inci yüzyıldaki rolünü tanımlayan belgede, füze savunma sistemi kapsamında Türkiye'nin talepleri karşılandı.

"Halklarımızı ve topraklarımızı balistik füze saldırılarından koruma kapasitesi geliştirmek, kolektif savunmamızın temel unsurudur" denilen belgede, bunun, İttifak'ın güvenliğinin bölünmezliği ilkesine katkı yapacağı vurgulandı.

Belgede, Rusya, füze savunma sisteminde NATO'yla iş birliğine davet edildi.

NATO'nun gelecek 10-15 yılını şekillendirecek belgede NATO-AB işbirliğinin ilerletilmesi ve "stratejik ortaklık" için AB'nin Türkiye'ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmesi istendi.

Belgede, AB üyesi olmayan Avrupalı NATO müttefiklerinin (Türkiye, Norveç ve İzlanda) AB misyonlarına önemli katkı yaptığı vurgulanarak, "NATO ve AB arasında stratejik ortaklık için AB üyesi olmayan Avrupalı NATO müttefiklerinin bu çabalara bütünüyle katılımı elzemdir" denildi.

Diplomatik kaynaklar, Türkiye'nin ısrarlı talebiyle metne giren bu ifadenin, Türkiye'nin Avrupa Savunma Ajansı'na ortak üyeliği, Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası'na dahil olması ve operasyonlarda karar mekanizmasına katılım beklentilerini yansıttığını kaydetti.

Belgede, "NATO'nun AB ile stratejik ortaklığı, karşılıklı tam açıklık, şeffaflık, tamamlayıcılık, her iki kurumun yetki ve kurumsal bütünlüğüne saygı ruhu içinde bütünüyle güçlendirmek istediği" ifade edildi.

NATO'nun 5'inci maddesi olan kollektif savunmayı güçlendiren ifadelere yer verilen belgede, "NATO üyeleri saldırılara karşı daima birbirine yardım edecek" denilerek, bu taahhüdün "güçlü ve bağlayıcı" olduğu vurgulandı.

YORUMLAR
  • HUSEYIN SASMAZ   26-11-2010 23:16

    NATO'ya ve Kararlarına Bağlı Kalmak Şeran Haramdır! 19-20 Kasım 2010 tarihlerinde Portekiz'in Başkenti Lizbon'da meşum bir NATO toplantısı daha gerçekleşti. Gerçekte varlık sebebini yitirdiği halde sömürgeci kâfir ABD tarafından ayakta tutulmaya çalışılan NATO'nun bu toplantısında "NATO'nun gelecek 10-15 yılına yön verecek yeni stratejik konsept" ya da "yeni görev tanımı" adı altında, en çok öne çıkan ve tartışılan konu, sömürgeci kâfir ABD'nin projesi olup NATO projesi olarak sunulan ve radar sistemlerinin Türkiye'ye yerleştirilmesinin planlandığı "Füze Kalkanı" meselesiydi. Türkiye'de Ekim ayı ortalarından beri tartışılan bu konuda her şey sanki Türkiye'nin vereceği karara endekslenmiş gibi garip bir hava oluşturuldu. Zira Türkiye'nin hokkabaz yöneticileri tarafından "bir takım çekincelerin" olduğu ve bu projenin "şartlı olarak onaylanabileceği" dillendirilmişti. Toplantı sonrasında ise "Türkiye'nin şartları kabul edildi", "Türkiye istediğini aldı" şeklindeki haber başlıkları eşliğinde sanki bir "zafer" kazanılmış gibi "güçlü devletlere isteklerini kabul ettirebilen" bir Türkiye imajı oluşturuldu. "Diplomatik zafer" addedilen konu ise füze kalkanı meselesinde "hedef ülke" belirtilmemesidir. Gerçekte ise bunun anlamı ileride herhangi bir ülkede gerçekleşebilecek rejim değişikliği sonrasında balistik füze geliştirilmesi durumunda tehdit algılamasının değişebileceğidir. Sömürgeci kâfir Batı'nın kâbusu haline gelen bu tehdit, İslami beldelerden birinde veya bir bölgesinde yeniden Hilafet'in kurulmasıdır ki; Fransa, kâfir Batı'nın bu korkusunu Lizbon Toplantısı'nda "hedef" olarak "Ortadoğu"nun belirlenmesini talep ederek açığa çıkarmıştır. Öyleyse "hedef"in belirtilmemiş olması "özrü kabahatinden büyük" bir cürümdür. Ey Türkiye'deki Müslümanlar! Türkiye yöneticileri hokkabaz maharetiyle sömürgeci kâfir ABD yararına sundukları hizmeti bir başarı gibi göstermeye çalışmaktadırlar. Hâlbuki İslam'ı tehdit olarak algılayan, ABD'nin çıkarlarını korumakta kullandığı maşası NATO'ya bağlı kalmak caiz olmadığı gibi NATO bünyesinde alınan kararlara ve bu kararları uygulamaya koymak için koşuşturan hain yöneticilere uymak, sömürgeci kâfir ABD'nin Irak'ta, Afganistan'da, Pakistan'da ve Yemen'de halen işlediği gibi gelecekte işleyeceği cürümlerine de ortak olmaktır, haramdır. وَاللّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَـكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لاَ يَعْلَمُونَ"Şüphesiz ki Allah, emrine galiptir, muktedirdir. Velâkin insanların çoğu bunu bilmezler!" [Yûsuf 21]

  • Nusret Güder   21-11-2010 20:20

    NATO budan bir müddet önce redikal islamı (Yanıİslamı) düşman kabul eden bir karar aldı.Peki hangi ülke ortadoğüda ABD vr israilin yaptığı katilamaı mazlum muslumanlaara destek veriyor.Kısmen suriye ve Türkiye Tam destek ise İRAN veriyor peki bunlar müsluman mı öyle diyorlar.NATO ise ABD demekse türkiyeye yerleştirecek füze kalkanına evsahipliğinı yapmaya Türkiye imza atti Allahı seven Tükiye nasıl başaralı oldu? BU milleti aptal mı sayıyorlar.Fransa ve Almanya Hedefimiz iran diyor.Hep füze kalkanı kurduracağız hemde parası cebimizden çikaçak bunu neresi başarı Allah için biri biliyorsa soylesin belki ben giri zekayım yoksa İmza atanlar mı?