İşgal ve saldırıların bahanesi: 11 Eylül
17 yıl önce ABD`de bulunan Dünya Ticaret Merkezi kulelerine uçakla düzenlenen saldırılar, bugün uluslararası alanda birçok çevre tarafından mahkum edilen “terörle mücadele” politikalarının gerekçesi oldu
11 Eylül 2001'de kaçırılan Amerikan Hava Yolları'na ait bir yolcu uçağı yerel saatle 08:46'da Dünya Ticaret Merkezi Kuzey Kulesine çarptı. Bina çarpmadan 102 dakika sonra yıkıldı. 09.02'de ikinci bir uçak Dünya Ticaret Merkezi güney Kulesine çarptı. Bu bina ise çarpmadan 56 dakika sonra yıkıldı.
Saldırılar dönemin Amerika başkanı George W. Bush tarafından "medeniyetler çatışması" olarak nitelendirildi ve Afganistan ve Irak işgallerinin gerekçesi sayıldı. Dünya medyası saldırılardan "İslamcı teröristlerin" sorumlu olduğu yönünde yayınlar yapmaya başladı. Avrupa ve Amerika'da yaşayan Müslümanlar sosyal hayatta ayrımcılığa ve hatta saldırılara maruz kaldı. Ayrıca terör saldırıları gerekçe gösterilerek olağanüstü güvenlik tedbirleri alındı. Bu tedbirlerden en çok Müslümanlar etkilendi.
11 Eylül sonrası "teröre karşı mücadele" çerçevesinde şekillenen uluslararası politikalar Müslümanların yaşadığı bölgelerde de etkili olmaya başladı. Sonuçları günümüze kadar ulaşan ayrımcı politikalar etkili oldu. Ancak bu saldırılardan en çok Afganistan ve Irak zarar gördü.
AFGANİSTAN İŞGALİ
11 Eylül saldırılarının hemen ardından ABD Ekim ayında meşruiyeti tartışılan ve bugün uluslararası alanda birçok çevre tarafından mahkum edilen "terörle mücadele" politikaları kapsamında Afganistan'a savaş açtı ve ülkeyi işgal etti. Harekâtın amacı ülkede bulunan Usame Bin Ladin ve Taliban'ın ortadan kaldırılmasıydı. Ancak zaman geçtikçe bu amaç muğlaklaştı ve bölgenin kan gölüne dönmesiyle sonuçlandı. Daha sonra bölgede istikrarın sağlanması amacıyla NATO güçleri de bölgede yer aldı ve günümüzde de devam eden kaos ortamı oluştu. NATO'nun verdiği rakamlara göre savaş yaklaşık kırk bin kişinin ölümüne sebep oldu. Birleşmiş Milletler sadece son beş yılda 10 binden fazla Afgan'ın hayatını kaybettiğini kaydediyor. Savaş sırasında çoğu Amerikalı 2750 kadar işgal gücü askeri öldü.
IRAK İŞGALİ
20 Mart 2003'de Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık önderliğinde oluşturulmuş Çokuluslu Koalisyon Kuvvetlerinin düzenlediği askeri harekâtla Irak işgal edildi. 1.5 milyon ABD askeri savaşmak için Irak'a gitti. 4 bin 422 asker hayatını kaybederken, 30 bini yaralandı. İşgalin Irak açısından bilançosu çok daha ağır oldu. Aralık 2011'de ABD askerleri, arkalarında kaos ve iç savaş bırakarak Irak'tan çekildi. İşgalle sarsılan toplumsal yapı ve dış müdahale Irak'ta hala kan dökülmesine sebep oluyor.
Opinion Research Business'e göre sadece Ağustos 2007'e kadar bir milyonun üzerinde insan hayatını kaybetti. Iraq Body Count'ın verilerine göre, Irak'taki çatışmalarda ABD liderliğindeki güçlerin rastgele açtıkları ateşlerle direnişçilerden daha fazla kadın ve çocuk ölümlerine neden oldu.
En fazla sivil can kaybı failleri bilinmeyen saldırılar, yargısız infazlar, intihar saldırıları, bomba yüklü araçlar ve havan topu saldırılarıyla meydana geldi. Bunlar arasındaki kadın ve çocuk ölümleri oranını belirlemek üzere hazırlanan "kirli savaş bilançosunda" kadın ve çocuklarda rastgele ölümlere yüzde 79 oranıyla havan topu saldırıları, yüzde 54 oranıyla bomba yüklü araçlar, yüzde 69 oranıyla da koalisyon güçlerinin hava saldırıları yol açtı.
GUANTANAMO
11 Eylül sonrasında ABD'nin, "küresel terörle mücadele" politikaları çerçevesinde, dünya üzerinde terör şüphelisi olarak ele geçirdiği insanları Guantanamo'daki toplama kampında tutmaları insan hakları ihlallerinin gündeme oturmasına sebep oldu.
Gözlerden ırak tutulmaya çalışılan hapishanede mahkumların haklarına riayet edilmediği, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldıkları zamanla anlaşıldı. Kampın sorumlularından General Miller'in "kampın terörle mücadelede bir laboratuar" işlevi gördüğüne dair açıklamasında "savaş esiri" olarak adlandırılan mahkumların küresel terörle mücadele faaliyetleri için istihbarat sağlamak amacıyla orada tutuldukları da açık ediliyordu.
ABD'nin Guantanamo'da tuttuğu toplam 166 mahkumun pek çoğu hakkında suçlama bulunmuyor. Mahkumlar insanlık dışı uygulamaları protesto etmek amacıyla açlık grevi başlattılar. Ancak yönetim, tüp yoluyla besleyerek grevi kırmaya çalışıyor.
İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI (DRONE)
Küresel terörle mücadele politikalarında özellikle İslam dünyasında gelinen noktada ABD fiili işgallere son vermesine rağmen uzaktan kumanda araçlarını geliştirmiştir. Bunu yerel yönetimler yoluyla yaptığı gibi edindiği askeri üsler vasıtasıyla da gerekli gördüğü saldırıları gerçekleştirmektedir. Bunun en önemli ayağı insansız hava araçlarıyla yapılan saldırılar olmaya başlamıştır. Bugüne kadar bu araçlarla üç binden fazla kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.
Obama döneminde artmasına rağmen uzun süredir devam eden uzaktan kumanda ile öldürme politikası kapsamında, son on yılda, Amerika'nın denizaşırı insansız uçak kullanımı katlanarak genişledi. Afganistan, Libya, Irak savaşı boyunca kullanılan insansız uçaklar, Pakistan, Yemen ve Somali'de "şüpheli hedefleri" bombalamak, Kolombiya, Haiti, İran, Meksika, Kuzey Kore, Filipinler, Türkiye ve ötesinde de gözetim görevleri yürütmek için kullanılıyor.
Dünya Bülteni