İzzetimizi kaybettirecek bir siyasetin parçası olmayacağız!
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu`nun 248. açıklamasında `Otoriter ve buyurgan bir cumhuriyetin toplumdaki değişimi görmezden gelen ve zulüm ile abad olunmayacağını bir türlü anlayamayan “derin aklı” bizleri yıldırabileceğini taleplerimizden vazgeçirebileceğini düşünmekte. Hayır! bizler bu ülkede İslam’ın aydınlık yüzünü temsil eden Başörtüsünün aşağılanmasını ve içinin boşaltılmasını,ucuz pazarlıkların malzemesi yapılmasını asla kabul etmeyeceğiz. Yasağa karşı bizleri; “müslüman izzeti”ni kaybetmemize götürecek pazarlıklar içine çekmeye çalışan hiçbir söylem ve siyasetin parçası olmayacağız.` denildi.
İslam ve Hayat
Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu bileşenlerinin her Cumartesi Abdi İpekçi Parkı'nda yaptıkları eylemlerde 248. hafta geride kaldı. Halen 5 noktada haftalık 4 noktada ise aylık eylem yapan platform temsilcilerinin de destek verdiği eylemde Türkiye Başörtüsü Platformları adına Kadrican Mendi ortak bir basın açıklaması yaptı.
Mendi açıklamasına "Hükümetle iktidar partileri arasına sıkıştırılan Başörtüsü meselesi, milyonlarca insanımızın canını en temel haklarının ihlali olarak gündelik hayatlarının her anında yakmaya devam ediyor. Partiler arası bir pazarlık meselesine çevrilen Başörtüsünün asli muhatapları tarafından verilen özgürlük mücadelesi ise görmezden geliniyor." diyerek başladı.
Kadrican Mendi eylemlerin amacını ise "Başörtüsü yasağı hala Kemalist cumhuriyetin eski ve yeni elitleriyle halkı istediği gibi hizaya sokma ,haddini bildirme alışkanlığı ve azgınlığının bir tezahürü olarak devam ettirilmeye çalışılmakta. Otoriter ve buyurgan bir cumhuriyetin toplumdaki değişimi görmezden gelen ve zulüm ile abad olunmayacağını bir türlü anlayamayan “derin aklı” bizleri yıldırabileceğini taleplerimizden vazgeçirebileceğini düşünmekte. Hayır! Bizler bu ülkede İslam’ın aydınlık yüzünü temsil eden Başörtüsünün aşağılanmasını ve içinin boşaltılmasını, ucuz pazarlıkların malzemesi yapılmasını asla kabul etmeyeceğiz. Yasağa karşı bizleri; “müslüman izzeti”ni kaybetmemize götürecek pazarlıklar içine çekmeye çalışan hiçbir söylem ve siyasetin parçası olmayacağız.
Başörtüsü mücadelesini “Başörtüsüzler”e karşı değil halkımızın tepesine çöreklenmiş zulüm mekanizmasına karşı yürütüyor, Başörtüsü yasağını ülkemizdeki diğer yasaklar ve hak ihlallerinin bir parçası olarak kabul ediyoruz. Milyonlarca insanın hayatını karartan bu yasağın, solcusu sağcısı,türkü kürdü, sünnisi alevisi ile üzerimize çöreklenmiş aynı karanlıktan beslendiğinin bilincindeyiz. Ve Başörtüsü mücadelesini Halkın tamamının daha adil, özgür ve yaşanabilir bir ülkeye kavuşabilmesi için sürdürülen mücadelenin bir mevzii olarak değerlendiriyoruz." sözleriyle tanımladı.
Başörtüsünü bir eğitim hakkına sıkıştırmak isteyenleri ve ilköğretimdeki başörtüsü talebine karşı çıkanları eleştiren Kadrican Mendi "Zorunlu eğitimi kesintisiz 8 yıla çıkaran devletin sonrasında da dinen tesettür yaşına giren çocuklara bunu menetmesi mümkün değildir. Müslüman ailelerin kendi çocuklarını inandıkları dinin gereklerince yetiştirmeleri ve bunun gereğini yapmaları pazarlığa açılamayacak kadar asli bir haktır.
Resmi törenlerde,okul kapılarında çocuklara kar kış demeden ve velilerin rızasını gözetmeksizin hükmetmeye alışmış “devlet zihniyeti” bu totalitarizmi daha da genişletebileceğini zannediyor. Ancak yanılıyor. Bizler kamusal alan adı altında memleketi yaşanmaz hale getiren zihniyetin çocuklarımız üzerinde yeni tasarrufların a göz yummayacağız.
Kızını başörtüsü ile ilköğretime gönderen ailelere karşı tertip edilen linç kampanyası ve buna çanak tutan medyaya buradan şunu deklere ediyoruz. Bizlerin böyle kuru gürültüye pabuç bırakacağımızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz. En temel insani haklarımızın ve Müslümanca yaşama taleplerimizin arkasında olmaya devam edeceğiz.
Başörtüsünün eğitimin her kademesinde ve hayatın her alanında tamamen serbest bırakıldığı, kimsenin etnik kimliğinden dolayı baskı görmediği , Hırantların kalleşçe öldürülemediği,faili meçhullerin meçhul kalmadığı, emeğin asgari ücrete ve sendikasızlığa mahkum edilmediği, doğanın pazar uğruna talan edilmediği bir ülke de buluşmak dileğiyle hepinizi Türkiye Başörtüsü Platformları adına saygıyla selamlıyorum." dedi.
Daha sonra Ankara İnanç Özgürlüğü Platformu'nun 248. hafta basın açıklamasını İlke-der'den Hadiye Kılıç okudu. Kılıç açıklamasında Zafer Üskül'ü protesto ederken, Ankara'da başörtülü olduğu için otobüsten indirilen öğrencilerin durumunu da gündeme getirdi.