Karadayı tutuksuz yargılanacak
28 Şubat döneminin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, dün İstanbul’da gözaltına alınarak Ankara’ya getirildi. Savcılıkta yapılan sorgulamanın ardından mahkemeye sevk edilen Karadayı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Karadayı’ya yurtdışına çıkış yasağı konuldu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 28 Şubat soruşturması kapsamında, önce gözaltına alınan, ardından savcılıkça tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Nöbetçi hakim, Karadayı hakkında suç şüphesi olduğunu belirterek adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağına karar verdi. Karadayı, yurtdışına çıkamayacak ve çarşamba günleri adli kontrol hükümleri kapsamında en yakın karakola giderek imza atacak. İsmail Hakkı Karadayı’nın savcıya verdiği ifadenin detayları belli oldu. Karadayı, BÇG belgelerinin hiçbirinde imzası olmadığını savundu. Karadayı’nın tüm suçlamaları reddetmesi üzerine Savcı Mustafa Bilgili’nin Çevik Bir’in 11 sayfalık suç duyurusunu önüne koyduğu öğrenildi. Çevik Bir’in “BÇG’nin Karadayı’nın bilgisi dahilinde kurulduğu” şeklindeki dilekçesini okuyan Karadayı, “Bunlar tamamen savunma psikolojisiyle yazılmış yazılar” cevabını verdi. Karadayı, Sincan’da tankların yürütülmesiyle ilgili olarak, “Tankların yürütüleceğinden haberim yoktu.” dedi.
Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Karadayı, savcılık ve mahkeme işlemlerinin ardından merkez komutanlığına ait araçla İstanbul’daki evine gitmek üzere yola çıktı. Adliyeden ayrılırken sorulara cevap vermezken “Hepinize iyi akşamlar” dedi. Karadayı’nın avukatı Erol Aras, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, sağlık ve yaş gibi gerekçelerin kararda belirtilmediğini ifade ederek, “Adli kontrol yeterli görüldü.” diye konuştu. “Buna da şükür” diyen Aras, müvekkilinin makamı itibarıyla normal mahkemelerde yargılanamayacağını iddia etti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü 28 Şubat soruşturması, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’ya uzandı. Soruşturma kapsamında daha önce tutuklanan dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in suç duyurusunda bulunduğu Karadayı, soruşturma savcısı Savcı Mustafa Bilgili’nin talimatı üzerine dün İstanbul’da gözaltına alındı. Fenerbahçe Orduevi’nin yanındaki lojmanında gözaltına alınan Karadayı, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda sağlık kontrolünden geçirildikten sonra polisler eşliğinde Atatürk Havalimanı’na götürüldü ve saat 13.00 uçağıyla Ankara’ya nakledildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği, 28 Şubat soruşturması kapsamında dün önemli operasyona daha imza attı. Savcılık, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanı olarak görev yapan İsmail Hakkı Karadayı hakkında gözaltı kararı çıkarttı. Talep, önceki gün Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü’ne ulaştı. Kararın ulaşmasının ardından dört kişilik bir ekip, Karadayı’yı Ankara’ya getirmek için İstanbul’a gitti. Sabah saatlerinde Paşa’nın İstanbul Fenerbahçe’de ikamet ettiği adrese giden polis, savcılığın kararını iletti. Bunun ardından gözaltına alınan Karadayı, kendisine eşlik eden polislerle birlikte Çağlayan Adliyesi’nde bulunan Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Sağlık kontrolünün ardından da Türk Hava Yolları’na (THY) ait tarifeli bir uçakla Ankara’ya getirildi. Karadayı’yı havalimanında Ankara Merkez Komutanlığı’na ait bir ekip de karşıladı. Merkez komutanlığına ait bir araca binen Karadayı’ya polis ekipleri de eşlik etti. Savcılık önce polisten Karadayı’nın ‘mevcutlu olarak getirilmesi’ni istedi. Karadayı’nın Esenboğa Havalimanı’na indirilmesiyle birlikte karar ‘gözaltı’ olarak değişti. Polis, diğer gözaltı işlemlerinde yapılanların aksine şüpheliye ait ikamette hiçbir şekilde arama yapmadı. BAYRAM KAYA, METİN ARSLAN, İZZETTİN ÇİÇEK, YAKUP ÇETİN, FAZLI MERT, ANKARA, İSTANBUL
Soruşturmada 62 kişi tutuklu
‘Postmodern darbe’’ olarak da adlandırılan 28 Şubat müdahalesine ilişkin soruşturma, Ankara Barosu’na kayıtlı avukat Yunus Akyol’un suç duyurusunun ardından başlatıldı. İlerleyen süreçte, Türkiye’deki değişik cumhuriyet başsavcılıklarına bulunulan suç duyuruları dilekçeleri de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki soruşturmayla birleştirildi. Soruşturma kapsamında ilk gözaltılar 12 Nisan 2012’de gerçekleştirildi. Daha sonra 19 Nisan, 25 Nisan, 8 Mayıs, 28 Mayıs ve 22 Haziran 2012’de yapılan operasyonlarda dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ile Genelkurmay Genel Sekreteri emekli Tümgeneral Erol Özkasnak, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Teoman Koman, eski Hava Kuvvetleri Komutanı İlhan Kılıç, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Fevzi Türkeri, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi, Balyoz davasında 20 yıl hapis cezasına çarptırılan eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, yine aynı davada 18 yıl ceza alan MHP Milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan, eski Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Erdal Şenel ve eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün de aralarında bulunduğu 62 zanlı tutuklandı.
Savcılık, şu ana kadar aralarında eski Başbakan Tansu Çiller, TBMM Başkan Vekili Meral Akşener, eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu, Deniz Kuvvetleri’nde askerliğini yaparken bazı gizli belgeleri sızdırdığı gerekçesiyle hakkında açılan davadan beraat eden Kadir Sarmusak ile YAŞ kararıyla TSK’dan uzaklaştırılanların da bulunduğu çok sayıda kişinin ‘mağdur ya da tanık’ sıfatıyla ifadesine başvurdu.
Suç duyurusunu Çevik Bir yapmıştı
28 Şubat döneminde genelkurmay başkanlığı görevinde bulunan emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı’nın o dönemde 2. başkan olan emekli Orgeneral Çevik Bir’in suç duyurusu üzerine gözaltına alındığı öğrenildi. Çevik Bir’in avukatı tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan 11 sayfalık dilekçede Karadayı’nın Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda söylediği “Batı Çalışma Grubu’ndan (BÇG) haberim yok” sözlerinin gerçeği yansıtmadığı, illegal grubun nasıl ve hangi emirler doğrultusunda kurulduğu ayrıntılarıyla anlatıldı. Star gazetesinin haberine göre dilekçede “Karadayı’nın soruşturulmasının yasal bir zorunluluk” olduğunun altı çizilerek, şunlar kaydedildi: “28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısı sonrasında da Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Genelkurmay Başkanı Karadayı’dan aldığı emir ve direktiflere göre mutat çalışmayı başlatmış, yönergeler, usul ve prensipler çerçevesinde hazırlıklarına başlamıştır. Bugün tutuklu bulanan çeşitli rütbelerdeki tüm personel, BÇG çalışmaları ile ilgili tüm sıralı komutanlarının emir ve talimatları çerçevesinde BÇG’de görevlendirilmiştir. En üst düzeydeki komutan sıfatıyla bir genelkurmay başkanının komutası altındaki kendi karargâhında ve kendisinin oluru alınarak kurulan ve kuruluş tarihi itibarıyla tüm yazışmaları ilgili adresler yanında MGK Genel Sekreterliği’ne bilgi olarak sunulmuş, özel çalışma grubundan haberinin olmadığı düşünülemez ve kabul edilemez. Çünkü her emir ve kuruluş kendisinin olur ve onayı alınarak gerçekleştirilmiş ve yayınlanmıştır. Suçun varlığında ısrarlı olunuyorsa eşit ve adil davranılmalı, Karadayı da soruşturma kapsamına alınmalıdır. Çevik Bir, 28 Şubat 1997 tarihli MGK kararı ile başlayan Genelkurmay Karargâhı’na konu ile ilgili emir ve direktifleri veren TSK’nın en üst düzey komutanı olan dönemin Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın da soruşturma kapsamına alınmasını, soruşturmanın selameti açısından yasal bir zorunluluk ve vicdani bir görev kabul etmektedir.”
Karadayı’dan ‘BÇG belgelerinde imzam yok’ savunması
28 Şubat soruşturması kapsamında gözaltına alınan dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın savcıya verdiği ifadenin detayları belli oldu. Savcının soruları üzerine Karadayı’nın BÇG konusunda suçlanamayacağını, belgelerden bilgisinin ve imzasının olmadığını kaydettiği öğrenildi. Karadayı, 4,5 saat ifade verdikten sonra TC hükümetini devirmeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk edildi. 22 sayfa ifade veren Karadayı, BÇG belgelerinin hiçbirinde imzası olmadığını savundu. Karadayı’nın tüm suçlamaları reddetmesi üzerine Savcı Mustafa Bilgili’nin Çevik Bir’in hakkındaki 11 sayfalık suç duyurusunu önüne koyduğu öğrenildi. Çevik Bir’in “BÇG’nin Karadayı’nın bilgisi dahilinde kurulduğu” şeklindeki dilekçesini okuyan Karadayı’nın “Bunlar tamamen savunma psikolojisiyle yazılmış yazılar” cevabını verdi. Karadayı, Sincan’da tankların yürütülmesiyle ilgili, “Benim tankların yürütüleceğinden haberim yoktu. Sonradan haberim oldu. Öğrendiğime göre olay tatbikatmış.” dedi.
Savcının “Plan hazırlandığında Refahyol hükümeti devam etmekte olduğuna göre BÇG kapsamında hazırlanan eylem planları ve yürütülen çalışmalar seçimle işbaşına gelmiş meşru hükümetin devrilmesine yönelik çalışmalar mıydı?” şeklindeki sorusuna Karadayı’nın hükümeti devirmeye çalışmadıkları cevabını verdiği kaydedildi. O dönem yapılan fişlemelerden haberinin olmadığını savunan Karadayı, “Belgelerde basında aczmendi, üfürükçü, hoca vb. konuların sürekli gündemde tutulması ifadesinden ne anlıyorsunuz?”, “Sivrilmiş fanatik irticai lider ve yönetici ne demektir? Pasifize etme çalışmaları arasında öldürmek de var mıdır?” sorularına ise “Bu konudan bilgim yok. Suçlamaları kabul etmiyorum” karşılığını verdi. “27 Mayıs, 12 Eylül askeri darbelerini gerçekleştiren cunta benzeri bir darbeyi mi hedefliyordunuz? Bu kapsamda yapılan çalışmaları hükümeti devirmek maksadıyla mı yaptınız?” sorusuna ise Karadayı “Hayır böyle bir darbe amaçlamadık” dedi.
Savcıdan karadayı’ya 83 soru
BÇG konulu yazının EK A’sında BÇG’nin fiziki çalışma alanı şematik olarak gösterilmiştir. Bununla ilgili ne biliyorsunuz? BÇG çalışma alanına kimler girebiliyordu? Giriş ve yetkilendirmesi nasıl yapılıyordu? Savcılığımızca yürütülen soruşturma aşamasında Genelkurmay Başkanlığı’nın 6 Mart 2012 tarihli cevabi yazılarının EK B’sinde bulunan 27 Mayıs 1997 tarihli Genelkurmay Başkanlığı Batı Eylem Planı konulu Çevik Bir imzalı yazı ve yazının EK A’sında bulunan 19 sayfadan oluşan İdris Koralp imzalı Batı Çalışma Konulu Eylem Planı hakkında bilginiz var mıdır? Bu belge kim ya da kimler tarafından hangi amaçla hazırlanmıştır, açıklayınız. Bu eylem planını kim ya da kimlerin talimatıyla kim/kimler hazırladı?
Belgenin d bendinde, ‘Devletin laik ve demokratik yapısını hedef alan irticai faaliyetlere destek veren siyasi parti, vakıf ve dernekler, kurum, kuruluş ve teşekküller, basın-yayın organları, finans kuruluşları ve holdinglerin, ülkeye zarar veren eylem ve yatırımlarını incelemek, ortaya çıkarmak ve bu olumsuz çalışmalarını kamuoyuna vermek’ ifadeleri yer almaktadır. Bu partilere karşı ne tür faaliyetler icra ettiniz? Bahsi geçen kuruluşlara karşı ne tür çalışmalar yürüttünüz. Siyasi parti, vakıf ve dernekler, basın yayın organları, finans kuruluşları ve holdingleri takip edip, yıpratma faaliyetinin yasal dayanağı nedir? Belgede parti ve belediyelere karşı tedricen artan örtülü ve psikolojik harekat tedbirlerin uygulanacağı ifade edilmektedir. Bundan amaçlanan nedir?.. Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı R. Tayyip Erdoğan, Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız, Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak hakkında basında çıkan haberler ve neticesinde gerçekleşen yargılama süreçleri böyle bir çalışmanın sonucu mudur?
Plan hazırlandığında Refahyol hükümeti devam etmekte olduğuna göre BÇG kapsamında hazırlanan eylem planları ve yürütülen çalışmalar seçimle işbaşına gelmiş meşru hükümetin devrilmesine yönelik çalışmalar mıydı?
İşçi Partililerden destek
İsmail Hakkı Karadayı’nın ifade vermek üzere Ankara Adliyesi’ne getirilmesi sırasında polis ile İşçi Partili (İP) yaklaşık 50 kişilik bir grup arasında arbede yaşandı. C kapısından adliyeye giriş yapan Karadayı’yı, İşçi Partililer “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Ordu millet el ele” sloganlarıyla karşıladı. Karadayı, cumhuriyet savcılığının bulunduğu bölüme geçerken, gazetecilerin “Bir şey söyleyecek misiniz?” sorusuna “Şimdi sorguya giriyorum” karşılığını verdi.
(Kaynak: Zaman)