29-05-2012 10:58

Kolonyalist zihniyetin şov zamanı: Türkçe Olimpiyatları

Aynısının bizim çocuklarımıza yapıldığını düşündüğümüzde, Türkçe Olimpiyatlarının korkunç yüzü daha net çıkıyor ortaya... Haber 10`da peren bir saygılı Türkçe Olimpiyatlarına farklı bir pencereden eleştiri getiriyor.

Kolonyalist zihniyetin şov zamanı: Türkçe Olimpiyatları
Geçtiğimiz senelerde Türkçe Olimpiyatları üzerine bir yazı yazarak, küçücük çocukların karşımıza geçip heyecandan titreye titreye Türkçe şiir okumasının, şarkı söylemesinin ya da dans etmesinin bizlerde en ufak bir memnuniyet yaratmadığını söylemiştik. Aksine bu minik bedenlerin içinde bulunduğu durum bizleri fevkalade rahatsız etmişti. Zira aklı baliğ bile olmayan çocukların yaptığı gösterilerin İslami açıdan da hoş karşılanır bir yanı olmadığını biliyorduk ve her alkış çocukların zihin dünyalarına edilmiş korkunç tecavüzün de tasdiki anlamına geliyordu bizler için.
 
3-4 sene önce gerçekleşen Türkçe Olimpiyatları’na katılan iki küçük Kongolu kız çocuğu, bu rahatsız edici örneklerden sadece birisiydi. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden getirilen 5-6 yaşlarındaki kız çocuklarının İstiklal Marşı’nı okuması “Kongolu çocuklar ağlattı” başlığı ile manşetlere taşınmıştı. Oysa marşın bitiminden sonra sunucunun ısrarla 2-3 kere isimlerini sormasına rağmen cevap veremeyen çocukların, çaresizce sağa sola bakması, oldukları yerde kıvranması ve sıkıldıklarını hatta utandıklarını belirten hareketler yapması maalesef görmezden gelinmişti.
 
Kaldı ki; Aynısının bizim çocuklarımıza yapıldığını düşündüğümüzde, Türkçe Olimpiyatlarının korkunç yüzü daha net çıkıyordu ortaya. Örneğin Türkiyeli çocuklar, İngiltere’ye götürülmüşler ve Uluslararası İngilizce Olimpiyatları adındaki bir organizasyona dahil edilerek, Shakespeare okuyorlar, kan ter içinde İngiliz halk danslarının figürlerini yapmaya çalışıyorlar...Ya da Türkiye’den Fransaya giden bir grup çocuk gözleri dolu dolu La Marseillaise söylüyor, Fransız Bakanların hatta Başbakanın önüne geçmiş yöresel Fransız kıyafetleri içerisinde dans ediyor. Salondaki Fransızlar duygulanıp ağlıyorlar ve miniklerimizi çılgınca alkışlıyorlar. Kulağa hiç de hoş gelmiyor, öyle değil mi?
 
İşte bu nedenle, sadece kendimize yapılmasını istemediğimiz şeyi başkasına da yapmamamız gerektiğini salık veren İslami düsturu merkez alarak düşünmek dahi, olimpiyat adı altında yapılan bu gösterilere karşı çıkmamız için yetip de artıyor bile. Ya da tarihi boyunca yerel kültürleri yok etme gayreti içinde olmuş olan Batı kültürüne karşın, İslam kültürünün nasıl da tüm ırk, kavim ya da milletleri kucaklayan bir yapıya sahip olduğunu hatırlamamız...
 
Bu nedenle; Türkçe Olimpiyatları olarak adlandırılan bu gösterileri tertip edenlere tavsiyemiz, bu olimpiyatları illa yapacaklarsa, Türkçe dayatması yerine her çocuğun kendi dilinde ve kültürüne ait birşeyler sergileyeceği bir gösteri düzenlemeleri. Hem böylece yerel kültürlerin tanıtımına ve korunmasına fayda sağlamış olurlar. Yok illa ki bu şekilde devam etmeye niyetliler ise, böyle kolonyalist uğraşlarla vakit harcamak yerine, eğer yapabiliyorlarsa içlerinden namuslu bilim adamları, düşünürler, tarihçiler, sinemacılar ya da edebiyatçılar çıkarmaya gayret etmelerini tavsiye etmekten başka bir önerimiz olamaz. Zira büyük iddialara sahip bir topluluk olmalarına rağmen içlerinden yetişmiş bir tane dahi düşünüre, bilim adamına, tarihçiye, sinemacıya ya da edebiyatçıya rastlamak mümkün değil.
 
Yani her şey bir yana; Dünyanın bir ucundan getirilmiş zavallı çocukların şovlarını, ön sıralarda avuçları patlayana kadar alkışlayan insanlar, kendi içlerinden neden bir İbn Haldun, bir İbn Rüşd, bir Muhammed İkbal, bir Mustafa Akad ya da bir Mehmet Akif çıkaramıyor, öncelikle bunun üzerine düşünmek lazım.
 
Düşünmeye devam edeceğiz o halde...
 
(Kaynak:Haber 10/ Peren Birsaygılı Mut)
 
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !