25-06-2011 00:04

Kriz, servetleri `teğet geçmiş`

Krizlerde ortaya çıkan fatura az gelişmiş ülkelere ve daha az servet sahibi kişilere ödetilmektedir. Kapitalist sistemin bugüne kadar yaşadığı her kriz sürecinde bu döngü ve gerçek değişmemektedir.

Kriz, servetleri `teğet geçmiş`

Dünyadaki açlık, yoksulluk ve yeterli beslenememe gibi istatistiklere ekonomik krizlerin etkisi olumsuz yönde olurken, servet sahipleri servetlerinin büyüklüğü ile orantılı olarak ekonomik krizlerden en az etkilenenler oluyorlar. Hatta ekonomik krizlerle servet sahipleri kriz döneminde oluşan fırsatlardan yararlanarak varlıklarına varlık dahi katıyorlar.

Kapitalist sistemin krizleri "sistemik krizler" dışında genellikle gelişmiş zengin batı ülkeleri ve küresel sermayede etkin güce sahip servet sahiplerinin kâr amacı ile attıkları adımların bir sonucu olarak çıkmaktadır. Ancak krizlerde ortaya çıkan fatura az gelişmiş ülkelere ve daha az servet sahibi kişilere ödetilmektedir. Kapitalist sistemin bugüne kadar yaşadığı her kriz sürecinde bu döngü ve gerçek değişmemektedir.

Dünya ekonomik ve siyasi yapısını etkileyen son küresel kriz 2007 yılı sonunda ABD'de patlamış ve tüm dünyaya yayılmıştır. Bu krize dair yapılan son araştırmalar bir kez daha göstermiştir ki; bu krizin faturasını da en zayıf halkalar öderken, "büyük servet" sahiplerinin servet büyüklüklerinde kriz öncesi döneme göre bir düşüş yaşanmamıştır.

VARLIKLAR KRİZ ÖNCESİNİN ÜZERİNDE

Merrill Lynch Küresel Varlık Yönetimi ve Capgemini tarafından yayınlanan "15'inci Dünya Servet Raporu" dünyadaki "varlıklı kişilerin*" sayıları ve servetlerinin, 2010 yılında hemen hemen dünyanın her bölgesinde artarak, 2007 yılındaki kriz öncesi seviyelerin üzerine çıktığını göstermektedir. Sadece Kuzey Amerika ve Avrupa'daki varlıklı kişilerin servetleri halen 2007 yılı sonundaki kriz öncesi seviyelerinin altında kalmıştır.

Yani bu krizde diğer krizlerde olduğu gibi küresel anlamda servet büyüklüğü ile doğru orantılı olarak zenginleri "teğet geçerken", fakirlerin durumunu daha da kötüleştirmiştir.

"15'inci Dünya Servet Raporu"na göre; dünyadaki varlıklı kişilerin sayısı 2010 yılında yüzde 8.3 artarak 10.9 milyona, finansal varlıklarının toplamı yüzde 9.7 artarak 42.7 trilyon dolara yükselmiştir.

ABD tek başına 3.1 milyon kişi ile dünyadaki toplam varlıklı nüfusun yüzde 28.6'sını oluşturmaktadır. Dünyadaki varlıklı kişilerin yarısı ABD, Almanya ve Japonya'da yaşamaktadır. Bu ilk üç ülke varlıklı kişilerin yüzde 53'üne ev sahipliği yaparken, ilk 12 ülkenin sıralamasında önemli değişiklikler olmuştur.

BÖLGELERE GÖRE SERVET BÜYÜMESİ

2010 yılında tüm bölgelerdeki varlıklı kişiler nüfusunda ve varlıklarında büyüme görülmesine rağmen, bu büyümenin çapı bölgesel makro ekonomik faktörlere göre değişim göstermiştir. Dünya ekonomisinin itici gücünün gelişmekte olan ülkeler olduğu bu raporla bir kez daha kabul edilmiştir.

-Kuzey Amerika: 2010 yılında Kuzey Amerika'da ekonomik büyüme güçlü bir toparlanma gösterdi; diğer temel varlık faktörlerindeki büyüme de varlıklı kişiler nüfusunun ve varlıklarının artmasına yardımcı oldu.

-Avrupa: Avrupa'daki varlıklı kişiler nüfusu ve varlıkları 2010 yılında büyüme gösterdi ancak bu büyüme tüm bölgeler arasındaki "en düşük büyüme" olarak gerçekleşti. Avrupa'nın varlıklı kişiler nüfusu 2009 yılındaki yüzde 12.5'lik büyümenin ardından yüzde 6.3 artışla 3.1 milyona çıktı.

-Asya Pasifik: Asya Pasifik'teki ekonomilerin sağlıklı şekilde büyümesi ve diğer temel varlık faktörlerinin güçlenmesi bölgedeki varlıklı kişiler nüfusunun ve varlıklarının önemli ölçüde artmasına neden oldu. Asya Pasifik'teki varlıklı kişiler 2009 yılındaki yüzde 25.8'lik büyümenin ardından yüzde 9.7 artışla 3.3 milyona çıkarak ilk kez Avrupa'nın 3.1 milyon olan varlıklı kişiler nüfusunu geride bıraktı. Asya Pasifik bölgesi, Hong Kong ve Vietnam önderliğinde dünyanın "en hızlı büyüyen" varlıklı kişi nüfusunun yüzde 60'ını barındırıyor. Asya-Pasifik ilk defa hem varlıklı kişi nüfusu hem de varlıklı kişilerin toplam servetleri bakımından Kuzey Amerika'dan sonra ikinci en büyük bölge haline geldi.

-Latin Amerika: Varlıklı kişiler nüfusu 2010 yılında yüzde 6.2 oranında artarken varlıkları da yüzde 9.2 oranında büyüme gösterdi.

-Ortadoğu: Ortadoğu'daki varlıklı kişi nüfusunun ve varlıklarının performansının 2009 yılında bütün bölgelerin gerisinde kalmasına rağmen, 2010 yılındaki performansının bu kez diğer bölgelere göre daha güçlü olduğu ortaya çıktı. Ortadoğu'daki varlıklı kişilerin nüfusu 2010 yılında yüzde 10.4 artışla 400 bine çıkarken varlıklar da yüzde 12.5 artışla 1.7 trilyon dolara yükseldi.

-Türkiye: Türkiye'de varlıklı kişilerin sayısı 2010 yılında yüzde 5.8 artarak, 37 bin 900 kişiye ulaşmıştır.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE DİKKAT!

Bu yazıda kaynak ve referans alarak yararlandığımız söz konusu "15'inci Dünya Servet Raporu"nda da net bir şekilde ortaya çıktığı üzere; dünya ekonomik dengesinde gelişmekte olan ülkeler lehine Asya özelinde bir denge kayması söz konusudur. Kriz sürecinde, başta ABD ve Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerin Asya ekonomilerine tasarruftan vazgeçip harcama yapma çağrıları ve başta Çin olmak üzere Asyalı ülkelerle ikili ticari dengelerin üzerinde çok durmaları da bu yüzdendir.

KRİZİN ETKİSİ: ZENGİNE SANAL, FAKİRE HASAR!

Ekonomik krizler sonrasında şirketler, bireyler hatta devletler iflas etmektedirler. Ancak küresel sermayeye yön verenler her krizde varlıklarını korumak ve artırmak için yeni fırsatlar bulup bunu başarmaktadırlar.

Kapitalist krizler büyük servet sahipleri açısından yeni fırsatları ortaya çıkarırken en büyük kayıpları kâğıt üzerinde geçici bir süreliğine, varlıklarının değerinde oluşacak sanal erozyonlardır. Genellikle kriz sürecinde göreceli olarak eriyen varlık değerleri, kriz sonrasında, kriz öncesinin de üzerine çıkmaktadır. Tıpkı en son 2007 krizi ya da öncekiler de olduğu gibi...

Ekonomik krizler, dünya sermaye hareketlerini yöneten “mutlu ve hâkim azınlık” için; en zenginler listesinde sıra değişikliği ya da sanal anlamda varlık erimesi olarak algılanırken, gelir düzeyi düşük fakir kitlelerde büyük hasarlara neden olmaktadır. (Daha geniş bilgi için bkz: 4 Mart 20101 tarihli “Zenginin Krizi, Fakirin Midesine İndi” haber analiz yazısı)

Büyük servet sahipleri kriz sonrasında varlıklarının değerini artırırken Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler gibi kuruluşların açıkladıkları raporlardan da dünyadaki çarpık ve adaletsiz gelir dağılımının tüm hızıyla daha da kötüleşerek devam ettiğini görmekteyiz.

Maalesef, yerkürede yaşanan bu adaletsiz ve kabul edilemez çarpık tablonun daha da çarpıklaşmasında ekonomik krizler etkili olmaktadır. Çünkü büyük servet sahipleri krizle yeni fırsatlara kapı aralarken, en zayıf halkalar kendilerinin çıkarmadığı krizlerin faturalarını ödemek zorunda kalmaktadırlar...

***

*Varlıklı Kişiler (HNWI): Dünya Servet Raporu'nun tanımlamasına göre; oturdukları konut, koleksiyonlar, dayanıklı ve diğer tüketim malları dışındaki yatırım yapılabilir varlıklarının değeri en az 1 milyon dolar olan bireylerdir. 

(Fevzi Öztürk/ Dünya Bülteni)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !