Küresel sisteme entegre İslamcılık isteniyor
Sorun İslamcıların küresel sisteme zihnen, ve fiilen entegre edilip edilmeyecekleridir. Bunca yıl batının desteklediği diktatörlerden dayak yedikten sonra yine küresel güçlerin açtıkları alana uyum sağlamaları, dönüşmeleri, küresel kapitalizmin istediği toplum ve insan modeline razı olmaları istenmektedir.
İslam ve Hayat
Akif Emre, Yeni Şafak'taki "İslamcılık mı dediniz?" adlı köşe yazısında batılı uzmanların "Arap dünyasında başlayan hareketlilik ve yeni Ortadoğu denkleminde Türkiye’nin kendi çapında etkin olma çabaları birleştirilerek yeni bir İslamcılık tanımlama çabası" içine girdiğine ve Türkiye'den de bazı Müslüman yazarların bu rüzgara kendini kaptırdığına işaret etti.
Halk hareketlerinden sonra ortaya çıkan durumun nasıl şekillendirileceği konusunda ortaya teoriler atılırken, Akif Emre ise şu hususlara dikkat çekiyor: "Başındaki dikta yönetimleri devirmekle sınırlı kitlesel eylemlerden sonra bölgedeki İslami hareketler açısından iki nokta dikkat çekiciydi. Birinci olarak görünürde, “korkulanın tersine” İslamcıların harekete öncü rolü üstlenmemeleri durumu ile İslamcıların temel taleplerini geri çekmeleri gözlemlendi.
Bu süreçte devreye giren yeni bir İslamcılık tanımı İslamcıları dönüştürecek bir sürece hizmet etti ve etmeye de devam ediyor. Tartışmanın Türkiye’ye yansıması ise tuhaf biçimde ima yoluyla da olsa iktidarla ilişkilendirilmiş bir İslamcılık tanımı üzerinde yoğunlaştı. Adeta şapkadan iktidara eklemlenmiş neoliberal bir İslamcılık tanımı çıktı."İslami hareketleri kültürel bir İslam’ı savunan hareketlere dönüştürülmek istendiğine değinen Akif Emre, böyle bir İslamcılığın temel iddialarından ve dünya tasarımlarından vazgeçmiş bir İslamcılık olacağını hatırlatarak, bu konuda gösterilen AK Parti örneğinin doğru olmayacağını ise şöyle ifade ediyor:
"Tartışmanın Türkiye’ye yansıması ise tuhaf biçimde ima yoluyla da olsa iktidarla ilişkilendirilmiş bir İslamcılık tanımı üzerinde yoğunlaştı. Adeta şapkadan iktidara eklemlenmiş neoliberal bir İslamcılık tanımı çıktı.
Türkiye’nin kendi çapında Ortadoğuya açılması, sürece müdahil olma girişimleri, hatta kimi İslamcı liderlerin Türkiye modelini işaret etmelerinden cesaret alarak, iddiası olmadığı halde ufku Ak Parti ile sınırlı bir İslamcılık önermesi gündeme getiriliyor. Bu arada iktidar partisi kendi içinde daha “tutarlı” duruyor. İslamcılık iddiasını baştan reddederek, deklere ettiği muhafazakar ilkeler çerçevesinde strateji uyguluyor. İslamcılık bunun ötesinde çok daha farklı bir dünya tasarımı öneren bir akım...
Sorun İslamcıların küresel sisteme zihnen, ve fiilen entegre edilip edilmeyecekleridir. Bunca yıl batının desteklediği diktatörlerden dayak yedikten sonra yine küresel güçlerin açtıkları alana uyum sağlamaları, dönüşmeleri, küresel kapitalizmin istediği toplum ve insan modeline razı olmaları istenmektedir."Akif Emre, değişim sözcüğüne kendini kaptıran fakat sürecin içeriğini analiz etmekten imtina eden yazarları ise şu ifadelerle eleştiriyor:
"Durum bu iken, İslamcılık (iddiası): liberal müdahalecilik dahil, küresel kapitalizme eklemlenme anlamında içi boş bir “değişim” sloganına sıkıştırılmak istendiğini göremeyen (iyi niyetli de olsa) yazarları hayretle izlemekteyim. İslam dünyası hala küresel sisteme direnen tek coğrafya, bunun en önemli dinamiklerinden biri İslami hareketler ve genel anlamda da İslamcılık düşüncesidir. Yeni durum karşısında “İslam ne diyor”a kafa patlatmak yerine “değişimi kutsayarak” İslam/cılığı sisteme entegre etmek, bu coğrafyanın elinden alternatif olma imkanını almaya hizmet eder."
-
Ozcan Erdonmez 11-04-2011 23:02
Gercekten muhtesem bir analiz olmus. Yapilmak istenen, Islami degerleri hayatin disina iterek, Muslumanlari ve Islam cografyasini dunyevilestirerek Bati'nin dunya duzenine uyumlu hale getirmek. Yani Islami hayattan kovmak.