Ahmet BAĞDATLI
ÂL-İ iMRAN 152-153. AYETLER BAĞLAMINDA
Rahman Rahim olan ALLAH’ın adıyla...
152 - Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir. Allah size sevdiğiniz (galibiyeti) gösterdikten sonra zaafa düştünüz. (Peygamber'in verdiği) emir hakkında tartışmaya kalkıştınız ve isyan ettiniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi, denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.
153 - Peygamber sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz boyuna uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size gam üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene (zafere), ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Şüphesiz RABBİMİZ doğruyu söyledi.
Çokça zikredilir Okçular Tepesi, çokça dem vurulur okçular tepesinin terkinden, şiirler yazılır, ezgiler söylenir.
Ne büyük trajedi değil mi?
Önce Resul’ün (a.s.) savunma savaşı isteğine karşılık, meydan savaşı istedi mü'minler, bu noktada bir beis yok.
Sonra Resul’ün sözü hakkında tartıştılar ve emre itaatsizlik ettiler, terk edildi Okçular Tepesi.
Ve hayal edelim, Resul yerde, dişi kırılmış, yara bere içinde, mü'minlerin bir çoğu kaçıyor, Resul arkalarından sesleniyor, gitmeyin! dönün, ölüm size yazılmışsa evlerinizdede sizi yakalar, o sadece Rahman’ın takdirine bağlıdır. Subhanallah.
Biz olsaydık Resul’ü orada bırakmazdık değil mi?
Yara bere içinde, dişi kırılmış ve yerde, yarı baygın, yarı kendinde.
Hamza yüreği sökülmüş yerde,
Musab b. Umeyr kolları biçilmiş yerde.
Abdullah b. Cahş kanlar içinde yerde.
Biz kesin Sa’d B. Ebî Vakkâs gibi Resul’ün yanına varıp, müşriklere sağnak sağnak ok yağdırırdık değil mi?
Okçular Tepesi'ni beklemek, bir yerde sadece nöbet tutmak değildir.
Okçular Tepesi'ni beklemek, olman gereken yerde olman, yapman gerekeni yapman, koyman gereken tavrı koyman, bir işi bitirince diğerine koyulman değil midir ?
Bugün Resul yerde değildir, lakin mesajı yerlerdedir.
Dişi kırık değildir, lakin mahşerde “Ümmetim Kur'an'ı terk etti” derken gönlü kırık olacaktır.
Bugün Mısır yerde, zulüm ve göz yaşı içinde.
Irak yerde kan revan içinde.
Doğu Türkistan yerde, kolları ve nesilleri biçilmiş.
Filistin yerde, Çeçenya yerde, Yemen yerde, yaşadığımız ülke yerde, nerede bir islam beldesi varsa hepsi yerde.
Ne mutlu yerdekilere, ayaktakiler kaçıyor çünkü.
Ve Resül sesleniyor ümmetin ardından, fakat ümmet yanıbaşında Türkistan’da, Mısır’da, Yemen’de nice nice islam beldelerinde kardeşleri doğranırken, hiç kimseye dönüp bakmadan koşuyor.
Yok mu Sad b. Ebi Vakkaslar.
Yok mu “Bir kısmı ALLAH’a verdiği sözü tutmuş ve şehid olmuş, bir kısmının da sırasını beklediği Musab b. Umeyrler, var tabi. Ne mutlu onlara, ALLAH onlardan razı, onlar ALLAH’tan razı...
HASBİNALLAHU VE Nİ'MEL VEKİL...
Rabbimiz! Ayaklarımızı sırat-ı müstakim üzere sabit, hayırlarda yarışırken hareketli kıl.