29-07-2015 11:32

Miroğlu : `Süreci İmralı-HDP üzerinden götürme yanlışından dönülüyor`

AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, Çözüm Süreci’nin bitmediğini, süreçte yeni bir dönemin başladığını ifade etti. Bugüne kadar süreçte muhataplığın İmralı ve HDP ile sınırlandırıldığını, bunun aslında bir hata olduğunu kaydeden Miroğlu, bunların da muhataplığı kendi elleriyle reddettiğini savundu.

Miroğlu : `Süreci İmralı-HDP üzerinden götürme yanlışından dönülüyor`
AK Partili Orhan Miroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarının ‘Çözüm Süreci bitti’ şeklinde yorumlanamayacağını söyledi. Erdoğan’ın süreçte şu ana kadar muhatap alınan kesimlerin bunu istismar ettiğini söylediğini kaydeden Miroğlu, “Bu süreç bir şekilde devam eder ama onlarla devam etmez, burada zaten devam etme imkanı da yok” dedi.
 
‘MUHATAPLIĞI HDP VE İMRALI İLE SINIRLAMAK HATAYDI’
Şu ana kadar çözüm sürecinde yapılan demokratikleşmeden, kazanılan haklardan kesinlikle geri dönüşün mümkün olmadığını, daha da gelişeceğini ifade eden Miroğlu, “Çözüm sürecinin muhatabı artık Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı herkestir. Hükümet sürece başlarken bu mantıkla hareket etti ve muhataplık meselesini HDP ve İmralı ile sınırladı. Bu bir hataydı bence ama masum bir hataydı” diye konuştu.

‘KANDİL’İN BOMBALANMASI, BU YAPININ TANINMADIĞINI GÖSTERİYOR’

Hükümetin, öbür tarafın bu şekilde bir istismar yaratıp, şehirlerde isyan provaları yapacağını düşünmediğini kaydeden Miroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bence devletin Kandil’i bombalaması, bu yapıyı Türkiye’nin tanımadığını gösteriyor. Artık bu yapının dağılacağı, Kürt siyasetinin sadece HDP ile temsil edileceğine dair güçlü bir kanaat vardı. Ama şimdi görüyoruz ki, alınan oylar arttıkça, elinde silah tutan insanların gücü de o oranda artıyor. Oysa başka ülkelerde bunun tersi oluyor. HDP 2007, 2011’e göre daha büyük bir temsiliyetle şu an Meclis’te ama biz iç çatışma süreci yaşıyoruz.”

‘DOLMABAHÇE’Yİ MUTABAKAT OLARAK GÖRMEDİM’

Hükümet, AK Parti ve HDP yetkililerinin yaptığı ‘Dolmabahçe mutabakatı’ olarak nitelenen ortak açıklamayı da değerlendiren Orhan Miroğlu, “Dolmabahçe’yi hiçbir zaman mutabakat olarak görmedim. Çünkü silahlı gücün ispatı üzerinden bu ülke demokratikleşecekse, insanlar buna itiraz ederler. O zaman ‘MHP’nin, CHP’nin de silahlı bir güce ihtiyacı var, herkes kendi silahıyla demokratikleşmeye katkıda bulunsun’ diye mi düşüneceğiz?” dedi.

‘O VAATLER PKK’YA DEĞİL HERKESEYDİ’

Silahlı mücadeleyi sona erdirmesi için PKK’ya sunulmuş hiçbir demokratik vaadin söz konusu olmadığını kaydeden Miroğlu, onların tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarına sunulmuş vaatler olduğunu söyledi. Miroğlu, “Türkiye farklı bir ülke, Irak’a, Suriye’ye benzemiyor. Orada silahınızın olduğu kadar toprak elde edebiliyorsunuz. Türkiye’de ise üniter birliğin sarsılmasına yönelik bir hissiyat yaratacak eylemlere, hiçbir hükümet razı olamaz” diye konuştu.

‘KÜRT MESELESİ ÇÖZÜM SÜRECİNİN BİR PARÇASI’

AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, Çözüm Süreci’nin bitmediğini, süreçle ilgili hala yapılacak çok iş olduğunu söyledi. Miroğlu, “Türkiye bir demokrasi süreci yaşıyor, Çözüm Süreci bunun bir parçasıdır, Ama tek başına bir parçası da değildir. Çözüm Süreci’nden Alevi vatandaşların sorunlarını da, başka meseleleri de anlıyoruz. 1915 de bunun içindedir. Yani bir demokrasi süreci yaşıyoruz biz. Kimse kendisine özel bir şey çıkarmasın” dedi.

‘YANLIŞTAN DÖNÜLÜYOR’

AK Partili Orhan Miroğlu’na göre hükümetin üç yıldır süreci İmralı-HDP üzerinden götürmesi de yanlıştı. Miroğlu, “Ben daha işin başında, yanlış yapılıyor dedim. Kürtlerin haklarını İmralı ile pazarlık konusu yapamazsınız. Bugün bu yanlıştan dönülüyor. Cumhurbaşkanı da açıkça söyledi. ‘Biz Çözüm Süreci’nden demokratik bir süreç anlıyorduk, ama öbür taraf maalesef bunu istismar etti’ dedi” diye konuştu.

Sürecin istismar edilmesiyle Doğu, Güneydoğu’da farklı bir rejimle karşı karşıya kalındığını kaydeden Orhan Miroğlu, “Şimdi insanlar devletten silah talep etme aşamasına geldiler. Uyuyan insanları infaz etmenin süreçle ne alakası var? Bunu yapan bir hareketle neyi çözebilirsiniz?” dedi.

‘MUHATAPLARIN DEĞİŞMESİYLE YENİ DÖNEM BAŞLADI

Miroğlu, çözüm sürecinin bitmediğini, süreçte yeni bir dönemin başladığını ifade etti. Eski süreçteki muhatapların, muhataplığı kendi elleriyle reddettiğini savunan Miroğlu, yeni süreçte PKK ile mücadele edileceğini ancak demokratikleşmenin de devam edeceğini söyledi. Miroğlu, şunları söyledi:

“‘PKK ya da IŞİD ile mücadele ediyorum’ gerekçesiyle, Türkiye demokratikleşme sürecinden bir adım geriye gidemez. Bu çok vahim bir şey olur. Biz 1990’lı yılları yaşamıyoruz. PKK’ya, HDP’ye rağmen onlarca demokrasi hamlesi yaptı bu hükümet. Türkiye, Kürt kimliğinin resmen tanındığı bir sürece girdi. O yüzden ‘ben terörle mücadele ediyorum, bu yüzden demokrasiyi rafa kaldırabilirim’ diyemez.”

‘PKK’YA KARŞI MÜCADELE SADECE GÜVENLİK TEDBİRİYLE OLMAZ

PKK’ya karşı mücadelenin sadece güvenlik meselesinden geçmediğini de vurgulayan Miroğlu, bölgedeki siyasi nüfusun bir biçimde normalleşmesi için de mücadele verilmesi gerektiğini söyledi. Miroğlu, bunun da sadece hükümetin değil, CHP ve MHP de dahil, bir bütün olarak herkesin meselesi olduğunu söyledi.

‘KAPATMA OLMAZ, DOKUNULMAZLIKLAR KALKABİLİR

HDP’nin kapatılması ve başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere HDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin çağrıları da değerlendiren AK Partili Miroğlu, kapatılan partilerden siyaset yasağı almış biri olduğunu hatırlattı. Parti kapatmaların bir çare olmadığını vurgulayan Miroğlu, “Artık Türkiye parti kapatmayı geride bırakmış bir ülkedir, başa dönemiyiz. Ama bu, insanlara milletvekili olarak suç işleme özgürlüğü tanımıyor. Bir milletvekili kalkıp da, yasa dışı bir örgütü arkasında hissettiğini söylerse, bu özgürlük falan olmaz. Meclis, böyle düşünen insanların dokunulmazlığını görüşebilmelidir ama HDP’nin kapatılması asla olmamalıdır” diye konuştu.

‘FİGEN YÜKSEKDAĞ, SURİYE ORDUSUNA YAZILSIN’

AK Parti’nin siyasi partilerin ne olursa olsun tüzel kişiliklerine yönelik kapatma sürecinin başlamasını istemediğini vurgulayan Miroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunun yerine o partide suç işleyen ya da savcılık soruşturmasına tabi olan insanların adil yargılaması için dokunulmazlıkların kaldırılması doğru bir davranış olur. Figen Yüksekdağ’ın arkasında hissettiği güç, Esad’ın ordusunun bir parçası olmak için açıklama yapan güçtür. Esad’ın ordusu, baştan aşağıya hiyerarşik olarak 300 bin insanın ölümü nedeniyle Lahey Adalet Divanı’nda yargılanması gereken bir ordudur. Bu hanımefendi, ülkesinde iç savaşa yol açmış bir yönetime katılmayı düşünen bir gücü arkasında hissettiğini söyleyebilir. O zaman bu hanımefendinin yapması gereken, Suriye’ye geçip Esad’ın ordusuna yazılmaktır.”

 

SPUTNIKNEWS

 

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !