MÜMİNLER KARDEŞTİRLER
Kur’an ahlakını samimiyetle yaşayan insanlar, onun vesile olduğu birçok nimetin güzelliğini doruğunda yaşarlar. Bu güzelliklerin en büyüklerinden biri de hiç kuşkusuz, Yüce Allah’ın ‘Müminler ancak kardeştirler…’ (Hucurat Suresi, 10) ayetiyle haber verdiği ve müminlerin kalpleri arasında kıldığı kardeşlik bağıdır. Bu son derece güçlü bağ, inanan insanlara gerçek anlamda sevgiyi öğretir.
Samimi iman edenlerin birbirlerine duydukları sevgi derindir, çünkü bu sevgi onların kalplerini dolduran Allah sevgisinden kaynak bulur. Müminler, yine kalplerinde taşıdıkları Allah korkusu nedeniyle de Allah’ın hoşnut olacağı bir yaşam sürmeyi arzu ederler. Aralarındaki sevgi, Allah sevgisi ve Allah korkusu temelleri üzerinde kurulmuştur ve bu sağlam temeller üzerinde yükselir. Umut ettikleri de, cennette, yine mümin kardeşleriyle birlikte sonsuza dek eşsiz güzellikler içerisinde mutluluk dolu bir yaşamdır.
Samimi müminler, Allah’ın buyruğu olan 'hayırlarda yarış'ı benimser. Yüce Allah'a yakın olabilmek için, bu rahmani yarışta gücü yettiğince çaba harcayan her inanan, mümin kardeşine de yardımcı olur. Rabb’inin rızasını kazanabilmek için ettiği duaları kardeşi için de eder. Onun da Allah yolundaki mücadelesinde en fazlasını kazanabilmesi amacıyla, samimiyetle destek olur. Bu saflar halindeki fikir mücadelesi, müminlerin, Allah’ın vaadi olan en güzel hayatı yaşamalarına vesile olacaktır. Çünkü mümin Allah’ı anarak, Onun rızası için çalışarak mutlu yaşar.
Aralarındaki bu sağlam gönül bağı nedeniyle, her konuda birbirleri için özveride bulunur ve birbirlerinin hatalarını bağışlarlar. Müminler arasında da sıkıntılı anlar olabilir. Böyle durumlarda kişi, mümin kardeşinin iyi yönlerini ve onun Allah rızası için yaptıklarını düşünür, asla kin ve düşmanlık gütmez, asla buğz etmez. Çünkü bu, Rabbimiz’in beğendiği üstün ahlaka asla uymaz. Nitekim bir Kuran ayetinde Yüce Rabbimiz cennet hayatında Müslümanların kalplerinde kin ve nefret bulunmadığını şöyle bildirmiştir:
"Onların göğüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı karşıyadırlar." (Hicr Suresi, 47)
Bu muhteşem ortam ve müminlerin tarif edilen ruh hali, bu dünya hayatı için de çok güzel bir örnektir. Artık imtihan bitmiştir, müminler tamamen arınmış, şeytanın kalplere saldığı vesveseden uzak şölen gibi sonsuz bir yaşam içindedirler. Şeytan ise ‘yüreklere tırmanan ateşin’ içinde yaptıklarını tatmaktadır. Dünya hayatında, insanları saptırmak için kuruntulara düşürmeye çalışan şeytan, müminlerin arasındaki tesanüd ve dayanışmayı da bozmaya çaba gösterir. Kur’an’da müminlerin aralarını açmaya çalışan bu sinsi düşmana şöyle dikkat çekilir:
"Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır." (İsra Suresi, 53)
Şeytanın planlayıp uygulamaya koyduğu sinsi tuzaklarına düşmemek için müminler birbirlerine hatırlatmalarda ve uyarılarda bulunurlar. Kendi hatalarını düzeltmeye çalışır, mümin kardeşi bir hata yaptığında bırakıp gitmez, ona destek olur, yardım eder. Bir annenin hastalanan çocuğunu kendi başına iyileşemeyeceği için yalnız bırakmaması gibi, mümin de kardeşinin yanında olur…
İşte gerçek sevgi de budur. Bir mü'min yalnızca ahirette kendi vereceği hesabı düşünmez. O, kardeşlerinin de sonsuz mutluluğuna vesile olabilmeyi ister. Bu sevgi herhangi bir dünyevi çıkar kaygısı ile bozulmamış sevgidir, Rabb’lerinin müminlerin kalplerinde kıldığı bir nimettir.
Peygamber Efendimiz(sav) zamanında hicret sırasında, ensar ve muhacir çok çabuk dostluk kurmuş, örnek bir tesanüd örneği göstererek Allah yolunda beraberce mücadele etmişlerdir. Resulullah (sav) da veda hutbesinde müminler arasındaki kardeşliğin asla bozulmamasını bizlere şöyle vasiyet etmiştir:
‘Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler...’
İnanan insanların bu kardeşlik bağlarının her an daha da güçlendirilmesine çaba harcamaları gerekir. Çünkü, sonsuz barınma ve mutluluk yurdundaki kardeşliğin temelleri burada atılır. Dünya hayatında birbirlerine karşı sevgi dolu olan müminler, Allah’ın dilemesiyle cennet nimetlerini ve güzelliklerini de birlikte tadacaklardır.