24 Ocak 2010

RASULULLAH'A BENZEMEK

"Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'a ve Resûlü’ne icabet edin. Ve bilin ki muhakkak Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve siz gerçekten O'na götürülüp toplanacaksınız." (Enfal Suresi, 24)

İnsanlık tarihine bakıldığında hayatın bir peygamberle başladığı görülür. Bir elçi olmadan dinin anlaşılması ve uygulanması mümkün olmadığından, Rabbimiz her ümmete yol gösterici olarak peygamberler göndermiştir.

 

Hz. Peygamber (sav), Rabbimizin "… ancak o,   Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur."  (Ahzab Suresi, 40) ayetiyle bildirdiği gibi insanlar için gönderilen son peygamberdir ve Yüce Allah'ın son hak kitabı olan Kur’an-ı Kerim’i vahy ettiği, güzel ahlakı, takvası, Allah'a olan yakınlığı ile insanlara örnek kıldığı resûlu/elçisidir. Ümmetinin zorluk çekmesi, Tevbe Suresi’nde ”…sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, mü'minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir.” ayetiyle haber verildiği üzere onun gücüne gitmektedir; O müminlerin dostu ve yakınıdır.

 

Rabbimiz’in, "Gerçek şu ki, Biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız" (Müzzemmil Suresi, 5) ayetiyle de bildirdiği gibi Hz. Peygamber (sav)'in sorumluluğu oldukça önemlidir. Allah'a olan kuvvetli imanı ile bu sorumluluğu mükemmel bir şekilde yerine getirmiş, insanları Allah'ın hayat veren yoluna, hidayete davet etmiş ve çağrıya icabet eden samimi insanların yoluna ışık olmuştur. Yüce Allah O'nu kıyamete kadar insanlığa peygamber kılmıştır.

 

Peygamberimiz (sav)'i görmemiş olmak, ahirette onunla olabilmek için elimizden gelen çabayı en fazlasıyla göstermekten bizi alıkoymaz. Çünkü Kur’an ayetlerinden ve hadis-i şeriflerden onun örnek kılınan güzel ahlakını tanımak mümkündür:

 

Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21)

 

İman eden insanlar için doğruya ve en güzel ahlaka özendirmek önemli bir sorumluluktur. Bir mü’minin, tavırlarına ve ahlâkına benzeyebilmek için çaba göstermesi gereken insan ise, Kur’an ahlâkı ile ahlâklanmış olan Hz. Peygamber (sav)'dir.  

 

Hz. Muhammed (sav) gibi diğer tüm peygamberler de,  Allah'ın hoşnut olduğu örnek kişilerdir. Rabbimiz, Kur’an’da bu konuyu  “Andolsun, onların kıssalarında temiz akıl sahipleri için ibretler vardır. (Bu Kur'an) dizip uydurulacak bir söz değildir, ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin 'çeşitli biçimlerde açıklaması' ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (Yusuf Suresi, 111) ayetiyle hatırlatır.

 

Hz. Peygamber (sav)'in izinden giden samimi mü’minlerin de, tüm insanlara güzel ahlâkları ile örnek olmaları ve onları güzel ahlâka davet etmeleri gerekir. Uyarmak, hatırlatmak, korkutmak ve müjde vermek mü’minlerin de görevidir, ancak hidayeti verecek olan yalnızca Rabbimiz’dir:

 

Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.  (Kehf Suresi, 56)

 

Kendisine Rabbinin ayetleri öğütle hatırlatıldığı zaman, sırt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarına bir ağırlık koyduk. Sen onları hidayete çağırsan bile, onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.  (Kehf Suresi, 57)

 

Mü’minler bir konuda anlaşmazlığa düştüklerinde, İslam’ın iki temel kaynağı olan Kur’an ve sünnete başvurmalıdırlar. Kur’an’da bu gerçek "... Aranızda bir anlaşmazlığa düşerseniz bunu Allah’a ve elçisine döndürün. Şayet Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanız bu hayırlı ve sonuç bakımından daha güzeldir." (Nisa Suresi, 59)  ayetiyle bildirilir.

 

Kur’an ahlâkının günlük hayata nasıl geçirileceğini, Hz. Peygamber (sav)'deki güzel örneklerden öğreniriz. Hz. Peygamber (sav)'in hangi koşulda hangi davranışta bulunduğunu öğrenerek ona benzemeye çalışmak ve samimiyette, tevazuda, temizlikte, imanî coşkuda onu örnek almak gerekir. Günümüzde pek çok insan, toplumda tanınan ya da farklı olan kişileri kendisine örnek alır. Oysa, özenilmesi ve benzemeye çalışılması gereken insanlar, öncelikle peygamberlerdir.

Rabbimiz, Kendisine ve Resulüne iman eden, Peygamberi izleyen ve onu savunup destekleyen mü’minlere kurtuluşu müjdeler:

 

Ki Allah'a ve Resûlü'ne iman etmeniz, O'nu savunup-desteklemeniz, O'nu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam O'nu (Allah'ı) tesbih etmeniz için. (Fetih Suresi, 9)

 

… Ona iman edenler, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır. (Araf Suresi, 157)

 

Hz. Peygamber (sav)'i desteklemek de, ancak Kur’an'a tabi olarak, O’nun gibi Kur’an ahlâkını yaymaya çalışarak ve O’nun üstün ahlâk özelliklerini kazanmaya çalışma gayreti ile mümkün olacaktır. Bu çabayı gösteren samimi mü’minlere, Rabbimiz de yardım edecek ve yollarını açarak, onlara başarı verecektir. En büyük ödül de Hz. Peygamber (sav) gibi, Allah’ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak olacaktır.

Resûlullah (sav)’ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştirr:

"Kim bir müslümandan dünya kederlerinden bir keder giderirse Allah ondan ahiret günü kederlerinden bir keder giderecektir. Kim de müslümanı örterse Allah onu dünya ve ahirette örtecektir. Ve kim bir fakir borçluya kolaylık gösterirse, Allah ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterecektir. Kul, (din) kardeşinin yardımında olduğu müddetçe Allah da onun yardımcısıdır. Kim bir yola giderek onda ilim ararsa, bu çalışması sebebi ile Allah ona Cennet'e giden bir yolu kolaylaştıracaktır…” (İbni Mace/ 1. cilt / Sh.389)

 

Hz. Peygamber (sav)'in insanları Kur’an ahlâkına yaklaştıran ve kalpleri imana ısındıran sevgisi, ince düşüncesi ve şefkati, bizlerin de kazanmamız gereken önemli özelliklerdir. Bu ahlâka sahip olmalı, mü’minlerle beraberlik ve dayanışma içinde yaşamalıyız; birbirimizin ‘din kardeşleri’ olduğumuz gerçeğini unutmadan…