Müslümanlarla Dayanışma Platformu`ndan Suriye açıklaması
Bugün, Suriye başta olmak üzere bütün İslam coğrafyasında işlenen katliamlar karşısında hala sessizliğini sürdüren, sözde İslami teşkilatlar, insan hakları ve özgürlüklerin savunulması adına çifte standart tutum sergileyen bütün ülke, kurum ve kuruluşları kınadığımızı buradan deklare ediyoruz.
BAAS DİKTATÖRÜ ESED’İN SURİYE’DEKİ KATLİAMLARI 5. YILINA GİRDİ
Suriye’ de 15 Mart 2011’de Dera Kenti’nde duvarlara yazı yazan çocukların işkence edilerek cezaevine konulmalarıyla başlayan direniş 5.yılına girmiştir. Baas rejimi kendi halkını tanklar, toplar ve uçaklarla bombalayarak katliama halen devam ediyor. Suriyeli kardeşlerimiz ise, “zillet içinde yaşamaktansa ölmek daha iyidir” sözünün arkasında durarak zalim Esed rejimine karşı ölümüne mücadele ediyorlar. Ancak Suriye’de yaşanan bu direniş bütün taraflar için tam bir turnusol kâğıdı özelliği gösteriyor. Rusya ve Çin’in zalim Esed yönetimi ile ortak menfaatleri gereği Baas diktatörlüğüne yardımı dahi insanlık açısından bir trajedidir. Çünkü zalim ve katil Esed, Suriye halkının temsilcisi değildir. Adı İran İslam Cumhuriyeti olan ve Taguti-Sosyalist Baas rejimini destekleyen komşumuz, insanlığa karşı işlenen suçların ortağı olmuştur. Şebbiha denilen rejimin milisleri, Esed’in askerleri, İran ve Hizbullah güçleri, 4 yıldır çoluk-çocuk ve kadın ayrımı gözetmeksizin Müslümanları katletmeye devam etmektedirler. Dünyanın her yerinde zulme karşı başkaldırıları destekledikleri iddiasında olan Türkiye’deki solcu ve Kemalist güruh ise; Suriye’deki ayaklanmada Müslüman halkın direnişinden dolayı diktatör Esed’in yanında yer alma zilletini göstermiştir. Ve buna gerekçe olarak da Beşşar Esed’in “ABD Emperyalizmine karşı mücadele ettiği” masalını piyasaya sürmüşlerdir. Oysa Esed diktatörlüğü, kuruluşundan beri emperyal ve Siyonist güçlerin bölgedeki menfaatlerinin bekçiliğini yapmaktadır.
Dünya üzerindeki gelişen olaylara baktığımızda, şu manzara ile karşılaşıyoruz; İslam coğrafyasının her tarafında emperyal ve Siyonist terör güçleri tarafından yaşlı-genç, kadın-erkek, çoluk-çocuk demeden Müslümanlara dönük katliamlar gerçekleştirilmektedir. Bu emperyal ve Siyonist güçler, Afganistan’da taş taş üzerinde bırakmadılar, Irak’ta ve Afganistan’da milyonlarca masum insanı katlettiler. Irak’a ve Mısır’a demokrasi getiriyoruz bahanesiyle, akla-hayale sığmayacak katliamlara imza attılar. Müslümanlara terörist diyenler, gerçek teröristleri görmek ve tanımak istiyorlarsa; Çeçenistan, Afganistan, Irak, Orta Afrika, Filistin vb ülkelerde milyonlarca masum insanı vahşice katledenlere bakmalarını tavsiye ederiz. Emperyal ve Siyonist terör güçleri, son olarak da Mısır’da darbeci Sisi yönetimi dakikalık mahkemelerle yüzlerce insanı idama mahkûm ederken, Suriye’de de, diktatör Esed yönetimi, halkı üzerine varil bombaları yağdırıp, kitlesel imha silahları kullanarak insanları katlederken, şehirleri, cami, hastane, okul ve tarihi mekanları imha ederken bu diktatör ve darbecilerin yanında yer alıp, onlara destek vermişlerdir.
Biz inanıyoruz ki yönetimler, zulümle asla devam edemez. Rabbimiz buyuruyor; ”Sizden önce nice (milletler hakkında) ilahi kanunlar gelip geçmiştir. Onun için, yeryüzünde gezin dolaşın da (Allah’ın ayetlerini) yalan sayanların akibetini ne olmuş görün”(Ali İmran: 137) evet, zalimler “nasıl bir inkılab ile yıkılacaklarını yakında bileceklerdir.” (Şuara, 227) Olaylar ve gelişmeler beşeri düzenlerin sonunun yaklaştığını göstermektedir. ABD ve Batı’nın insanlara vereceği veya vaad edeceği hiçbir değer kalmamıştır. İnsanlık yeni bir arayış içindedir. O da inşaallah insanlığı hem bu dünyada hem de ahiret âleminde kurtaracak olan İslam’dır.
Evet, bizler başta Müslümanlar olmak üzere bütün mazlumlara, kimliğini sormadan sahip çıkmanın gerekliliğine inanmış Müslümanlarız. Bu anlamda tüm Ortadoğu coğrafyasında ve diğer çatışmaların yaşandığı İslam coğrafyalarında yaşanılan olayların Hak-Batıl savaşından ibaret oluğunu biliyoruz. Bu anlamda Suriye’deki katliam ve zulümlerin 5.yılına girdiği şu günlerde, Suriyeli Müslüman kardeşlerimize sahip çıkmanın gerekliliğinin şuuru içindeyiz. Son verilere göre sadece Türkiye’ye gelen Suriyeli mültecilerin sayısı 2 milyona yaklaştı. Gerek Türkiye’deki, gerekse Suriye’deki kardeşlerimiz yiyecek, giyecek, barınak ve ilaç yönünden büyük sıkıntılar yaşamaktadırlar. Soğuk kış şartları ile mücadele etmektedirler. Zalimlere ses çıkartmaz, mazlumlara sahip çıkmazsak, bilelim ki Rabbimizin “Aranızdan sadece zalimlere erişmekle kalmayacak bir fitneden sakının” (Enfal:25) ikazın biz de muhatap oluruz.
İslam coğrafyasında devam eden mücadelede, Müslüman kardeşlerimizin yanında yer aldığımızı, dualarımızla, maddi ve manevi bütün imkanlarımızla onlara destek verdiğimizi bütün dünyaya ilan ediyoruz. Rabbimiz onların ve bizlerin ayaklarını İslam üzere sabit kılsın. Zalimlere, katillere ve müstekbirlere karşı mücadelemizde bizlere direnme gücü ve hayırlı imkanlar nasib etsin. Rabbimiz bizlerin eli ile nurunu tamamlasın, mazlumların, mustazafların kurtuluşuna vesile kılsın inşaallah. Allah’u Teala (cc), katil darbecileri, diktatörleri ve onların destekçileri ile bütün zalimleri kahr-u perişan etsin.
Bugün, Suriye başta olmak üzere bütün İslam coğrafyasında işlenen katliamlar karşısında hala sessizliğini sürdüren, sözde İslami teşkilatlar, insan hakları ve özgürlüklerin savunulması adına çifte standart tutum sergileyen bütün ülke, kurum ve kuruluşları kınadığımızı buradan deklare ediyoruz.
Bütün insanların can, mal, din, akıl ve nesil emniyetlerinin sağlandığı bir dünyada buluşma ümidiyle İslam coğrafyasında işgalin, terör ve katliamların son bulmasını Cenab-ı Hak’tan temenni ve niyaz ederiz.
Müslümanlarla Dayanışma Platformu
(İlkav Vakfı, Kardelen Derneği, Medeniyet Vakfı (Genç Birikim) Umran Hareketi, Vahdet Vakfı)
YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !