20-04-2017 20:38

Obama aldattı, Sıra Trump’ta!

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Al Jazeera`ye verdiği röportajda referandumla gelen sistem değişikliği, Türkiye`nin ABD ve AB ile ilişkileri ve Suriye`deki iç savaşla ilgili soruları yanıtladı.

Obama aldattı, Sıra Trump’ta!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump'ın telefon görüşmesinde ABD'nin PKK, YPG ve PYD'ye yönelik politikasını değiştireceği yönünde bir söz verip vermediğiyle ilgili soruya, "Zaten daha önce bu konuda yani terör örgütlerine karşı bizim ortak dayanışma içerisinde bir çalışmamızın olması gerektiğini söylemişlerdi. Şimdi yapacağımız görüşme, artık bunun tamamen yüz-yüze görüşmede detaylandırılması olacaktır ve orada tabii biz birçok belgeleri de kendilerine sunacağız. Daha önceleri de PKK'yla ilgili konuda mutabakatımız var idi. Obama döneminde de bu konuda mutabakat vardı fakat Obama maalesef PYD ve YPG konusunda bizleri aldatmıştır ama şu andaki yönetimin aynı durumda olacağına ihtimal vermiyorum." cevabını verdi.

Erdoğan, Trump döneminden umutlu olduğunu, Trump'ın "sizinle çok önemli işler yapacağız" sözünün bunu gösterdiğini söyledi.

Erdoğan’ın bu sözleri kimi siyasi analistlerce şaşkınlıkla karşılanırken, Trump yönetiminin de Türkiye yönetimini aldatmayacağının garantisinin ne olduğu merak konusu oldu. Zira Erdoğan’ın birçok olayda, “aldatıldık, kandırıldık, ihanete uğradık” şeklinde sarf ettiği cümlelerinin arkasına sığındığı ve olayların faturasını karşı tarafa kestiği de biliniyor. Hâlbuki tarihten alınacak kısa bir ders bile, kâfirlere güvenmenin hayati bir hata olduğunu ortaya koyacaktır:

“Yavuz Sultan Selim Han Hazretlerine, Hıristiyan’ın biri sekiz sene hizmet etmiş. O kadar güzel hizmet etmiş ki, ancak o kadar olur. Yavuz Sultan Selim Han bir gün çağırmış, demiş ki:

– Bak, seni azat edeceğim, Sana para da vereceğim. Padişah sözü de veriyorum. Bana doğruyu söyle, en ufak bir zarar görmeyeceksin…

– Buyur sor Padişahım!

Yavuz Sultan Selim Han;

– Benim Peygamberim SallAllâhû Teâlâ Aleyhi ve Sellem buyuruyor ki: “Bir Yahudi ve bir Hıristiyan size hizmet ederse, fırsat buldukları an, size hıyanet ederler!” Sende hiçbir hainlik görmedim ama yaptığın bir ihanet varsa ben bileyim de, Aleyhi’s-Salâtû ve’s-Selâm Efendimizin mucizesini gözümle görmüş olayım, söz veriyorum, zarar görmeyeceksin!

– Padişahım, sekiz senedir sana getirdiğim abdest suyuna, işemeden getirmedim!

Sultan Selim Hân da diyor ki:

-Allahu Teâlâ’ya yemin olsun ki, senin getirdiğin abdest suyu ile hiç abdest almadım! Haydi, serbestsin, git…”

"Merkel'in aramaması suçluluk psikolojisi"

Halk oylamasının ardından Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi dünyanın çok farklı ülkelerinden liderlerin aradığı hatırlatılarak Almanya Başbakanı Angela Merkel'in henüz aramamasına ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Tabii şimdi bunu bir suçluluk psikolojisi olarak değerlendirebiliriz; bu bir. İki; bunu fırsat bulursanız kendilerine sorun" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa ile ilişkilerin düzelme yoluna girmesini temenni ettiklerini ancak onların, kapılarını kapattığı sürece böyle bir düzelme olmayacağını dile getirdi.

Avrupa'nın bu noktada kendi durumlarını gözden geçirmesi, "Biz burada yanlış yaptık." demesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, "Demiyorlarsa biz tabii ne yapacağız? 54 sene bekledik, bir 54 daha mı bekleyeceğiz? Kendimize başka çıkış yolları arayacağız" açıklamasını yaptı.

"Türkiye tercihini 1923'te yaptı"

Müslüman Türkiye halkının beklentilerini, Hilafet-İslam Devleti arzularını görmezden gelerek referandumdan çıkan sonucu ve ardından acilen atılacak adımların neler olacağını değerlendiren Erdoğan, "Öncelikle, dezenformasyon ya da olumsuz kampanya yürütmek suretiyle bu işi bir diktatörlük vesaire gibi nitelendirme gayreti içinde olanlar ya da rejim değişikliği gibi yaklaşım gösterenlere karşı şöyle bir ifadem olacak; Türkiye rejim tercihini 1923'te cumhuriyetle yapmıştır. Ondan sonra Türkiye'nin böyle bir tercihi yoktur. Şu anda atılan adım, sadece bir yeni yönetim sistemidir, pazar günü yaşadığımız budur. Çünkü sistem içinde çok ciddi tıkanıklıklar var, bu tıkanıklıklar Türkiye'nin çok daha süratle büyümesini engelleyen tıkanıklıklardır. 14-15 yıllık iktidarımız döneminde bunları biz yaşadık. Üç kat büyüme sağlamış olmamıza rağmen biz diyoruz ki, daha fazla büyüme imkânımız varken niye üç kat büyümeyle bunu geçiştirelim. Ayaklarımızda prangalar var, tabii bu prangaları kesip atmadıktan sonra bunu sağlayamazsınız" cevabını verdi.

Hâlbuki Türkiye halkı ve diğer İslam beldelerindeki Müslümanların anayasa referandumuna yüklediği anlam, Erdoğan’ın ifade ettiğinden çok daha farklı bir zeminde karşılık buluyordu. Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin aksine Müslüman halklar, bu referandumdan İslamî hükümlerin hayata hâkim kılınacağı bir devlete doğru evrilme yaşanacağı vehmine kapılmışlardı. Görünen o ki sandıktan yine “aldatılma”, “kandırılma” çıkmış.

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !