29-06-2012 22:04

Özgür-Der`den `Şeyh Said` eylemi

Şehadetinin 87. yıldönümünde Şeyh Said Fatih’te rahmetle anılırken, devlet kirli tarihiyle yüzleşmeye ve özür dilemeye davet edildi.

Özgür-Der`den `Şeyh Said` eylemi

Özgür-Der tarafından düzenlenen gösteride Kemalist zulüm tarihinin cinayetleriyle yüzleşme, Şeyh Said’in Cumhuriyet tarihinin diğer mağdurlarının mezarlarının bulunması, İstiklal Mahkemesi arşivlerinin açılması gibi taleplerde bulunuldu. Şeyh Said’in İslami kıyamının haklılığına vurgu yapılan eylemde mağdurlardan özür dilenmesi çağrısında bulunuldu.

Eylemde TBMM Başkanlığına İstiklal Mahkemesi kararlarının yok sayılmasını ve Şeyh Said’in mezarının bulunmasını talep eden bir mektup gönderildi.

Murat Ayar’ın sunuculuğunu yaptığı eylemde “Ali Şükrü Bey’den Şeyh Said’e, Atıf Hoca’dan Esad Efendi’ye; Zulüm Tarihiyle Hesaplaşılsın!”, “Şeyh Said’in Mezar Yeri Açıklansın!”, “Dersimiz: İnkılâp Tarihi, Kazanımlarımız: İstiklal Mahkemeleri; Tehcir, Tenkil, Tedip Harekâtları, Takrir-i Sükûn, Yasaklar, Baskılar…”, “Zulüm Tarihiyle Hesaplaşılsın!”, “İstiklal Mahkemesi Hükümleri Yok Sayılsın, Mağdurlardan Özür Dilensin!” dövizleri tutulurken  “Şehadetinin Yıl Dönümünde Şeyh Said’i Rahmetle Anıyoruz! Laik Sistem Zulüm Tarihiyle Hesaplaşsın!” pankartı açıldı.

Özgür-Der yöneticilerinden Hamza Türkmen yaptığı konuşmada Şeyh Said’in iade-i itibara ihtiyacı olmadığını bilakis iade-i itibara devletin ihtiyacı olduğunu ifade etti. Türkmen konuşmasının devamında;

"87 yıl önce bugün Şeyh Said ve dava arkadaşları, İslam’ı azaltmak isteyen, İslami değerleri yasaklamak isteyen, Müslümanlara zulmeden Batıcı - laik – Türk ırkçısı/ulusçusu kimlik dayatmasına karşı çıkmışlar ve kıyam etmişlerdi.  Sonunda İslami aidiyetleri savundukları için Fransızların da yardımıyla yakalanmışlar, M. Kemal’ın atadığı Şark İstiklal Mahkemesi çetesi tarafından keyfi olarak idam edilmişlerdir. Hepsine Allah’tan rahmet diliyorum.

İdam sehbasına vakur adımlarla ilerleyen Şeyh Said, orada bulunan bir gazeteciye küçük bir kağıda yazdığı notu vermiştir. Bu not idam sehpasına çıkan Şeyh Said’in son cümleleridir. “Değersiz dallarda beni asmanıza pervam yoktur. Muhakkakki ölümüm Allah ve İslam içindir.”

87 yıl sonra biz burada niçin toplandık?

Şeyh Said ve arkadaşlarına iade-i itibar kazandırmak için toplanmadık. İnanıyoruz ki onlar zaten şehittir ve Allah katında itibarlıdırlar. İade-i itibara ihtiyacı olan bizleriz. Biz burada Şeyh Said’e ve tüm Müslüman halka, halklara yapılan zulümleri hatırlamak ve devleti bu zulümlerle yüzleştirmek için toplandık.

Bizler İslami izzet ve birikim sahibi binlerce alimi ve kanaat önderini idam eden ve halkımızı rehbersiz - çaresiz bırakan İstiklal Mahkemeleri kararları ile, çeteleri ile ve bu çeteleri atayan zihniyetle yüzleşmek ve hesaplaşmak niyetiyle buradayız.

Bugünden baktığımızda Şeyh Said, kıyamında, hukuki olarak da tamamen haklıdır. Çünkü 1924 Anayasasında “Devletin dini, din-i İslam’dır.” Fakat Türk inkilabı olarak yapılanlar, İslam’ı ortadan kaldırmaya veya en azından alt kimliğe indirgemeye matuftu. Bu da zaten bir anayasa ihlali veya anayasa darbesiydi. Oysa Şeyh Said fıtri ve İslami sorumluluğu yanında, en azından anayasal olarak da İslami değerlere sahip çıkmıştı.

Bizler darbelere ve darbecilere dün için de bugü için de bütün olarak karşıyız. Zira darbecilik müstağniliktir, ilahlaşmaktır, despotizmdir.. Tekrar edecek olursam, Şeyh Said’i anmak Kemalist ideolojinin yalanlarıyla devleti yüzleştirmek demektir.

Şeyh Said’i anmak İslami mücadele ve onur çizgimize sahip çıkmak demektir,      Şeyh Said’i anmak  tevhid, adalet, özgürlük sancağımızı dalgalandırmak demektir.  Şeyh Said dedemize ve zulme ve zalime karşı hakkın ve adaletin savunusuna yapan tüm şehitlerimize, şahitlerimize Allah rahmet eylesin. " sözlerini kaydetti.

Haksöz Dergisi editörlerinden Bahadır Kurbanoğlu konuşmasında inkılâp tarihi derslerinde anlatılan tarihin geçersiz olduğunu ifade ederken, tarihin gerçek kaynaklarından öğrenilmesini istedi. Kendisine güvenen bir devletin tarih arşivlerini açması gerektiğini ifade eden Kurbanoğlu Şeyh Said’in mezar yerinin açıklanmasının ve vasiyetinin ailesine ulaştırılmasının gerektiğini söyledi.

Eylemde “İstiklal Mahkemesi Zorbalığın Adresi!”, “Mezar Yeri Açıklansın!”, “Arşivler Açılsın, Özgür Dilensin!”, “Şehidlerin Yolunu Sürdüreceğiz!”, “Şeyh Said Kıyamı, Ümmetin İftiharı!”, “Şehid Şeyh Said Yolun Devam Edecek!”, “Kemalist Devrimler Lağv Edilsin!”, “Kemalizmin Celladı İstiklal Mahkemeleri!”, “Tevhid, Adalet, Özgürlük!” sloganları atıldı. Eylem tekbirlerle sona erdi. 

(Kaynak: Haksöz Haber)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !