Sivas mazlumları 21 yıldır mağdur
Sivas Madımak Otel’de Alevi-Sünni çatışması çıkarmak isteyenlerin planladığı provokatif olaylar 21. yılına girerken, olaylarda suçsuz yere mahkûm edilen onlarca masum insan ve aileleri ise, büyük mağduriyet yaşıyor.
Sivas sanıklarının mağduriyetinin 21. yılına girildi. Aziz Nesin’in tahrikleriyle başlayan, Madımak Oteli’nde gerçekleşen ve 37 kişinin hayatını kaybettiği Sivas olaylarını çıkaranların faili bulunmazken, sadece slogan attığı gerekçesiyle mahkûm edilen vatandaşlarımızın mağduriyeti devam ediyor.
Sivas olaylarında 33 sanık idam cezasına mahkûm edilirken, 4 sanık 20’şer yıl, 1 sanık 15 yıl, 27 sanık 7 yıl 6’şar ay, 2 sanık 5’er yıl ağır, 1 sanık ise 2 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Devlet Denetleme Kurulu; gazetemizin haberlerinin ardından harekete geçmiş, Sivas ve Başbağlar olaylarını inceleme kararı almıştı.
“TEK ÇAKI DAHİ BULUNMADI, ‘ANAYASAYI İLGA’ SUÇUNDAN MAHKÛM EDİLDİLER”
Sivas sanıklarının avukatı Cüneyt Toraman, Aziz Nesin ve oteldeki özel şahısların kamu yöneticileri gibi değerlendirildiğini belirterek, “Tek bir çakı bıçağının dahi ele geçirilmediği olayda, sanıklar ‘anayasayı ilga’ suçundan mahkûm edilmiştir” dedi.
GAZETE İHBARLARIYLA SANIK OLDULAR!
Toraman, Sivas davasında, protesto grubu içerisinden gazetelerin ihbarlarıyla (rastgele) oluşturulan bir grubun davanın sanığı haline getirildiğini, davanın kanunla tayin edilen mahkemeden başka bir mahkemeye nakledildiğini ve olaya uygun olmayan “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçunun maddesi olan TCK 146. maddesinin uygulandığını söyledi.
“MEHMET MOĞULTAY DÖNEMİNDE DAVAYA MÜDAHALE EDİLDİ”
Toraman, davanın nakledildiği Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin (DGM), ilk kararında, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuyla ilgili 146. maddeyi uygulamadığını hatırlatarak, “Mahkemenin bu kararı, daha sonra CHP ile birleşen Sosyal Demokrat Halkçı Parti iktidarında, Adalet Bakanı Mehmet Moğultay döneminde HSYK’nın da sayesinde, Yargıtay tarafından bozulmuş ve sanıklara, olayla hiçbir ilgisi olmayan anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs maddesi uygulanmıştır” diye konuştu.
“DARBEYE TEŞEBBÜS SUÇUNU ERGENEKON VE BALYOZ’DA GÖRDÜK”
Cüneyt Toraman, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçunun, doğrudan doğruya anayasal düzeni ortadan kaldırmayı esas alan bir suç tipi olduğunu söyledi.
Toraman, “Sanıkların, bu amaçla örgüt kurmaları, örgütün liderinin yöneticilerinin olması, bu örgütün süreklilik arz etmesi, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya elverişli vasıtalara (silahlara, bombalara, vs.) sahip olması, Türkiye’nin değişik yerlerinde yaygın şiddet eylemlerine başvurması, bu suçun kanuni unsurlarıdır. Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçunun ne olduğunu, Ergenekon davalarından, Balyoz davalarından bütün Türkiye öğrendi. Mahkemenin bu maddeden karar vermiş olması, mahkemenin kararının doğru olduğunu göstermez. Bu ülkede yaşayan on binlerce hukukçu, bu kararın doğru olup olmadığını anlayabilir. Eğer mahkeme hata yapmışsa, temyiz sonucunda hatanın ortaya çıkması gerekir. Bu hatanın fitilini temyiz ateşlemişse, bu hatayı, başka hukukçular ortaya çıkarabilir” şeklinde konuştu.
“AZİZ NESİN VE OTELDEKİ ÖZEL ŞAHISLAR KAMU YÖNETİCİSİ SAYILDI”
Toraman, Sivas olaylarında bu suçun unsurlarından biri dahi mevcut olmadığı halde; Madımak Oteli, Hükümet Konağı, Aziz Nesin ve oteldeki özel şahısların kamu yöneticileri gibi değerlendirildiğini, tek bir çakı bıçağının dahi ele geçirilmediği olayda, sanıkların“anayasayı ilga” suçundan mahkûm edildiğini kaydetti.
“Sivas davasında, mahkemenin ilk kararı bozulduktan sonra, bu mahkeme üyelerinin yerine atanan yeni hâkimler vasıtasıyla verdiği kararın, hukukun takla attırıldığı bir davadır” diyen Toraman, “Adalete ve hukuka saygısı olan herkesin, böyle bir karardan utanması gerekir. Böyle bir kararın verilmesine aracılık edenler, yaptıkları işin yanlış olduğunu açıklamaları, özür dilemeleri gerekir. Bugün, bu kadar açık bir hukuksuzluğa itiraz etmeyenlerin, yarın adaletten şikâyet etmeye hakları olmaz” dedi.
2 YARGILAMA, 2 AYRI KARAR
Ankara 1 No’lu DGM’nin 26 Aralık 1994’te açıkladığı kararda, ‘tahrik’ten 3 ila 20 yıl arasında hapis cezası alan mağdurlar, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin bu kararı temyizde bozmasının ardından “Devletin anayasa ve temel nizamını bozma” gerekçesi ile yeniden yargılanmış ve 33 kişi idama, 4 kişi 20 yıl hapse, 1 kişi 15 yıl, 27 kişi 7.5 yıl, 2 kişi 5 yıl, 1 kişi ise 2 yıl hapse mahkûm edilmişti.
CHP HEYETİ SİVAS’TA
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevlendirdiği heyet, Sivas olaylarının yıldönümü için kente gitti.
CHP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Kılıçdaroğlu’nun görevlendirdiği heyete Genel Başkan Yardımcısı Nihat Matkap başkanlık edecek.
Sivas’a giden heyette, Sivas Milletvekili Malik Ejder Özdemir, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Parti Meclisi üyeleri Halit Toraman, Emel Yıldırım, Gül Çiftçi, Umut Akdoğan, Hüseyin Yaşar, Gökçe Pişkin, Onursa Adıgüzel, Sevnur Yıldırım ile CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız yer alacak.
“BEN SENİN BABANIM KIZIM... BURAYA ÖLMEYE GELDİM”
Cafer Erçakmak, Sivas olaylarında kartel tarafından hedef gösterilmiş ve dönemin Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın etkilediği yargının zulmünden kaçmıştı.
Sivas olayları sırasında 5 yaşında olan 23 yaşındaki Fatma Erçakmak, babası Cafer Erçakmak’ın evlerine geldiğinde tanımadığını söylemişti. Fatma Erçakmak, “Buyurun kime bakmıştınız, dediğimde, ‘Ben senin babanım’ dedi. Hemen ağabeyim Ömer Ergin Erçakmak’a haber verdim. Babam, ‘Buraya ölmeye geldim’ demişti” diye o günleri anlatıyor. Fatma Erçakmak, cenazeyi gizlice defnettiklerini ve bir doktora ölüm raporu hazırlattıklarını söylemişti.
Sivas davasının müdahilleri, Cafer Erçakmak’ın ölüm raporuna rağmen mezarını açtırmış ve ailenin yaşadığı mağduriyeti daha da artırmıştı.
(Haber: Kenan Kıran / Yeni Akit)