Taksim`deki ağaçlar ve Ergenekon`un abdestli askerleri
Tabii ki protestocuların içinde meselenin salt bu kısmıyla ilgilenen ve AKP`nin başından beri var olan AVM aşkına karşı çıkmanın ötesinde gayesi olmayan kişi ve gruplar yer almıştır. Ancak süreci yöneten başat unsurlar açısından ne ağaçların sökümü ne de AVM yağmacılığı asıl mesele değildir. Bu olaylar, Cumhuriyet mitingleriyle başarılamayanı başarmak için yeni bir denemedir.
İslam ve Hayat
Tükiye'de son bir haftadır gündemi Taksim Gezi Parkı'yla ilgili gelişmeler belirliyor. Hükümet'in Taksim'i yayalaştırma çalışmalarını bir parçası olarak, Taksim Gezi Parkı'nın yerine, 1940 yılında yıkılan Topçu Kışlası'nın yeniden inşa edilmesi yönünde aldığı kararı uygulama yönünde adım atması sonucu protesto ile başlayıp yakıp yıkmaya dönüşen geniş çaplı olaylar yaşandı.
Olaylar, projenin uygulanması kapsamında bölgedeki ağaçların sökülmeye başklanmasıyla patlak verdi. Ağaçların sökülmesine karşı bir çevre duyarlılığı havasında başlayan protestolar, giderek Ergenekoncu çevrelerin ön aldığı bir isyan provasına dönüştü. "Sosyal medya" olarak nitelenen paylaşım sitelerinde asparagas haberlerle de mesele köpürtülerek ülke çapında çatışmalara zemin kazandırıldı.
Meselenin geldiği nokta ve olaylarda başat rol oynayan çevreler göz önüne alındığında, şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Taksim Gezi Parkı'nda sökülen ağaçlar burada amaç değil amaca gitmek için istismar edilen bir araçtan ibarettir.
Tabii ki protestocuların içinde meselenin salt bu kısmıyla ilgilenen ve AKP'nin başından beri var olan AVM aşkına karşı çıkmanın ötesinde gayesi olmayan kişi ve gruplar yer almıştır. Ancak süreci yöneten başat unsurlar açısından ne ağaçların sökümü ne de AVM yağmacılığı asıl mesele değildir. Bu olaylar, Cumhuriyet mitingleriyle başarılamayanı başarmak için yeni bir denemedir.
Muaviye'nin elinde Hz. Osman'ın kanlı gömleğinin mahiyeti neydiyse, bugün Taksim'de yerinden sökülen ağaçların, CHP'den İP'e, TKP'den Halkevleri'ne bildik Ergenekoncu çevrelerin elinde ve dilindeki mahiyeti de odur.
Meselenin bu boyutunu görmeden yaşanan olayları doğru anlamak ve anlamlandırmak mümkün değildir.
-
Kemal Songür 04-06-2013 12:01
Aynen katılıyorum, Ergenokoncu/kemalist ve silme İslam düşmanlarının artistliklerinden ve de AKP üzerinden müslümanlara duyulan hışımla gösterilmek istenen bir meydan okumadan ibarettir yaşananlar... Bu tiplemeler tıpkı dedeleri gibi ellerinden gelse müslümanları ''soykırıma/katliama'' tabi tutarlar. İşin trajik tarafı da kendilerini İslam'a nisbet eden kimilerinin ve sözüm ona ''anti kapitalist müslümanlar'' jargonuyla ve de salt AKP karşıtlığı ortak paydasıyla sol/sosyalist çevrelerle hemhal olabilmeleridir. Bizler, batıla karşı dururken başka bir batılla aynı karede gözükmekten Allah'a sığınmak durumundayız. Akp'nin İslama aykırı yönelişlerinden ne kadar beri isek, Akp'yi sıçrama tahtası görerek İslama karşı kan kusanlardan da binkez beriyiz. Yaşanan olayların kalkış noktasını AKP'ye indirgemek asla doğru bir yaklaşım değildir, olayların tarihi arkaplanı ve amacı İslam'ın ''şekilsel/içeriği boşaltılmış'' görüntüsüne dahi tahammül edemeyen pranoyak zihinlerin meydan okumasıdır, bu pranoyak zihinlerin nezdinde muhafazakarlar ya da ''radikaller'' ayrımı pek yoktur, ''tesettürlü'' prototipler/görüntüler onlar için düşman/hasım görülmesi için yeterli sebeptir.