02-06-2016 11:46

“Tesettür bir kimliğin dışa vurumudur”

Tesettürün sadece bir kıyafetten ibaret olmadığını belirten Zeynep-Der Başkanı Yazar Sabiha Ateş Alpat, tesettürün bir kimliğin dışa vurumu olduğunu söyledi.

“Tesettür bir kimliğin dışa vurumudur”

Bir dizi programa katılmak üzere Gaziantep’de bulunan Zeynep-Der Başkanı Yazar Sabiha Ateş Alpat, tesettürün bir kimlik, bir sembol ve bir işaret olduğunu söyledi. Tesettürün yozlaştırıldığına dikkat çeken Alpat, toplumdaki yanlış tesettür anlayışının kaldırılması için bu yönde eğitimlere ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti.

Nasıl namazın şekli ve boyutu değiştirilemiyorsa tesettüre konulan ölçünün de değiştirilemeyeceğini belirten Alpat, “Allah-u Teâlâ insanları yalnızca kendisine kulluk etsinler diye yarattığını belirtiyor. Yine Allah’a iman eden müminlerin kitaba uymaları imandan sonra ikinci farzdır. Rabbimiz, kitabı kendisine uyulsun diye gönderdiğini birçok ayet ile açıkça beyan etmiştir. Dolayısıyla Allah (c.c) inandım deyip, tercihini Allah tarafından yapan Müslüman bir kimsenin hayatta ne yaparsa yapsın kulluğu gereği Allah emirlerine ve rızasına göre yapma zorunluluğu var. Tesettür kadın ve erkeğe ölçüleri farklı olsa da farz olarak emrettiği ibadetlerden bir tanesidir. Nasıl namazın şekli ve boyutu değiştirilemiyorsa tesettüre konulan ölçününde değiştirilmesi kesinlikle doğru değildir.” dedi.

"Tesettür sürgüne gönderildi"

"Son zamanlarda Müslümanların elleriyle tesettür sürgüne gönderildi" diyen Alpat, “Bunun çok çeşitli sebepleri var. Tabi sosyolojik sebepleri var, ailevi sebepleri var, ahlaki sebepleri var ve bu konu çok uzun konuşulması gereken bir husus. Ama bu konuda bize düşen şey tekrardan tevhit bilinicini, takva bilincini ve İslami terbiye bilinicini köklü programlarla yeni olan neslimize ulaştırmak ve bu konudaki yozlaşmanın önüne bir an önce geçmektir.” ifadelerini kullandı.

"Tesettür sadece bir kıyafetten ibaret değildir"

Tesettür bir kimliğin dışa vuruşu olduğunu ve tesettürün sadece bir kıyafetten ibaret olmadığını dile getiren Alpat, “Bu bağlamda benim düşüncem Allah-u Teâlâ’nın niçin peygamber gönderdiğinin ve kitapları niçin gönderdiğinin, öz cümle ile Lailaheillallah'ı bizim hayatımıza düşürdüğü sorumluluğun farkında olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de 'Allah'a iman ettim' diyenlere bu anlamda düşen görev, çok çeşitli çalışmalar yapılmasıdır. Ama ben aslında eğitime çok ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Alpat, son olarak şunları söyledi: “Bu noktada Kur’an bilincini ve Allah-u Teâlâ’nın emirlerini nasıl gönderilmişse o şekilde hayata taşınması noktasındaki bilincin dirilmesi için çok çeşitli eğitim programlarına ve sürekli insan inşa olana kadar sürdürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada elimizi sıkı tutmazsak ve çabuk tutmazsak bizden sonra gelecek olan neslin bu konuda daha fazla yozlaşacağı endişesini de taşıyorum. Eğer bizler Müslümanlar olarak Allah-u Teâlâ’nın bizden istediği bir emri O’nun istediği şekilde uygulamaz isek o bizden kabul olmayacaktır. Bu da ahirette başımıza bela bile olabilir.” 

(İbrahim Koçyiğit-İLKHA)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !