23-02-2014 10:56

Türkiye AVM Cumhuriyeti!

Trafik felç, esnaf perişan, halk tüketim sarhoşu, 60 milyar ciro!2013’te 1.6 milyar insan AVM’lere koştu, AVM’ler de şehri istila etti! Her yer AVM!

Türkiye AVM Cumhuriyeti!

Şehirlerimizi yaşanabilir olmaktan çıkaran tek tip yapılaşma, ruhsuz caddeler ve kapitalizmin uç beyi AVM’ler... Son 12 yılda AVM sayısı yüzde 400 arttı. İnsanımız topraksızlaştı, Anadolu insansızlaştı... Tarlasını, dükkanını satmaya mecbur kalıp kente akın etti. 2000’de nüfusu 8 milyon olan İstanbul, 2010’da 16 milyona ulaştırıldı. Türedi işadamlarının reel yatırım ve üretim yerine kolaydan para kazanma hırsıyla AVM’ler şehirlerimizi istila etti.

1.6 milyar kişi ziyaret etti!

Türkiye genelindeki 310 devasa Alış Veriş Merkezini geçtiğimiz 2013 yılında tam 1.6 milyar insan ziyaret etti. Bir tarafta bir aylık asgari ücret karşılığı ayakkabı alışverişiyle prestijini güçlendirme çabasındaki postmodern gösteriş çağının showmenleri, öte yanda Hükümetin yeni zammıyla ayda 850 liraya günde 10-12 saat çalışan iki farklı dünya insanını buluşturan AVM’ler. AVM’lerin acımasız rekabetine dayanamayan küçük esnaf, AVM’lerde işçi oluyor. Kendi sattığı bir ayakkabı parasına bir ay çalışan “asgari köleler” strese girip, mutsuz oluyor.

Yerli markalara kumpas!

AVM yönetimlerinin pek çoğunun yabancı menşeli olduklarını ve tüm tanıtım reklamlarını buna göre yaptıklarına dikkat çeken TESK Başkanı Bendevi Palandöken, “Yabancı büyük markalara kira, genel giderler, reklam giderlerinde cazip indirimler yaptıklarını duyuyoruz. En iyi yerler yabancılara verilmektedir. Yabancıların masrafı bile yerli işletmelere yüklenmektedir. Yüksek kiralar, yüksek masraflar ve yüksek giderleri karşılayamadıklarından, dezavantajlı yer verildiğinden AVM’lerde yer almak istemiyorlar” diyerek AVM’lerdeki yerli esnafın durumunu dikkat çekti.

AVM’ler stres sebebi, aile bağlarını zayıflatıyor

Gazetemize açıklamalarda bulunan Psikokolog Esra Işıktekiner Özdemir, AVM’lerin daha fazla tüketen, tükettikçe saygınlığını arttırdığını düşünen insanlar türettiğine vurgu yaptı. Özdemir, “Aileler, çalıştıkları için çocuklarına yeterince zaman ayıramamanın verdiği vicdan azabını hafta sonu çocuğunu AVM’ye götürerek tüketim yaptırması, çocuğuna sınırsız harcama yapması bir bastırmadır. Bu durum ailelerin büyüklerini ziyaret etmeme, daha sakin ve kendi içlerinde paylaşımlarda bulunmamaya ve yeteri kadar zaman ayırmamaya sebep olur. Bu durum aile ve akraba bağlarını da zayıflatıp kopma noktasına getirir” dedi.

Tüketim Sarhoşu Ahali+Hırslı İşadamı=Avm

Ekonomimizin, şehirlerin, insanımızın ve kültürümüzün dokusunu bozan AVM’leri iki sebep çoğaltıyor.  Kimilerinin “Kapitalizmin modern tapınakları” olarak gördüğü bu mekanların birinci kaynağını, ülkenin milli bir beka meselesi haline gelen tüketim çılgınlığına meftun edilmiş halk, yani müşteriler oluşturuyor. Öteki ayağını ise 7 milyarlık dünya nüfusunun emeğini, alın terini ve üretimini sömüren küresel ırkçı emperyalizmin ülke içindeki mümessili, milyonlarca işsiz için Anadolu’nun dört bir etrafına fabrikalar kurmak yerine tüketim hastası insanları istismar ederek daha çok kazanma hırsındaki işbirlikçi, taşeron sözde işadamları oluşturuyor.

Şehirlerimizi yaşanabilir olmaktan çıkaran tek tip yapılaşma, ruhsuz caddeler ve kapitalizmin uç beyi AVM’ler. Türkiye genelindeki 310 devasa Alış Veriş Merkezini geçtiğimiz 2013 yılında tam 1.6 milyar insan ziyaret etti. Bir tarafta bir aylık asgari ücret karşılığı ayakkabı alışverişiyle prestijini güçlendirme çabasındaki postmodern gösteriş çağının showmenleri, öte yanda Hükümetin yeni zammıyla ayda 850 liraya günde 10-12 saat çalışan iki farklı dünya insanını buluşturan AVM’ler.

Ahmet Yavuz

İnsanlar artık sokaklarda gezmiyor, iki farklı dünyanın insanları, akın akın AVM koridorlarında yürüyor. Köyü, ilçeyi, o eski şirin mahalleleri, aşırı göç veren 50 civarı küçül ili insanımız terk edip, akın akın mega kentlere geliyor. Kentin insanı ise AVM’lere doluşuyor. Megapollerimiz, giderek azmanlaşarak insanımızı yutan büyük kentlerimiz ve hatta küçük illerimizde dahi devasa Alış Veriş Merkezleri (AVM), her gün bir köşe başında, bir mahallede, bir bulvar üzerinde pıtrak gibi bitiyor. Her biri, binlerce küçük esnafın dükkânını kapatmasına neden olan, bir yılda ortalama 5 milyon 140 bin insanın tek bir tanesini ziyaret ettiği kayıtlı AVM’lerin ülke genelindeki sayısı 310’a ulaşmış durumda. İstanbul, Ankara, İzmir gibi mega kentlerimizde bir AVM’yi günde 80 bin kişi ziyaret ediyor. Ziyaretçi rakamları yılda yaklaşık olarak yüzde 5-10 oranında artış gösteriyor. 20 yıldır aynı kişinin yönettiği Ankara’da kişi başına düşen AVM sayısı İstanbul’u geçmiş durumda.  İstanbul’da 109, Ankara’da 38 AVM mevcut.

Tüketim Hipnozu Avm’ler

Şehir kültürümüzün yitip gitmesinde inkar edilemez bir paya sahip olan AVM’ trafiği çekilmez hale getirirken insanı, kültürü, dokuyu da bozuyor. Helalinden kazanıp, usülüne göre harcayan, “ihtiyaçtan fazlasını infak eden”, zenginliği üzerinde çok yakışanlar hariç, AVM’ler sosyologlara göre sonradan görme türedinin, ihale zenginin, belediye rantçısının aşırı tüketimle; milyonlarca dar gelirliye, Anadolu insanına zulmettiği birer mekan haline geliyor. Hatta kimi sosyologlara göre AVM’ler kapitalizmin puthaneleri işlevi görüyor. AVM’lerin kaynağını tüketim çılgınlığına muhatap 70 milyon ve “daha çok tükettikçe daha çok mutlu olacağına inandırılmış” halkın bu hastalığını istismar ederek kısa yoldan çok para kazanma derdindeki uluslar arası ünlü firmaların temsilcisi işbirlikçi işadamları oluşturuyor.

Rakamlarla AVM gerçeği!

Devasa AVM’ler, ekonomik olarak türedi zenginler oluştururken, en çok kendi evinin altında veya şehrin işlek bir caddesi üzerinde küçük ve orta seviyedeki esnaf, tüccar ve reel üreticiyi vuruyor. Konunun tarafı olan Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonunun yaptığı araştırmalar ise çok çarpıcı gerçekleri ortaya çıkarıyor. Buna göre Türkiye genelinde AVM sayısı 310’a ulaşmış durumda. Ancak işin ilginç tarafı AVM’lerin muhafazakar iktidarlar ve işadamları eliyle yaygınlaştırılmış olması. Örneğin 2002 yılında mevcut AVM sayısı 62 adetti. AK Parti döneminde 248 adet AVM yapıldı. 12 senede AVM sayısı yüzde 400 arttı.

Ülke genelindeki 310 AVM’ndeki toplam kiralanabilir alan ise 8.7 milyon metrekareye çıktı. 2015 yılına gelindiğinde kiralanabilir AVM alanı 13 milyon metrekareyi geçecek. Şuan 54 ilimizde AVM varken 2015 yılında AVM açılan il sayımız 60’a yükselecek. On yıl önce açılan AVM’lerin kiralama alanı büyüklükleri ortalama 30 bin m² büyüklükteyken, 2013 senesinde açılacak AVM’lerin ortalama büyüklüğü 40 bin m²’lere yaklaşmış durumda. Yani şehirlerimiz neden bu kadar büyüyor, trafik neden çekilmez hale geliyor, bu rakamlar bunu ortaya koyuyor.

Kuzey buzulları gibi esnafı eritiyor!

Türkiye kalkınan ve gelişen bir ülke. Ancak dengesiz bir kalkınma ve nüfus hareketi dikkat çekiyor. Büyük kentleri yaşanamaz kılan en önemli neden ise nüfusun köylerden şehre, illerden sayıları 10’u bulan marka illere adeta Moğol istilası gibi akın etmesi. Kendi köyünde ve ilinde mütevazı imkanlarla sahibi olduğu tarla veya dükkanında mutlu yaşarken, kentteki AVM’lerde “asgari köle” durumuna düşürülüyor. İnsanımızı kendi ilçesi, ilinde tutacak tedbirler ise inatla alınmıyor. Aksine rant hırsı ile AVM’ler küresel bir ısınmanın yerel uzantıları olarak, açıldığı bölgede esnaf sayısını adeta kuzey buzulları gibi hızla eritiyor. Yaklaşık 57 işkolunu etkileyen AVM’ler, esnaf ve sanatkarın dükkanını kapatmasına neden oluyor.

Tuzak Ürünler, Aldatıcı Kampanyalar Ve Suni Alışveriş

AVM’lerin şehir merkezlerinde bu kadar yaygınlaşması toplumumuzda harcama ve eğlence kültüründe de değişmelere neden oluyor. Şehir planlarında yeşil alanların yerlerine dikilen AVM’ler ilk önce hafta sonu vakit geçirme yerleri olarak dikkat çekerken, daha sonra AVM’ye kapıdan adım atanlara para harcama kültürü geliştiriliyor. Tuzak ürünler ve aldatıcı kampanyalarla insanlar hiç ihtiyaçları yokken alışveriş yapar hale geldiler. AVM’den çıkıp eve geldiklerinde “Ben bunları neden aldım?” sorusunu sormaya başlıyorlar. AVM’lere karşı tedbir almak yerine, teşvik eden yönetimlerin suçu bu kadar da değil! AVM’lerin yaygınlaşmasıyla fastfood yiyecek kültürü de yaygınlaşmaya başladı. Ancak, halkımız buralarda mahalle esnafının sıcaklığını bulamıyor. Alışverişini yapıp, ödemesini kredi kartıyla yapıyor. Bu ise insan ilişkileri sekteye uğratıyor. AVM’lere verilen yabancı isimler ise Türkçemizin dramı.  Ancak hayatımız çelişkilerle dolu. Başkent Ankara’nın trafiğini daha da felç eden ve ince, biçimsiz ve 30 katlı uzun haliyle civardaki 2 katlı Balgat veya 5 katlı apartmanlara büyük bir kibirle tepeden bakan iki yeni Alış Veriş Merkezi’nin açılışını geçtiğimiz aylarda Başbakan Erdoğan yapmıştı. Ancak AVM’nin sahiplerine, “Kardeşim, bu diktiğiniz AVM’lerle 100.Yıl Semtini Ankara’nın Manhattan’ı yapmaya çalışacağınıza, civardaki Kastamonu, Çankırı, Niğde, Uşak, Kütahya’ya veya Ağrı’ya, Bayburt’a fabrika kurun” eleştirisi yerine, “Bu isimler neden Türkçe değil?” diye sormuştu.

AVM’ler Stres Sebebi, Aile Bağlarını Zayıflatıyor Şehirlerimizi yaşanabilir olmaktan çıkaran tek tip yapılaşma, ruhsuz caddeler ve kapitalizmin uç beyi AVM’ler. Türkiye genelindeki 310 devasa Alış Veriş Merkezini geçtiğimiz 2013 yılında tam 1.6 milyar insan ziyaret etti. Bir tarafta bir aylık asgari ücret karşılığı ayakkabı alışverişiyle prestijini güçlendirme çabasındaki postmodern gösteriş çağının showmenleri, öte yanda Hükümetin yeni zammıyla ayda 850 liraya günde 10-12 saat çalışan iki farklı dünya insanını buluşturan AVM’ler. Ahmet YAVUZ

İnsanlar artık sokaklarda gezmiyor, iki farklı dünyanın insanları, akın akın AVM koridorlarında yürüyor. Köyü, ilçeyi, o eski şirin mahalleleri, aşırı göç veren 50 civarı küçül ili insanımız terk edip, akın akın mega kentlere geliyor. Kentin insanı ise AVM’lere doluşuyor. Megapollerimiz, giderek azmanlaşarak insanımızı yutan büyük kentlerimiz ve hatta küçük illerimizde dahi devasa Alış Veriş Merkezleri (AVM), her gün bir köşe başında, bir mahallede, bir bulvar üzerinde pıtrak gibi bitiyor. Her biri, binlerce küçük esnafın dükkânını kapatmasına neden olan, bir yılda ortalama 5 milyon 140 bin insanın tek bir tanesini ziyaret ettiği kayıtlı AVM’lerin ülke genelindeki sayısı 310’a ulaşmış durumda. İstanbul, Ankara, İzmir gibi mega kentlerimizde bir AVM’yi günde 80 bin kişi ziyaret ediyor. Ziyaretçi rakamları yılda yaklaşık olarak yüzde 5-10 oranında artış gösteriyor. 20 yıldır aynı kişinin yönettiği Ankara’da kişi başına düşen AVM sayısı İstanbul’u geçmiş durumda.  İstanbul’da 109, Ankara’da 38 AVM mevcut.

Tüketim Hipnozu AVM’ler

Şehir kültürümüzün yitip gitmesinde inkar edilemez bir paya sahip olan AVM’ trafiği çekilmez hale getirirken insanı, kültürü, dokuyu da bozuyor. Helalinden kazanıp, usülüne göre harcayan, “ihtiyaçtan fazlasını infak eden”, zenginliği üzerinde çok yakışanlar hariç, AVM’ler sosyologlara göre sonradan görme türedinin, ihale zenginin, belediye rantçısının aşırı tüketimle; milyonlarca dar gelirliye, Anadolu insanına zulmettiği birer mekan haline geliyor. Hatta kimi sosyologlara göre AVM’ler kapitalizmin puthaneleri işlevi görüyor. AVM’lerin kaynağını tüketim çılgınlığına muhatap 70 milyon ve “daha çok tükettikçe daha çok mutlu olacağına inandırılmış” halkın bu hastalığını istismar ederek kısa yoldan çok para kazanma derdindeki uluslar arası ünlü firmaların temsilcisi işbirlikçi işadamları oluşturuyor.

Rakamlarla AVM gerçeği!

Devasa AVM’ler, ekonomik olarak türedi zenginler oluştururken, en çok kendi evinin altında veya şehrin işlek bir caddesi üzerinde küçük ve orta seviyedeki esnaf, tüccar ve reel üreticiyi vuruyor. Konunun tarafı olan Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonunun yaptığı araştırmalar ise çok çarpıcı gerçekleri ortaya çıkarıyor. Buna göre Türkiye genelinde AVM sayısı 310’a ulaşmış durumda. Ancak işin ilginç tarafı AVM’lerin muhafazakar iktidarlar ve işadamları eliyle yaygınlaştırılmış olması. Örneğin 2002 yılında mevcut AVM sayısı 62 adetti. AK Parti döneminde 248 adet AVM yapıldı. 12 senede AVM sayısı yüzde 400 arttı.

Ülke genelindeki 310 AVM’ndeki toplam kiralanabilir alan ise 8.7 milyon metrekareye çıktı. 2015 yılına gelindiğinde kiralanabilir AVM alanı 13 milyon metrekareyi geçecek. Şuan 54 ilimizde AVM varken 2015 yılında AVM açılan il sayımız 60’a yükselecek. On yıl önce açılan AVM’lerin kiralama alanı büyüklükleri ortalama 30 bin m² büyüklükteyken, 2013 senesinde açılacak AVM’lerin ortalama büyüklüğü 40 bin m²’lere yaklaşmış durumda. Yani şehirlerimiz neden bu kadar büyüyor, trafik neden çekilmez hale geliyor, bu rakamlar bunu ortaya koyuyor.

Kuzey buzulları gibi esnafı eritiyor!

Türkiye kalkınan ve gelişen bir ülke. Ancak dengesiz bir kalkınma ve nüfus hareketi dikkat çekiyor. Büyük kentleri yaşanamaz kılan en önemli neden ise nüfusun köylerden şehre, illerden sayıları 10’u bulan marka illere adeta Moğol istilası gibi akın etmesi. Kendi köyünde ve ilinde mütevazı imkanlarla sahibi olduğu tarla veya dükkanında mutlu yaşarken, kentteki AVM’lerde “asgari köle” durumuna düşürülüyor. İnsanımızı kendi ilçesi, ilinde tutacak tedbirler ise inatla alınmıyor. Aksine rant hırsı ile AVM’ler küresel bir ısınmanın yerel uzantıları olarak, açıldığı bölgede esnaf sayısını adeta kuzey buzulları gibi hızla eritiyor. Yaklaşık 57 işkolunu etkileyen AVM’ler, esnaf ve sanatkarın dükkanını kapatmasına neden oluyor.

Tuzak Ürünler, Aldatıcı Kampanyalar Ve Suni Alışveriş

AVM’lerin şehir merkezlerinde bu kadar yaygınlaşması toplumumuzda harcama ve eğlence kültüründe de değişmelere neden oluyor. Şehir planlarında yeşil alanların yerlerine dikilen AVM’ler ilk önce hafta sonu vakit geçirme yerleri olarak dikkat çekerken, daha sonra AVM’ye kapıdan adım atanlara para harcama kültürü geliştiriliyor. Tuzak ürünler ve aldatıcı kampanyalarla insanlar hiç ihtiyaçları yokken alışveriş yapar hale geldiler. AVM’den çıkıp eve geldiklerinde “Ben bunları neden aldım?” sorusunu sormaya başlıyorlar. AVM’lere karşı tedbir almak yerine, teşvik eden yönetimlerin suçu bu kadar da değil! AVM’lerin yaygınlaşmasıyla fastfood yiyecek kültürü de yaygınlaşmaya başladı. Ancak, halkımız buralarda mahalle esnafının sıcaklığını bulamıyor. Alışverişini yapıp, ödemesini kredi kartıyla yapıyor. Bu ise insan ilişkileri sekteye uğratıyor. AVM’lere verilen yabancı isimler ise Türkçemizin dramı.  Ancak hayatımız çelişkilerle dolu. Başkent Ankara’nın trafiğini daha da felç eden ve ince, biçimsiz ve 30 katlı uzun haliyle civardaki 2 katlı Balgat veya 5 katlı apartmanlara büyük bir kibirle tepeden bakan iki yeni Alış Veriş Merkezi’nin açılışını geçtiğimiz aylarda Başbakan Erdoğan yapmıştı. Ancak AVM’nin sahiplerine, “Kardeşim, bu diktiğiniz AVM’lerle 100.Yıl Semtini Ankara’nın Manhattan’ı yapmaya çalışacağınıza, civardaki Kastamonu, Çankırı, Niğde, Uşak, Kütahya’ya veya Ağrı’ya, Bayburt’a fabrika kurun” eleştirisi yerine, “Bu isimler neden Türkçe değil?” diye sormuştu.

AVM’ler stres sebebi, aile bağlarını zayıflatıyor

konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Psikolog Esra Işıktekiner Özdemir ise AVM’lerin özellikle sahipleri trilyonluk olurken, kendi çalışanları ve dar gelirliler için neden olduğu psikolojik yıkıma dikkat çekiyor: “AVM çalışanları, asgari ücretle hayatlarını sürdürmeye çalışırken dahil oldukları bu dünyaya adapte olamamaya, kendi yaşamlarını diğer insanlarla karşılaştırmaya ve bulunduğu koşullardan memnun olmamaya başlayabilir ve bu kişiyi mutsuz eder, strese götürebilir, motivasyonunu düşürür.” AVM’lerin daha fazla tüketen, tükettikçe saygınlığını arttırdığını düşünen insanlar türettiğine vurgu yapan Özdemir, “AVM lerin vitrin tasarımları, kullanılan renklerin hemen hemen tamamına yakını bilinçaltına hitap eder ve kişiyi daha çok tüketmeye götürür. Bu bilinçli tasarımların içinde dolaşan beyinler, sanki hipnoz olmuşçasına tüketir durur.” dedi. Psikolog Esra Özdemir şu tespitlerde bulunuyor: “Aileler, çalıştıkları için çocuklarına yeterince zaman ayıramamanın verdiği vicdan azabını hafta sonu çocuğunu AVM’ye götürerek tüketim yaptırması, çocuğuna sınırsız harcama yapması bir bastırmadır. Bu durum ailelerin büyüklerini ziyaret etmeme, daha sakin ve kendi içlerinde paylaşımlarda bulunmamaya ve yeteri kadar zaman ayırmamaya neden olur. Böyle durumlarda aile ve akraba bağlarını da zayıflatıp kopma noktasına getirir.”

(Milli Gazete)

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !