Uludere sessizliği bozulsun!
Uludere`de 34 sivilin hayatını kaybetmesine neden olan hava operasyonunun, ABD`nin verdiği istihbarat üzerine gerçekleştiği iddia edildi. Amerikan Wall Street Journal gazetesinde yer alan habere göre, ABD`nin sadece istihbarat verdiği, operasyon kararının ise Türk yetkililere ait olduğu belirtildi. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran iddialar üzerine sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, TimeTürk’e açıklamalarda bulundu.
Hükümetin ABD basınında yer alan iddiaları mutlaka teyit etmesini ya da yalanlaması gerektiğini ifade eden Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, “Ancak bundan daha önemlisi Uludere katliamının ardındaki sessizlik sona erdirilmedir. Yani kamuoyu önünde ABD iddialarının teyidinden öteye geçilmelidir. Aksi takdirde bu olay üzerinden spekülasyonlar devam edecektir” dedi. Hükümetin derhal, katledilen insanların ailelerinden ve bölge halkından resmi olarak özür dilemesi gerektiğini belirten İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Sekreteri Av. M. Emrah Şeyhanlıoğlu, “Ardından sorumluluğu bulunan bakanlar istifa etmelidir. Ayrıca bu katliamda en ufak payı ya da ihmali olan herkes görevden el çektirilmelidir” açıklamasında bulundu. MAZLUMDER Genel Başkanı A. Faruk Ünsal, ABD basınında çıkan haberlerin Başbakan Erdoğan’ı teşvik etmesi gerektiğini belirterek, “Hükümet bu konuda derhal harekete geçmeli, olayın üzerindeki tüm şaibeler kaldırılmalıdır” dedi.
ŞÜPHEYLE YAKLAŞMAK GEREKİRABD basınında yer alan iddiaları henüz doğrulanmadığını hatırlatan ÖZGÜR-DER Genel Başkanı Rıdvan Kaya, “Bu habere şüpheyle yaklaşmak gerekir diye düşünüyorum. İddiaların doğrulanması halinde ilk olarak, bunun bir komplo olabileceği akla gelecektir. Ki doğrusu ben buna ihtimal vermiyorum. Daha önce de Dağlıca baskınında gelen grupta görülmemişti. Bu şekilde istihbarat hatalarının yaşandığı olaylarda istihbarattan sorumlu olan askeri birimler savaşın sürdürülmesinden haberdarlar” şeklinde konuştu.Uludere katliamının iki sebebi olabileceğini söyleyen Kaya, “İlk olarak bu saldırı bilerek yapılmış olabilir ki bu ancak Ergenekon vari bir operasyon olabilir. İkinci olarak ise istihbarat hatası, bir beceriksizlikten kaynaklanıyor olabilir. Hükümet iradeli, devlet geleneğinde insana değer vermeyen bir mantık olduğundan dolayı, şüpheye yer vermemek için gelen istihbarat üzerine bombalanmış olabilir” dedi."Uludere’de 34 insan katledildi. Bu olay sonrasında yalnızca bir tümgeneralin gizlice görevden alındığı iddia edildi" diyen Kaya, sebep her ne olursa olsun her hangi bir açıklama yapılmadığını hatırlattı.SPEKÜLASYONLARIN ÖTESİNE GEÇİLMELİKaya, “ABD basınında yer alan iddialar değinecek olursak, Hükümet bu iddiaları mutlaka teyit etmeli ya da yalanlamalı, bir açıklamada bulunmalıdır. Ancak bundan daha önemlisi Uludere katliamının ardındaki sessizlik sona erdirilmedir. Yani kamuoyu önünde ABD iddialarının teyidinden öteye geçilmelidir. Aksi takdirde bu olay üzerinden spekülasyonlar devam edecektir” ifadelerini kullandı.Kamuoyundaki “Uludere katliamı sorumluları istifa etmelidir” taleplerini değerlendiren Kaya, “Bizim toplumuz her olayda ‘Bakan istifaya’ gibi talep eğilimlerinin artık çok alışılageldiğini söyleyebiliriz. Ancak elbette bu katliamın sorumluları ortaya çıkarılmalı, gerekiyorsa istifa etmeli, yargı anlamında hesap vermelidir. Bu olayın birinci anlamda sorumlusu Genel Kurmay Başkanlığıdır. Genel Kurmay bilgi vermediği takdirde Hükümet devreye girmelidir” açıklamasında bulundu.Uludere katliamının üzerinden neredeyse 150 gün geçmesine rağmen hala bir açıklama yapılmadığının altını çizen Kaya, “150 gün sonra hala sessizlik ile karşılanması kabul dilemez. Artık bunun gereği yerine getirilmelidir” şeklinde konuştu.ZARAR DENGESİ VE YÖNTEMİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİRHükümetin kamuoyuna hala bu istihbaratın hangi kanaldan ulaştığına dair bir açıklama yapılmadığını vurgulayan İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Sekreteri Av. Mustafa Emrah Şeyhanlıoğlu, “Hükümetin bu noktadaki asli sorumluluğunu yerine getirerek bu istihbaratın hangi yollarla edinildiği ve kim tarafından ilgili birimlere ulaştırıldığını açıklaması gerekir. Ayrıca bu noktada yabancı ülkelerden istihbarat yardımı alınıp alınmadığı da açıklanmalıdır” ifadelerini kullandı.Şeyhanlıoğlu, “Bu noktada gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra bu katliamdan dolayı, ilgili siyasiler sorumluluk gösterip istifa etmeli, bu konuda en ufak bir ihmali dahi olan tüm bürokratlar görevden alınmalıdır. Ayrıca Türkiye'nin dış ülkelerle olan istihbarat yardımlaşmasının gerekliliği, fayda ve zarar dengesi ve yöntemi gözden geçirilmelidir” dedi.Üzerinden uzunca bir süre geçmiş olmasına rağmen 34 kişinin katledilmesiyle sonuçlanan bu vahim vakayla ilgili hükümetin ve yargı organlarının hala ciddi bir adım atmadığına dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, “Hükümetin bu tavrı bizlerde bu olayın unutturulmaya çalışıldığı izlenimi yaratmaktadır. Her bir vatandaşının vücut bütünlüğünü korumakla görevli, bu vücut bütünlüğüne zarar verecek en hafif fiilleri dahi önlemek zorunda olan devletin 34 vatandaşını göz göre göre öldürmesi ve üzerinden geçen bunca zamana rağmen henüz bir özür dahi dilememiş olması demokrasiden ve insan haklarından almış olduğumuz nasibi göstermektedir” dedi.HEPİMİZİN BOYNUNDA KARA BİR LEKE OLARAK YER ALACAKTIRŞeyhanlıoğlu, “Hükümet derhal, katledilen insanların ailelerinden ve bölge halkından resmi olarak özür dilemelidir. Ardından sorumluluğu bulunan bakanlar istifa etmelidir. Ayrıca bu katliamda en ufak payı ya da ihmali olan herkes görevden el çektirilmelidir. Bu katliamın yanlış bir istihbarat sonucu mu yoksa başka bir nedenle mi gerçekleştirildiği bağımsız bir komisyon tarafından araştırılmalı ve sonuçlar açıkça ortaya konulmalıdır.Eğer bu katliam iddia edildiği gibi bir yanlış istihbarat üzerinde yapılmışsa, bir daha bu tarz katliamların yaşanmaması, vahim vakalarla karşılaşılmaması için ibret ve örnek alınmak üzere bu yanlış istihbaratın kim tarafından nasıl verildiği de derhal kamuoyuna açıklanmalıdır. Hepimizin bunları bilmeye hakkı vardır. Aksi durumda bu katliam tarih önünde hepimizin boynunda kara bir leke olarak yer alacaktır” açıklamasında bulundu.TÜM ŞAİBELER ORTADAN KALDIRILMALIUludere saldırırsı Başbakanı hedef alan, kendisini güç duruma düşürecek bir saldırı olduğunu söyleyen MAZLUMDER Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal, “Uludere katliamında hayatını kaybedenlerin ailelerinin talepleri dışında başbakan için kişisel bir talep gerektirmiyor. Bu haberler Başbakan’ın üzerindeki şaibeyi kaldıracak ve olayın aydınlatılması adaletin tatminini getirecektir” dedi.Ünsal, “ABD iddiaları üzerinden Başbakan teşvik edilmeli, hükümet bu konuda harekete geçmeli ve tüm şaibeler ortadan kaldırılmalıdır” şeklinde konuştu.(Kaynak: Timeturk)
-
mehmed akgül 18-05-2012 14:07
Bu ulu dere olayı ile ilgili, basında yer alan yazıları gördükce, artık bu işin tadı iyice kaçtı diyesi geliyor insanın. A. bire demeç verenler yorum yapanlar, sizler şu ata sözünü hiç hatırlamazmısınız. hırsızın hiçmi günahı yok derlerya. yani bu ulu derede ölenlerin hiçmi vebali yok bu işte.mesela onbları pkk yönlendirmiş olamazmı? veya pkk onları kamufla olarak kullanmış olamazmı? . adamlar hem kaçakcı hem pkk yardakcısı yetmedi pkk adına kaçakcılık yapıyorlar. ama bu adamların hiç vebali günahı yokmuş gibi aylardır ulu derede ulu dere. aslında ne ulu dere nede ulu derede ölenler bu yorumcuların veya yazarların umrun da bile değil tek gayeleri var pkk nın reklamını yaparak pkk nın elini güçlendirmek. bu gerçek ortada iken hükümetin hala restini çekmediğine şaşıyorum .nedir yani benim binlerce askerimi onlar şehit etmedilermi neden kimse şehitlerimiz hakkında kalem oynatmıyor, ne bu pkk sevdalılığı. bu kadarda vatan ve millet düşmanlığı olmaz arkadaşlar. yahu. hele özgür der gibi bir kuruluş insanların özgürlüğüne kastedmiş okulları yakıp yıkan yetim hanelere saldıran kendi ırkdaşlarını köleleştirmek için elinden geleni ardına koymayan şu pkknın oyununa nasıl gelir anlamak mümkün değil ,kendinize gelin lütfen,hiç bir şey boşuna yapılmamıştır ama bu resti çekecek hükümet yok bakınız ulu dere olayından sonra tam 28 askerimiz şehit verildi özgür derden bir demeç varmı yok ne için demeçler veriliyor pkk nın elini kuvetlendirmek için öyle ise sizlere biz daha nasıl inannalım