21-07-2013 17:26

Zaman yazarından İhvan`a `zilleti kabullenin` çağrısı!

Zaman yazarı Kerim Balcı, Mısır`da darbeye karşı direnen İhvan`ı zilleti kabullenmeye çağırırken, sizi ezecekler tarzında tehditvari bir üslupla uyardı.

Zaman yazarından İhvan`a `zilleti kabullenin` çağrısı!

Musa kıssasını Firavun kıssası zanneden bir aklı karışığın Mısır'a önerdiği çözüm izzetten, şereften ve haysiyetten vazgeçip muhakkak ama muhakkak zafer kazanmak. Müslüman Kardeşler'in bir mason örgütü olduğunu zannedince böyle saçmalamak doğal.

Daha geçen gün Zaman'ın bir başka yazarının benzer 'ahlaksız teklifi' yaptığı günün sabah namazında onlarcasının şehit olduğu Müslüman Kardeşler'i tanımayan birisi ancak böyle bir teklif yapabilirdi.

Zaman gazetesi salt zaferlere iman etmiş olabilir. Ama Müslümanlar zaferlere değil sefere odaklanırlar. Kaybetmek bizim kitabımızda bir kriz değildir. Seferin bir parçasıdır. Misyoner darbeli zihinlerin kitabında kaybetmeye yer yoktur. Onlar muhakkak kazanmalıdırlar. Gerekirse elli kılığa girip, yüz takla atsalar da kazanmaları gerekir.

Bu tiplerin, Peygamber Efendimizin ve Müslümanların kaybettiği ilk savaşta nasıl bir güruh olarak ortaya çıkacaklarını, nasıl bir tiynetsizlik manzarası sergileyeceklerini bir hesap edin. Neler demezlerdi ki?

Bunlar, "zalime boyun eğmeye devam edin, her türlü istilacılarla barışık ve münafıkça tavırlar içine girin" anlayışını temel düstur edinmiş olmalılar ki nerede onurlu bir halk direnişi olsa hemen sahneye fırlar zalimlere, katillere, işgalcilere, darbecilere, sömürgecilere boyun eğmelisiniz şarkısını avazları çıktığı kadar çığırırlar.

Ahlaksız, onursuz, şerefsiz ve zillet içeren bir zihin ürünü tavsiyeleri için denilecek tek söz: Alın tavsiyelerini başınıza çalın. Bari karaktersizliği nasihat diye pazarlamayın.

Hakkınızı gasp ettiler ama hakkınızı aramayı erteleyin, gelecekteki daha büyük başarılar için uzlaşın diyorsunuz. Hz.Ali (ra) "Haksızlığa karşı çıkıp hakkını aramayan hem hakkını hem şerefini kaybeder." diyor. Siz de tam da bu söze muhatap olacak nasihat yapıyorsunuz. Hakkınızı aramayın ve şerefinizi ayaklar altına alın ki daha büyük kazançlar elde edesiniz. Darbeci diktatörlere ise söyleyecek sözünüz yok, biz onlarla muhabbetimizi sürdüreceğiz ey İhvan diyorsunuz.

Alın zaferlerinizi, başarılarınızı, sürekli büyümenizi, sürekli güçlenmenizi başınıza çalın... Bırakın Müslümanlar haysiyetlerini korumak istiyorlarsa korusunlar...

Siz bedel ödemeyin... Hem de hiç ödemeyin... Sizin mükemmel hesaplarınız hep mükemmel sonuçlar versin...

Bütün bir ömrünüzü, dininiz dahil, onurunuzu, şerefinizi her şeyinizi başarı araçlarına çevirerek geçirin...

Yarın ahirette size, içine düştüğünüz zillet sorulduğunda, "atide bir anda meçhul bir zafer için o hale düşmüştük... Biz kendimizi çok akıllı zannediyorduk... Sofistike hesaplar yapmıştık" diye savunursunuz...

Cuntanın kurşunlarıyla can veren şehitleri de kendinize şahit gösterirsiniz... 'Ya Rabbi bu saf, hesap kitap bilmez cahiller bizi dinlememişti.. Bizi bu saf, akılsız ve cahillerle aynı kefeye koymayacaksın, değil mi?' diye sorarsınız...

İşte Zaman yazarı ve dış haberler müdürü Kerim Balcı'nın yazısından ilgili bölüm:

"30 Haziran'dan beri sokaklarda işgale karşı direniş gösterileri yapıyorsunuz; bir şey değişmiyor. Kendi askerleriniz, size kurşun sıkmaktan çekinmiyor. Her büyük gösterinizde birkaç yüz kardeşiniz daha giriyor iç-işgalcilerin hapishanelerine. İç-işgalciler, kendi hükümetlerini atadılar bile. Bir yıl haklı olarak oturdukları bakanlık koltuklarından, haksız olarak sökülüp, gözaltı koğuşlarına sokuldu liderleriniz. Yakında mahkemelerin soğuk sandalyelerine oturtulacaklar.

Kızmak hakkınız. Kızgınlığınız şakaklarınızdan taşıp sokaklara akıyor, adalet ve özgürlük istiyorsunuz. O da hakkınız.

Ama hakkınızdan daha azına razı olmak da hakkınız.

İsterseniz ve maslahat bunu gerektiriyorsa, geçmişte hep sabırla, ümitle, hikmetle yaptığınız gibi iç-işgalcilerinizle konuşup, ülkenizin menfaatleri için demokratik haklarınızdan fedakârlıkta bulunabilirsiniz. Kardeş kanı akmasın diye, üzerinize kâbus gibi çökecek bir kalıcı olağanüstü hal yönetimi ilan edilmesin diye, otuz yıl daha kurtulamayacağınız bir cunta anayasası ortaya çıkmasın diye meşru ve fakat elinizden alınmış haklarınızın bir kısmından vazgeçip, elinizde bir kısım hakların kalmasını sağlayabilirsiniz. Bilirsiniz, tamamı elde edilemeyen bir hayrın, tamamından da vazgeçilmez. İşte göründü; iktidarınızın ihtiyarı yokmuş. İktidarınızdan vazgeçip, ihtiyarı ele geçirebilirsiniz. İdareniz iradesizmiş; idareden muvakkaten feragat edip, iradeyi ele alabilirsiniz.

Evet, mazlumsunuz; ama hepten mahpus, hepten mağdur, hepten maktul olmak ihtimaliniz de var. Zaman istiklal harbi zamanı değil, istikbalin muhafazası zamanıdır. Bugün sizin elinizden alınanın, çocuklarınızın da elinden alınmayacağını garanti etme zamanıdır."

(Kaynak: Küre Medya)

YORUMLAR
  • İnsaf   22-07-2013 01:32

    Sadece Fetih suresini oku Hz.Ömer in tepkisini hatırla ama sonra sonucu gör. Ne kadar basitçe insanları aşağılıyorsun ayıp be kardeşim. Sen böyle yaparsan karşımızdakiler ne yapar. Hem fitneye sebep olmak niye...Çok şey yazarım ama doğru olmaz.