Süleyman GÜLEK

25 Temmuz 2022

HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’İN AİLE YAŞANTISI

Hz. Peygamber (s.a.s.) hayatın her alanında olduğu gibi aile hayatında da bizlere örnek olmuştur. Bununla ilgili Kur’ân-ı kerim’de Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Andolsun, sizin için, Allah’ı ve âhiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için Allah’ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır.”(Ahzâb, 33/21) Hz. Peygamber (s.a.s.) ailesi içerisindeki davranışlarıyla, tüm aile bireylerine örnek olmuştur. Onun ailesine karşı davranışları, bize de aile hayatımızda nasıl davranacağımız konusunda örnek oluşturmaktadır.

Hz. Peygamber, örnek bir aile reisi idi. O, hanımlarına karşı çok nazik bir eş, çocuklarına karşı da çok şefkatli bir baba idi. Enes b. Malik şöyle demiştir: “Aile fertlerine Hz. Peygamber’den daha fazla merhametli ve iyi davranan bir kimse görmedim.”1 Hz. Peygamber’in aile içindeki davranışları saygı ve sevgiye dayalıdır.

Hoşgörü, merhamet ve adalet Peygamber ailesinin en önemli özellikleridir. “Sizin en hayırlınız, hanımlarına en iyi davrananızdır. Aile halkına iyi davranma konusunda sizin, en hayırlınızım.”2 buyurarak hanım ve çocukları ile iyi geçinenleri ve onlara güzel davrananları övmüş ve bu konuda kendini model olarak göstermiştir. Bilindiği gibi bugün, insanlık için en temel bir kurum olan aile yapısı çok ciddi proplemlerle karşı karşıyadır. Oysa Hz. Muhammed (s.a.s.)’in aile hayatı bilinse ve uygulansa bu olumsuzluklar yaşanmayacaktır. Peygamberimiz, “Kadınlarla iyi geçinin.” (Nisâ, 4/19) âyet-i kerimesinin gereğini hakkıyla yerine getirmiş, ashabını da bu yönde eğitmiş, Müslümanlara da gerekli tavsiyelerde bulunmuştur. O, âlemlere rahmet (Enbiyâ, 21/107)  ve mü’minlere model olarak (Ahzâb, 33/21) gönderilmiştir.

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in Ailesi İçindeki Örnek Davranışları

1. Hz. Muhammed (s.a.s.) Aile Bireylerini Çok Severdi 

Peygamberimiz, aile bireylerini çok  sever, ayrım yapmazdı ve sevgisini onlara her zaman gösterirdi. Aile, sevgi üzerine kurulur. Sevgi olmadan, mutluluk olmaz Peygamberimiz, aile bireyleriyle kavga etmemiş veya onlarla tartışmamıştır. Çünkü O, aile bireylerini sever ve onlara değer verirdi. O, çok iyi bir aile reisi, şefkatli ve hoşgörülü bir baba idi. Hz. Peygamber (s.a.s.) de Hz. Hatice’yi kadirşinaslığından dolayı şöyle övmüştür: “Allah bana ondan daha hayırlısını vermemiştir. Çünkü herkes beni inkâr ederken, o bana iman etti. Herkes beni yalanlarken o beni tasdik etti. İnsanlar mallarını esirgerken bana arka çıktı. Ve Allah Teâlâ bana ondan çocuklar nasib etti.” 3

Hz. Âişe hakkında, "Halkın en sevimlisi kadınlardan Âişe, erkeklerden Ebubekir'dir."4 diyerek, Hz. Âişe'ye ve kayınpederine iltifat etmiştir. Hz. Peygamber, bu ifadeleriyle eşine karşı ne kadar sevgi dolu, vefalı ve saygılı olduğunu göstermektedir. Torunları Hasan ve Hüseyin’i çok severdi ve onlarla sık sık oynardı. Onları omzuna alır, taşırdı. Bir gün Hasan’ı omzunda taşırken “Allah’ım, ben onu seviyorum ve senin de sevmeni diliyorum”5 diye duâ etti. Hz. Peygamber (s.a.s.) torunlarını ve çocukları çok severdi. Henüz süt emme çağında iken vefat eden İbrahim'in ölüm ânını konu alan bir hadiste ise, Hz. Peygamber'in can vermekte olan oğlunu kucağına alıp öptüğü, bu sırada gözlerinden yaşlar boşandığı bildirilmekte ve bu durumu gören Abdurrahman b. Avf'ın (r.a.), "Siz de mi ağlıyorsunuz, yâ Rasûlallah?" demesi üzerine, "Bu ağlayış rahmet ve merhamettendir. Göz ağlar, kalp mahzun olur, fakat biz ancak Rabbimizin hoşnut olacağı şeyi söyleriz. İbrahim! Senden ayrıldığımız için gerçekten mahzunuz." cevabını verdiği, rivayet edilmektedir.6 Bu nedenle Peygamberimiz (s.a.s.) çocukları çok severdi ve onlarla yeterince ilgilenirdi. Hz. Muhammed (s.a.s.)’in ailesi mutlu ve huzurlu bir aileydi. Hem bir peygamber hem de şefkatli bir aile reisi olan Hz. Muhammed, bu mutluluğun kaynağıydı. İnsanları kırmaktan ve azarlamaktan sakınan Peygamberimiz, aile bireylerinin tamamını ayrım yapmadan sevmiş ve onlara güler yüzlü davranmıştır. Nitekim Hz. Peygamber, “Kardeşini güler yüzle karşılaman da bir iyiliktir.”7 buyurmuştur. Aynı şekilde güzel sözlü olmuş ve “Güzel söz de bir sadakadır.”8 buyurarak bu şekilde davranmayı teşvik etmiştir.

2. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in Hanımlara Karşı Sergilediği İncelik ve Zarafet Anlayışı

Hz. Peygamber’in hanımlarla olan ilişkilerinde özellikle de aile hayatında ilgi, değer verme, adalet, eşitlik, hoşgörü, sevgi, saygı, nezaket, güven, iffet, feragat, haklara saygı, sabır ve tahammül, empati ve zarafet hakim olduğu için neticede o ailede huzur, uyum ve mutluluk hakim olmuştur. Hz. Peygamber, eşlerle iyi geçinme hususunda bazı taktikler de vermiştir: “Bir kimse karısına kin beslemesin. Onun bir huyunu beğenmezse, bir başka huyunu beğenir.”9

Bu da Hz. Peygamber’in kayda değer alternatif ve çözüm getirici bir yaklaşım tarzıdır. Eşi kendisinden hoşnut olan kadın şöyle müjdelenmektedir: “Kocası kendisinden hoşnut olarak ölen bir kadın, cennete girecektir.”10 Bunun tersinin düşünülmesine de bir engel görülmemelidir. “Hanımının sende hakkı vardır, çocuğunun sende hakkı vardır, ailenin sende hakkı vardır”11 buyurarak böylece yakın çevredeki insanların haklarına riayet edilmesinin ne kadar önemli bir olgu olduğunu vurgulamıştır.

Hz. Peygamber, o derece nazik bir insandı ki hayvana binerken dahi hanımlarına yardımcı olurdu.12 Bir seferinde kendisi bir yemeğe davet edilmiş, bu daveti ancak hanımıyla gelmesi şartıyla kabul edebileceğini beyan etmiştir.13  Bu da hanımına vermiş olduğu değeri ortaya koymaktadır. Hz. Peygamber, hanımlarıyla birlikte bir seyahate çıkmış, hanımları deve üzerindeyken sürücü, develeri hızlı sürmeye başlayınca o, hanımların nazik yapısına dikkat çekerek sürücüyü uyarmıştır. O, bu uyarısında kadınları kristale benzeterek onlara karşı ne denli nazik olduğunu göstermiştir.14

Hz. Peygamber zarafet, nezaket ve yumuşaklığın öneminin anlatıldığı hadislerde şu ifadeler dikkat çekicidir: “Allah Refiktir, bütün işlerde Rıfkı (yumuşaklığı)  sever.”15  “Yumuşaklık ev halkına hayır ve menfaat sağlar.16  “Yumuşak huydan yoksun olan, iyilikten de yoksun olur.17 “Ey Aişe, yumuşak (huylu) ol! Zira Allah, ehl-i beyte hayır dilediği zaman onlara yumuşaklık bahşeder.”18 Hz. Peygamber (s.a.s.)’in aile eğitiminde bu tür değerlerin hâkim olduğu söz konusudur.

3. Hz. Peygamber (s.a.s.) Ev İşlerine Yardım Ederdi

Peygamberimiz (s.a.s.) ailesinden hizmet beklemezdi. Kendi işini kendisi görürdü. Hz. Aişe şöyle der: “Herkes evinde ne yaparsa  Rasûlullah  (s.a.s.) de onu yapardı. Elbisesini yamar, ayakkabısını tamir eder, koyunları sağar, kendi işini kendi yapardı”19 Bununla birlikte annelerimiz Allah'ın Rasûlüne hizmet etmeyi şeref bilirlerdi. Sadece onlar değil, ashab-ı kiramın hanımları da ev işlerini yaparak eşlerine hizmet ederlerdi. Hatta peygamberin kızı Hz. Fatıma’nın el değirmeni kullanmaktan ellerinin yara olduğu, su taşıdığı, ev süpürdüğü vs. rivayetlerde belirtilmiştir.20 Ancak Peygamberimiz (s.a.s.) hanımlarından hiçbirini hizmette kusur etti diye azarlamamıştır. Hz. Âişe, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in evde ne yaptığı sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: “Ev halkının hizmetini yapar ve ev işleriyle uğraşırdı. Ezanı işitince de namaza giderdi.”21Ev hayatında sadeliği ve mütevazılığı tercih eden Hz. Peygamber, ev işlerinde dahi aile fertlerine/hanımlarına yardımcı olmuş ve onların işlerine katkıda bulunmuştur.

4. Hz Peygamber (s.a.s.) Yemekte Kusur Aramazdı

Hz. Peygamber (s.a.s.); Önüne getirilen yemekte kusur aramaz, bundan dolayı eşlerine kızmazdı.22 Câbir (r.a) şöyle dedi: Bir gün Peygamber (s.a.s.) ev halkından ekmekle birlikte yiyeceği bir katık istedi. Onlar da: “Evde sirkeden başka bir şey yok”, dediler. Resûlullah (s.a.s.) onu getirmelerini söyledi. Sonra da: “Sirke ne güzel katık; sirke ne güzel katık!” diyerek yemeğini yemeye başladı.”23 Dolayısıyla yemeklerden dolayı hanımlarını hiç incitmezdi, üzmezdi…

5.  Hz. Peygamber (s.a.s.) Ailesiyle İstişare Ederdi

Hz. Muhammed ev içindeki her türlü sorumluluğunu yerine getirirdi. Ailenin tüm bireyleriyle konuşur ve onların fikirlerini alırdı. Aileyi ilgilendiren herhangi bir konuda tek başına karar vermezdi. Örneğin, kızlarını evlendirirken onların görüşlerini almış ve istekleri doğrultusunda hareket etmiştir. Hz. Peygamber, Kur’ân-ı Kerim’in, “…Onların işleri, aralarında danışma iledir.” (Şûrâ, 42/38)  âyet ilkesini hayatın her alanında uygulamıştır. Hem aile bireylerinin hem de arkadaşlarının görüş ve tekliflerine açık olmuştur. Hz. Peygamberin yakın arkadaşı Ebu Hureyre onun bu özelliğini şu şekilde dile getirmiştir: “Arkadaşlarına Rasûlullahtan daha çok danışan hiçbir kimse görmedim.”24 buyrmuştır.

6. Hz Peygamber (s.a.s.) Ailesiyle İyi Geçinirdi

Hz. Peygamber, devamlı güler yüzlü ve güzel sözlü idi. Ailesiyle, herkesle iyi geçinirdi. İnsanlara çok iyi davranırdı.25 Hz. Peygamber, hayatı boyunca, eşine, çocuklarına, çevresine, arkadaşlarına ve insanlara karşı hep yumuşak davranmış ve onları kırmamaya özen göstermiştir. Enes (r.a.)’dan. “Peygamber (s.a.s.)’e dokuz yıl hizmet ettim; yaptığım bir iş için: ‘neden böyle yaptın?’; Yapmadığım bir iş için de: ‘Şöyle şöyle yapsaydın ya!’ demedi.”26 Hz. Ali (r.a.) Hz. Peygamber hakkında şöyle der: “Dünya ve dünyalık hiçbir şey O’nu öfkelendiremezdi (şahsı için, dünyevî şeyler için kızmazdı).” 27

7. Hz. Peygamber (s.a.s.) Ailesiyle Şakalşırdı

Hz. Peygamber, ev halkına gayet iyi davranır, onlarla şakalaşırdı. Hz. Aişe, O'nunla yaptığı iki yarışı şöyle nakleder; "Bir yolculukta Hz. Peygamber'le yarıştım ve O'nu geçtim. Şişmanladığımda yaptığım diğer bir yarışı ise Hz. Peygamber kazandı."28O, ailesi ile birlikte olduğunda, onlarla sohbet eder, hal ve hatırlarını sorar, şakalaşır ve eğitmeye çalışırdı.

8. Hz. Peygamber (s.a.s.) Temizliğe Dikkat Ederdi

Peygamberimiz (s.a.s.) hem Rabbine hem de insanlara karşı saygısından dolayı temizliğine ve kişisel bakımına çok önem verirdi. Aile saadetinde çok önemli olan bu hususa riayet ederdi. Âişe vâlidemize: “Peygamber Efendimiz eve girdiği zaman ilk önce ne yapardı?” diye sorulduğunda: “Dişlerini misvaklardı.” cevâbını vermiştir.29 Bu ve benzer hadislerden anladığımıza göre Rasûlullah (s.a.s.) dişlerini temizlemeye çok önem vermiştir. Sadece dişlerini değil, bedenini ve elbisesini temiz tutmaya, güzel koku kullanmaya da dikkat etmiştir. Tırnakların kesilmesi, sakal ve bıyıkların kısaltılması, istenmeyen tüylerin temizlenmesini fıtratın gereği ve bütün peygamberlerin sünneti olarak saymıştır.30 Tabii ki, kişisel bakım aile saadetinde çok önemli bir yere sahiptir.

9. Hz Peygamber (s.a.s.) Ailesine Selam Verir, Sohbet Eder, Zaman Ayırırdı

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) kendi evine girerken selam verirdi. Hz. Enes diyor ki; Rasûlullah (s.a.s.) bana şöyle buyurmuştu: “Oğlum, ailenin yanına girdiğinde selam ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun.”31 Ev halkının hal hatırını sorar, güler yüz göstererek anlattıklarını dinlerdi. Akşamları aile fertlerini bir araya toplar sohbet ederdi.32 Bu sohbetlerde ibretli kıssalar anlattığı gibi bazen de hepsini güldürücü şakalar yaptığı nakledilmiştir. Hz. Peygamber hanımlarıyla aralarındaki sevgi bağlarını güçlendirecek şekilde samimi olurdu. Hz. Aişe ile koşu yarışı yapması meşhurdur.33

 10. Hz Peygamber (s.a.s.) Ailesine Karşı Adaletliydi, Anlayışlıydı

Peygamber (s.a.s.) aile reisi olarak son derece adildi. Hanımlarının çoğu yaşlı iken Hz. Âişe çok gençti. Ayrıca Peygamberimiz zekâsı, ilmi ve benzeri üstünlükleri sebebiyle de ona ayrı bir muhabbet beslerdi. Buna rağmen hanımlarının arasında adaletle davranmaya dikkat ederdi.34 Bugün yine insanlığın en çok muhtaç olduğu adaletin en güzel örneğini, onun, bir kadının hırsızlık yaptığında o kadının affedilmesi için aracılık yapan sahabiye: “Vallahi hırsızlık yapan Muhammed’in kızı Fatıma da olsa onu da cezalandırırdım” 35 sözlerinde görüyoruz.

Sonuç olarak; Peygamberimiz, “Kadınlarla iyi geçinin." (Nisâ, 4/19) âyet-i kerimesinin gereğini hakkıyla yerine getirmiş, ashabını da bu yönde eğitmiş, Müslümanlara da gerekli tavsiyelerde bulunmuştur. O, âlemlere rahmet (Enbiya, 21/107)  ve mü’minlere model olarak gönderilmiştir. Bu itibarla insanlık âleminin olmazsa olmazı konumunda olan kadına gereken değeri ve önemi vermiş, kadını onurlu bir kul, salih bir insan, kendisi ile cennetin kazanıldığı bir anne, 36 güven ve huzura erildiği bir eş, (Rûm, 30/21)  adalet ile davranılması gereken bir evlât 37   olarak görmüştür. Kadınların itilmesine, aşağılanmasına, haklarının gasbedilmesine, sözlü ve fiili şiddet uygulanmasına şiddetle karşı çıkmıştır. Kadınlara iyi davrananları insanların en hayırlısı38  olarak zikretmiştir.

Dünya ve  âhirette mutlu ve huzurlu  olmak isteyen bir Müslüman, haytın her alanında  Hz. Peygamberi örnek almak mecburiyetindedir. Hz. Peygamber’in inanç, ibadet ve  örnek ahlâkı; doğruluğu, adaleti, merhamet, şeflkati, güvenilirliği, insanlarla güzel geçimi, tevazuu, sabrı, şükrü, duâya verdiği önem. Cömertliği, misafirperverliği, istişareye önem vermesi, hoşgörüsü, (esnekliği), eğitime verdiği değer, ticari ahlâkı, temizliğe verdiği önem, aile hayatı, akrabalarına iyi davranması,  komşularıyla iyi geçimi, bütün bunlar Müslümanlara en güzel örnektir. Her Müslüman, hayatın her alanında olduğu gibi aile reisi, babalık, dedelik ve eş konusunda Hz. Peygamberi örnek almak zorundadır. Ne mutlu hayatın her alanında Hz. Peygamber (s.a.s.)’i örnek alanlara!

Dipnot

1. Müslim, Fedail 63

2. İbn Mâce, Nikâh 50

3. Müsned, 71, 104-105

4. Buhârî, Megazî 63

5. Tirmizî, Birr 12

6. Buhârî, Cenâiz 44

7. Tirmizî, Birr 45

8. Buhârî, Edeb 34

9. Müslim, Rada 61

10. Tirmizî, Rada 10

11. Buhârî, Savm 51, 54-55; Müslim, Sıyâm 183

12. Buhârî, Megâzî 38

13. Müslim, Eşribe 139

14. Buhârî, Edeb 90

15. Buhârî, İstitâbe 4

16. Ahmed, b. Hanbel,  Müsnet, c. 6, s. 71

17. Müslim, Birr 23

18. Müsned, 71, 104-105

19. Müsned VI, 49, 241,256, 260

20. Ebû Dâvut, Edeb 101

21. Buhârî, Ezan 44; Tirmizi,  Kıyamet 45

22. Buhârî, Et’ıme 21

23. Müslim, Eşribe 167–169; Ebû Dâvûd, Et`ime 39

24. Tirmizî, Cihad 34

25. Bkz. Müslim, Fedail 53-54

26. Buhârî, Edeb 39

27. Rûdânî, Büyük Hadis Külliyatı, İz Yay, c. 5, s. 32, Hds. 8425

28. Ebû Dâvud, Cihad 61

29. Müslim, Tahâret 43-44

30. Buhârî, Libâs 63-64

31. Tirmizî, İsti’zan 10

32. Müslim, Nikâh 46, 1462

33. Ebu Dâvud, Edeb 103

34. Müsned, c. 6, s. 227, 178

35. Ebû Dâvut, Hudud 15

36. Süyûtî, Câmi’u’s-Sağîr, I, 42, No: 3657

37. Müslim, Hibât 13

38. Müslim, Radâ 62; Tirmizî, Radâ 11

(Not: Bu makale, Vuslat Dergisi Haziran 2022 sayısında  yayınlanmıştır.)