Yakup DÖĞER

16 Ağustos 2010

AKTİF DESTEK KARARI ÜZERİNE

Böyle bir yazının ne kadar gereği vardı bilmiyorum, lakin bir Müslüman olarak kendi düşüncemde Tevbe Suresi 71. ayetten yola çıkarak iki satır da olsa kardeşlik görevimi yerine getirmem gerektiğine inanıyorum.

İslami Kuruluşların Anayasa paketini aktif olarak desteklemek üzere bir araya geldiğini ve bunu bir bildiriyle ilan ettiğini öğrendik. İslami kuruluşların kendileriyle uzaktan yakından herhangi bir ilişkisinin olmadığı bir platformda böyle aktif rol almaları, rol alanların Tevhidi Bilince sahip olmaları da ayrı bir üzüntü nedeni olarak gün yüzüne çıkıyor.

Uzun zamandır tartışma konusu olan bu durum birçok konuya vakıf Müslüman tarafından eleştirilmesine, bunun yanlış tarafta yer almak olduğunun belirtilmesine  rağmen bu denli ısrarcı olunması anlaşılır bir durum değildir. İslami Kuruluşların, ilk ve öncelikli görevlerinden biri olması gereken hallerden Vahdet göz önünde bulundurulursa, bu vakte kadar bu kuruluşlardan kaçı bir araya geldi, ortak bir açıklama yaptılar, Müslümanlar arasındaki buz dağlarını eritmek için belli bir gayret sarfettiler düşünülmesi gereken bir konu...

Asıl ve gerçek bir gündem maddesi olan İslami Vahdetin, bunca savsaklanmasına rağmen,t amamen beşeri bir düşüncenin hakimiyeti üzerine ortak noktada buluşmaları hangi İslami endişenin bir ürünüdür? Toptan Allahın ipine sarılın ayetinin günümüzde daha çok anlam bulduğunu, buna rağmen bu konuda herhangi bir gayretin gün yüzüne çıkmadığını görüyoruz.

Bunun tam aksine ise “Sen onların heva heveslerine uyma” diyen İlahi iradenin tersi olan bu tür davranışların büyük bir gayretle gündeme gelmesi ise endişe verici bir durum. Geçmişleri Tağuti sitemleri inkar üzerine yükselen düşüncelerin zaman içerisinde rddettikleri sisteme entegre olma gayreti anlaşılabilmesi daha da zor olan ayrı bir handikap olara görülebilir.

Bazılarının Ortak metni benimsememek ama buna rağmen tam olarak destek verme girişimleri nasıl bir yaklaşım onu da anlamak mümkün değildir. Anayasa değişiklik paketinde inanç esaslarından hiç bahsedilmemiş, tamamen batının anladığı manada bir özgürlük anlayışının lanse edildiği çok net olarak görülmektedir. Bu paket hazırlanırken kendilerine fikir danışılmayan, ziyaret edilmeyen, sizin fikriniz nedir diye sorulmayan İslami kuruluşlar, nasıl oluyor da asla ve asla kendi varlığını kabul etmeyen Kemalist Laik bir sistemin anayasa değişikliğine olur deyip can hıraş böyle mücadele ediyorlar.

Şimdi daha açık olmak gerekirse, bu Kuruluş Temsilcileri, imzacılar, eğer bu düşüncelerinde samimi iseleler, geçsinler AKP saflarına, açıktan mücadele etsinler, üye olsunlar, alsınlar ellerine bayrakları sokak sokak dolaşsınlar, anlatsınlar insanlara bu değişikliğin nasıl bir iyilik getireceğini.

Rengimiz net olmalı, Allahın Boyası belli, belirsizlik yok bu davada. Yok, İslami Kuruluşların derdi bu anayasa değilse çeksinler elini eteğini İlahi davaya zarar vermesinler. İslam’a yeni girenlerin anlayışına zarar gelmesin. İslam’ın demokrasiyle, laiklikle anlaşılabilirliği gibi bir durum ortaya çıkmasın bu hallerinden. Sonuçta ön saflarda yer alan ağabeylerimiz sıradan insanlar değil, avamdan hiç değil. Yılların mücadelesini vermiş, çalışmış çabalamış, ezilmiş horlanmış bu davanın çilesini çekmiş insanlar. Konuştuklarında ve davrandıklarında kendilerini örnek alanlar var toplumda. Bu örnekliklerini İslami çizgilerindeki sadakatle gösterseler daha makbul olacaktır sanırım.

Davranışlarımızı, Allah razı mı değil mi yaklaşımıyla değerlendirirsek varacağımız sonuç daha verimli olacaktır kanaatindeyim. Kaldı ki, bugün Anayasa değişikliğini desteklediğini söyleyen bu İslami kuruluşların toplasan ülkede kaç oyu çıkar, neyi değiştirirler? Bu kadar açık bir durum varken belli bir şuura ermiş kitlenin kafasını karıştırmaya gerek var mıdır?

Şimdi bu hal böyle gidecek kanaatindeyim, çünkü bütün ikazlara rağmen dediğim dedik, çaldığım düdük misali gidiyorlar. Bu fırtına geçtikten sonra aynı kuruluşları VAHDET üzere çalışmakta bir arada görmeyi şahsen ben çok istiyorum, bunu bütün Müslümanlarda şiddetle arzu ediyorlardır kanaatindeyim. Beşeri sistemlerin bekası için bir araya gelenler, İlahi olandan yana nasıl bir tavır sergileyecekler merak konusu olacak bu noktadan sonra. Referandum meselesi bir ay sonra gündemden düşecek, gelip geçecek, ama İSLAMİ VAHDET büyük bir sorun olarak Müslümanların önünde yine duracak.

Bu anayasa değişikliğini takip eden bütün Müslüman camiaya seslensem edepsizlik etmiş olmam sanırım. Referanduma gösterilen ilginin bu kuruluşlar tarafından VAHDETe ne derece gösterileceği konusunda takipçi olsak derim. Beşeri bir sistemin tamamen kendi bekası için verdiği mücadeleye ortak olmak ve açıkça saf almak ile,bu konuda azami bir gayret göstermek hangi vasfın muhatabı yapar bizleri bilmiyorum. Ama İSLAMİ VAHDETe gösterilecek gayretin bizlerin temel görevlerinden biri olduğunu çok iyi biliyorum. Haydi bakalım özgürlükçü ağabeylerimiz, gazanız mübarek ola.

Aynı gayretin birinci sorunumuzda devam etmediğini görürsek davasında samimi olmayanlar olarak değerlendirileceksiniz. Görelim bakalım beşeri sistemle, Müslümanların vahdeti arasındaki mücadelenizde, ağır basan yönünüz hangisi olacak. Allaha emanet olun. Her ortamda, her platformda sizlerin Vahdet içi bir araya geldiğinizi, çalıştığınızı, bildiriler hazırlayıp altına böyle toluca imzalar attığınızı görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz. Mesela ayda bir VAHDET TOPLANTILARI, ayda zor olur derseniz, üç ayda bir, o da zor olur derseniz altı ayda bir, bir araya gelin inşallah. Bütün ümmete moral olsun bu tavrınız.Ç ünkü bu bir farzdır Müslümanların kanaat önderleri üzerine.