Mehmet PAMAK
HİCRETTEN 28 ŞUBAT ŞİİRLERİ -I-
BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI ZULMÜ
Düşman sayıldı İslam, kaldırıldı hilafet
İslam ve Müslümanı kontrol için kuruldu Diyanet
Laik devlet camiyi işgalle, zulmetti Hakka
Allah ile aldatarak, tuzaklar kurdu halka
Kemalizm’de, din kurban edildi laik devlete
Haksızlık ve zulümle, halk düşürüldü zillete
Faşizm azdı, başörtü yasağı tırmandı ülkede
Bu katmerli zulüm, bıraktı pek çok zulmü gölgede
Halk çocukları sokulmadı, halka ait mektebe
Kızlar muhatap oldu ilkelliğe, vahşi şiddete
Yasağı körükleyenler, MGK’da askerler
Laik soygun ve talanlarda yarışan “cengâverler”
Darbe için, emperyalizme sırtlarını yaslarlar
Halka gelince, aslan kesilip efelik taslarlar
Nice zulümler gördü halk, onu iç düşman sayandan
Bunu işgalci yapamazdı, direniş korkusundan
Düşmanca saldırdılar, İslami kimlik ve hayata
İnsanın onur ve hakları, onlar için safsata
Dini istismar edenler, hem de kamu alanında
Tesettürü yasakladılar, neredeyse her yanda
Üniversite kamu alanı, başörtülü giremezse
Neden maliyeye zorla çağrılır, vergiyi ödemezse
Vergi için, kamu alanı açılır başörtüye
Eğitim almasına yasak konur, işte Türkiye
Askerlik yapıp vergi veren, köleydi komutana
Hizmet isteyince, sokulmadı devlet alanına
Diyanet ve camiler de içinde, laik alanın
Peki, bu alanda ne işi vardı, dinin, Kur’an’ın?
Putunu yedi, dini alırken kamu alanına
Başörtü zulmünü, yasladı laiklik yalanına
Cami kamu alanıdır, din görevlisi memurdur
Başörtüsü ve Kur’an, neden buralarda mezundur?
Bunlar; çirkin ikiyüzlülük ve dini istismardır
Hak ve özgürlük konusunda, yaşanan inkisardır
Kamu- özel ayrımı olmaz, kullanmada hakları
Bu çelişki ve yanıltmayla, aldattılar halkları
İnsanın, hak, hayat ve dini, bölünür mü ikiye?
Hak ve kişilik bölündü, “kamusal” ve “özel” diye
Başörtülüyü sokmazken, bir askeri garnizona
Oğlu ölünce “madalya” takar, örtülü anasına
Eşi örtülüyse, tahammül etmezken subaya
Ölüme gidecek “er” için, zorla alır orduya
Laik olmayan subayları, atıyorsan ordudan
Zorunlu askerliği kaldır, şeriatçı olandan
Vergi ve “er” için, zorla alır kamu alanına
Onun dışında yasak koyar, mü’minin yaşamına
Bütün bu düşmanlık, aslında doğrudan Kur’an’a
Bunu açık söyleyemez, zulmeder Müslüman’a
Yasakçılar, hortumcu medyada aldılar soluğu
Kartel medyası düşman saydı, örtülü çocuğu
YÖK, militarizmin bir cephesi, karargâhıydı
Zulmü ısrarla sürdürmek, hepsinin günahıydı
Polisler, köpekler, birlikte tuttular kapıları
Okumak isteyenlerin, copla kırıldı kafaları
“Emir kulları”, hiç acımadı, Allah’ın kullarına
Kıydılar çocukların umuduna, güzel yıllarına
On binlerce kızımız, terk ettiler mektepleri
Bu durum utandırmadı, “ürkek ve erkekleri”
Pek çok acılar yaşandı, kızların cephesinde
Fırtınalar kopuyordu, hepsinin yüreğinde
Maalesef kötü oldu, ateş düştüğü yeri yaktı
Onurlu mazlumlar direndi, çünkü inancı Haktı
Üniversiteden sonra, İmam Hatibe geldi yasak
“Kur’an’ı yaşamasın” dendi, onu okuyan kuşak
Derslerde öğrenmişti, Rabb’in emrini ve Kur’an’ı
Örtünmeyi emrediyordu, vahye olan imanı
Küçük mü’minler zulme maruz, lisenin kapısında
Sıkıntıya direnmek vardı, onurlu yapısında
Coplar gölgesinde, yılmadan savundu onurunu
Hayâsız zalimler, şiddete maruz bıraktı onu
Hakaretle kovaladılar, meydan, sokak her yerde
Köpek ve copla saldırdılar, sürükleyip yerlerde
Küçük çocukları tutuklayıp, kelepçe taktılar
Ve gözaltında tehditlerle, umudu kararttılar
Şahsiyet, onur zulme maruz, “ikna odaları”nda
İnsandışılaşma yaşandı, zulüm odaklarında
Yetkililer aldırmadı, anaların feryadına
O, fedakârca koşuyordu, evladının yanına
Analara bile sövdüler ve alçakça vurdular
Hem de, “yedi polisi dövdü” deyip, hapse koydular
Tüm okullar ve üniversite, kışla gibiydi
Askeri baskı ve militarizm, hâkim rengiydi
Başörtüsü yasağında, asıl düşmanlık Kur’an’a
İslam hukukuna düşmanlık, yol açtı bu tuğyana
Allah değil de, modacılar emretse tesettürü
Mutlaka serbest olur; teşvik, takdir alır bir sürü