Yasin AYDOĞAN
NEBEVİ HAREKETE DAİR ÇIKARIMLAR
23 yıl süren Risalet-Nübüvvet çağını dikkatle incelediğimizde, bazı çıkarımlar-okumalar yapmak hepimiz için mümkündür diye düşünüyorum.
Hatt-ı hareket açısından, İslam’ın indiği ictima-i yapıya nasıl bir düzen-nizam verdiği hepimizce malumdur.
Bizim de aynı yolu-hattı takib etmemiz gerektiğine kaniyim.
Ben, acizane okumalarımda-anlama çabalarımda (elbette tartışılabilir, eleştirilebilir, ilaveler yapılabilir) şu sonuçlara ulaştım.
Hareketin esasları şunlardı.
1.KAYNAK KUR’AN’DI.
İslam’a girenler Kur’an eksenli bir akide, amel, ahlak, fikir, düşünce sahibi oluyorlar ve temel referans olarak da kitabullah’ı alıyorlar, Kur’an’ın dünyasını kurmanın mücadelesine soyunuyorlardı.
Hiçbir başka kitabı bu kaynağın önüne koymuyor, üzerine çıkarmıyorlardı.
2.İSME DEĞİL, İLKELERE DAYANIYORDU.
İsimlerin çok da öne çıkmadığını görüyoruz. İlkelerin başat rol oynadığı, ilke ve prensipler üzerinde ittifaklar sağlandığını, El Baki olan Rabbimizin ilelebed mesajına tabi olmaktan başka çıkar yol olmadığını biliyorlardı.
3.PARASAL-AKÇALI İLİŞKİLERE GİRMİYORLARDI.
Hareket, asla parasal ilişkiler üzerinden şekillenmiyordu. Çok cazip, ayartıcı, gıdıklayan tekliflere asla prim verilmiyordu. İnsanların yüreğine hitab ediliyor, toplumsal statüleri üzerinden muhatab alınmıyorlardı.
4.İKTİDARLA İŞ TUTMUYORDU.
İktidara karşı mesafeli, adaleti her daim gündeme taşıyan, zalime dur diyen, özgün-orijinal, Hakk’ın yanında bir duruş sergiliyorlar, misyonlarına zarar verecek her türlü statüko beraberliğini reddediyorlardı.
5.ŞİDDETTEN UZAKTI.
Hikmete talipti. Şiddetten uzaktı. Şiddetin gayedeki hikmeti yok edeceği bilincinde idi.
İnsanlığa saadet taşıma misyonuna sahip olduğu için şiddetle işi olmadı.
Baskı-zor kullanmadı, iradeleri harekete geçirme, aklı kullanma öğretisini hayata taşıdı.
Şedid-muzır olan zalimlere karşı da hikmetli tavır-stratejiler geliştirdi.
6.ŞEFFAF-GÖRÜNEBİLİR KEYFİYETİ HAİZDİ.
Dışarıdan bakan dost-düşman herkes, daveti aynı şekilde görüyor anlıyordu. İllegal-örgütsel bir yapı arzetmedi. Yer altı-kapalı bir içeriği yoktu. Görünen-gözlemlenebilen bir hareketti. Asla kirli, entrikaya dayalı, pusuda bekleyen tuzaklar kuran bir yapı değildi.
7.DAİMA HAYIR ÜRETTİ.
El Hayr olan Allah’ın (c.c) hükmüne dayanıyordu, işi gücü hayr’dı. Hayr üreten, hayr’ı önceleyen, hayr mücadelesi veren, hayr’da yarışan bir içeriğe sahipti.
8.TOPLUMUN HER KESİMİNİ MUHATAB ALDI.
Sadece bir kesime hitab etmedi. Herkesi muhatab aldı. Herkese Uluhiyyeti-Rububiyyeti-Mulukiyyeti anlattı, sundu. Sosyal açıdan sınıfsal farklılıkları, tahakkümü reddetti. Zenginle fakiri aynı sofraya-meclise buyur etti. Sosyal vahdet için çabaladı.
Yaşadığımız dünyada varolan yapılanmalara, çalışmalara bu gözden baktığımızda bir çok arızaya şahid oluyoruz-olabiliyoruz.
Mezkur sekiz madde muvacehesinden ele alırsak çalışmalarımız için çok tamir-rektefe-revizyon gerektiğini söyleyebiliriz.
Bizim için Usve-i Hasene, Alemlere Rahmet, Büyük Ahlak Sahibi kılınan muhterem Peygamberin (a.s)
hayatından çıkarabildiğim bu esaslar açısından, acizane her daim kendi adımıza, muhasebe gereklidir diyorum.