Mehmet ÇOBAN

19 Ağustos 2014

BUGÜN DE BÖYLE OLSUN

Bir devri perişan yaşarım

Umutlarım cebimde dolaşırım

Umarsızlıklara şaşarım

 

Mevsim sıcakları tavana vurmuş

Çevremiz alev alev, insanlar kudurmuş

Kimse, kimseyi dinlemiyor

Çıkarlar etrafta kol geziyor

Diyesim geliyor

Petrol; yerin dibine batasın 

İnsanların hayatını karartansın

 

Desem ne olacak?
Petrol olmasa burada savaş çıkmayacak?
Güler geçerim yalanına

Yahu bilmiyorum ne var buralarda

Tarihe bak, hep kan akıyor bu topraklarda

Kimi zaman, din, kimi zaman iktidar savaşlarında

Hakim olmak için kervan yollarına

Vuruluyor insan kanallarına

Kuzeyden, güneye

Güneyden, kuzeye

Batıdan doğuya,
Doğudan batıya

Açılan köprü buralar ya

Vur anasını satayım abalıya

Gelen vuruyor

Giden vuruyor

Üç beş kuruşluk çıkar uğruna

İnsanlar öldürülüyor boşu boşuna

Adı ikiyüzlülükle konmuş sevdalarla

İnsan ölümlerini kutsayan inançlarla

 

Koltuk sevdası, bencillik rüzgarı

Esiyor etrafta, dolaşıyor insanları

Vuruyor tek tek akılları

Akıllar, yaşıyor bir aşk masalı 

Diyorlar adına memleket sevdası

Din, iman, vatan , millet, Sakarya ağızlarda dolaşıyor

Bazılarının cebi dolarken, senin  cebin boşalıyor.

Cebini dolduranlar kahraman oluyor

Kahramanlarını putlaştıranlar aşkı sefadan dört dönüyor

 

Diyorlar ki, düzenin çivisi çıktı

Ben hatırlamıyorum ki, düzene çiviyi kim çaktı?

Bildiğimden beri çivisizdi düzen, bu lafı kim uydurdu?

Başından beri  insanın çoğu kuzu, azı kurttu?

Hep kurtlar kuzuları yuttu?

 

Güneş yeter artık bizi yakma

Al git sıcaklarını, birazını da başka yazlara sakla

Bunaldı insanlar artık anla

Mevsim normalleri bile sıcakken, üstüne çıkmak yakışır mı sana?

 

Bak sana sular buharlaşıp uçuyor
Toprak çatladı sürekli kuruyor

Mahsullerimiz  sıcağında kavruluyor

Fiyatlar pazarlarda yükseliyor

 

Seni ilgilendiriyor mu bütün bunlar?

Sen sıcağınla yakarken, bizim içimiz sızlar…

 

Savaşın hangisi iyidir bilmiyorum

Yazın yapılan mı, kışın yapılan mı karar veremiyorum

Bombalar kavururken insanları güneş altında

Bombalar vururken insanları kar altında 

Hangisi iyidir biliyor musunuz?

Be adam desene, savaşın hiç biri iyi değildir, anlamıyor musunuz?

 

Ben bazen diyorum da, bana kızıyorlar

Dünyanın egemenleri dünyaya şekil veriyorlar

Kendileri iyi yaşamak için nesilleri tüketiyorlar

 

Sen çıkmışsın bebeklerin ölümünden bahsediyorsun

Semiz bir bebeğin yaşaması için, kaç bebek harcanmalı bilmiyorsun

Amerika, Avrupa, bebek, bebek diye çıldırırken

Sen sürekli bebek üretiyorsun

Adamlar çareyi bulmuşlar kendi çocuklarının yaşaması için

Gör bak senin bebeklerini nasıl öldürüyorlar, hem de ne biçim?

Üstelik çalar götürürler öldüremediklerini organ nakilleri için

Ruhun bile duymaz, kurtuldu zavallı diye sevinirsin

 

Sen anlamıyorsun arkadaş, bir de savaş kurallarından söz ediyorsun

Sor kendine, değerin ne, kaç para ediyorsun?

Adamlar bir bebeğini yaşatmak için, binlerce bebek öldürmeye razılar

Sen anlamıyorsun bunu, insanlıktan söz ediyorsun

 

Avrupa’da, İsrail’de, Amerika’da bir bebek ölse yer yerinden oynar

Bir bebekleri için dünyanın bütün bebeklerini aynı kefeye korlar

Kendi bebeklerini yaşatmak için, senin bebeklerini bombalarlar

Hala anlamadınsa, yuh sana, senin insanlığına, diyecek sözüm yok

İnan; senin batı hayranlığıyla şaşırmış sözlerine karnım tok.

Sen batının kuyruğunda şaklabanlık ederken dünyada insanlar ölüyor

Ölen bebekler gülümseyerek bakarken, yüzüne tükürüyor

Anlıyor musun? Hissediyor musun? Diye soramam sana, sen aşıkı maşuksun

Sevdalı olduğun batıya karşı, deli divane, hesapsız kitapsız vurgunsun

Daha ne diyeyim, önüne bebeklerin etini koysalar iştahla yersin

Sonra çıkar utanmadan, dünyanın fakir, yoksul halklarına yamyam dersin

 

Güneş kavuruyor arkadaş, beynim delicesine çalışıyor
Kusura bakma bazen ne dediğini bilemiyor.

 

Hani, Tevrat’ta, İncil’de, Kur’an-da der ya

Firavun veya Nemrut görmüş bir rüya

Tabir ettirmiş rüyalarını güya

Doğan çocuklar içinden biri çıkacak

Senin saltanatını sonlandıracak

Öyleyse öldürün çocukları diye karar vermiş

Bebeklerin peşine düşüp hepsini gebertmiş

Kurtulmuş bir garip çocuk katliamdan

Yetişip emrini vereni etmiş saltanatından

İsrailliler biliyorlar geçmişindeki bu hikayesi

Şimdi uyguluyorlar Firavunun hikayesini

Geçmişte onlar mazlumdu, Firavun Mısırlı

Şimdi  kendileri Firavun, mazlum Gazzalı

 

Şimdi sen bunu dinleyince dersin fantastik bir hikaye

Değil aslanım fantastik hikaye,

Bu bütün tarihlerin özetidir 
Dünya savaşlarının da en büyük strateji bebekleri öldürmektir

Nesillerin önünü kesip, geleceği yok etmektir

 

Osmanlı; girdiği ülkelerde toplamış çocukları

Çocukların gideceği yer yeniçeri ocakları

Anadan, babadan, toplumdan uzak yetişmişler

Hepsi birer delikanlı, birer er olunca, haydin yürüyün demişler

Nereye diye sormamış çocuklar

Emir komuta zincirinde saldırmışlar

Saldırdıkları yerler, kendi toprakları

Kendi ülkeleri, kendi soydaşları

 

İşgalci ülkeler var tarihte, gidin okuyun

Yaptıkları şeyleri dikkatle anlayın

Girerler ülkelere, bütün erkekleri öldürürler

Kadınları esir alır, bebeklerini asker yetiştirirler

Yetişen askerler, işgalcilerin emrini dinler

Aldıkları emirlerle gidip başka insanları yok eder

Bebekleri esir alıp asker eder

 

Bugün boşuna bağırıyorsun, artık anla

Firavunlar, Nemrutlar Filistin’de öldürmüyorlar çocukları boşuna

Bir İsrailli bebeğe karşı beş Filistinli bebek doğuyor

Bu durum Firavunları korkutuyor.

Korkunç, karabasan rüya görüyorlar

Emir büyük yerden çocukları öldürüyorlar

 

Yüksek binaların tepesinden buna nüfus planlaması diyorlar

Sanma ki, altında insanlık var, gevezelik ediyorlar.

 

Dikkat et aslanım; kim Amerika’nın yanında ise insanlık düşmanıdır

Dikkat et aslanım, kim Avrupa’nın yanında ise insanlık düşmanıdır

 

Sen bunu anlayıp kafana koyuncaya kadar bebeklerin öldürülecek

Kadınların, kızların onların elinde oyuncak edilecek

Kapitalizm tuzaklarında, bir bir tüketilecek

Sen anlayınca, eyvah demen hiçbir şey ifade etmeyecek

 

Senin ülkende yıllardır nüfus planlaması niçin yapılıyor anladın mı?

Avrupa’nın bozuk aşılarıyla niye çocukların aşılanıyor anladın mı?

Hızlı gelişen nüfusundan korkuyorlar

Kendileri toplumlarına para verip çocuk yaptıramıyorlar

Bin türlü hile ile senin nüfusunu azaltıyorlar

İleride kapışırsak, bizi nüfusuyla yener bunlar diyorlar

 

Aslında bilsen, uzun hikayedir insanlığın hikayesi

Her hikayenin altında yatan, bebeklerin hikayesi

Doğacak çocuklardan korkan Firavunlar, Nemrutlar

Sadece dünkü tarihte değil, bu günde var

Adı Amerika, Avrupa, İsrail, Çin, Rusya ne yazar?

Onların uşakları, Krallar, devlet başkanları, Cumhurbaşkanları ne yazar?

Toplum önünde soytarılık yaparlar

Kapalı kapılar ardında Firavunlara, Nemrutlara taparlar

Senden çıkan ise, alkışlar, alkışlar, alkışlar!

 

Sen diyebilirsin çıldırdı bu adam ne dediğini bilmiyor

Haklısın kardeş, çıldırmışım zira güneş tepemde geziyor

Sıcaklar gidince belki normal hale gelirim

O zaman belki söylediklerimden tövbe ederim

Bende sizin gibi kendime normal bir insanım derim

 

Ama ben bugünden diyeceğimi müsaade edin diyeyim

Normal insan, zulme ağıt düzüp, zalimi alkışlayandır derim

 

Bak etrafına, bunlardan ne çok var,

Meydanlarda düzülen ağıtlar

Arkasından zalime alkışlar

 

Zaman ikiyüzlü kardeş ben ne yapayım

Hem de, ikiyüzlüler birinci sınıf insan anasını satayım

Sen ben dürüst olup, ikiyüzlü değilsek, peş para etmeyiz bilesin

Üstelik normal insanlar katında normal değil delisin

 

Hani öyle hakkında delilik raporu verilip yasalardan muaf da tutulmazsın

Doğruları söylersin ama, asla yasaların elinden kurtulamazsın

Verseler adam gibi deli raporu yırttık diyeceksin

Yedirmez aslanım, o raporlar kendilerinin

 

Biliyorum; yahu bu kadar uzun şiir olmaz, sus artık diyorsun

İçten içe bana da kızıp, verip veriştiriyorsun

Madem uzun kardeş niye okuyorsun?

Adım çıktı dokuza inmiyor sekize ne yapacağımı bilmiyorum

Sıcak  beynimi kaynatınca işte böyle oluyorum

Hani; var mı senin yanında serinlik? Söyle geliyorum

Üç beş laf tıkırdatırız

Oradan buradan konuşur insanlığı kurtarırız

Devletleri yıkar, devletleri kurarız

Üstüne demli çay, pasta börek kutlarız

 

Nasıl iyi mi böyle?

Ne olur, nezaket icabı değil, içinden geçeni söyle

İster doğru de, ister küfret dediğime

Gerçek olsun dileğim, başkasından bana ne?

 

16.08.2014 – İzmir