Adem GEMİCİ

19 Nisan 2015

ÇANAKKALE GEÇİLMEDİ Mİ?

Çanakkale savaşının üzerinden 100 yıl geçti. Çanakkale zaferi diyemiyorum, zira zafer olup olmadığından emin değilim. Savaşı Osmanlı tarafının kazanıp kazanmadığından da emin değilim.
 
Evet Çanakkale savaşı, kimilerine göre, Alman komutanının komutasında meşrutiyetin savunması, kimilerine göre bedrin aslanları ancak okadar şanlı idi.Kimilerine göre Allah resulü oradaydı. Şüphesiz ki rabbim sinelerin özündekini bilendir.Mutlaka orada savaşan asker ve subaylardan iyi niyetli olan kalbinde sağlam iman taşıyan,bildiği kadar islam için niyeti cihad olanlarda vardı.Bizim iyi dileklerimiz Rabbimizin onları niyetlerine göre yargılaması olmaktan başka bişey olamaz.
 
Hiç şüphe yokki alemlerin rabbı olan Allah adaletlilerin en adaletlisidir ve kimseye zerre kadar haksızlık edilmeyecektir.
 
Şimdi babalarımızın bile hayatta olmadığı bir dönemi sanki o dönemde yaşamış hatta o dönemde olayların baş aktörlerinden biriymiş gibi çok bilmişlik yapmaktan vazgeçelim.Kendi yaşadığımız dönemde bile gelişen olaylar karşısında fasık medyanın güdümünde hareket eden yazar çizer tayfasının nasıl topluca ters köşeye yattıklarına çokdefa şahit olmuşuzdur.Şimdi bizler bugünden ozamana yani Çanakkale savaşına bakalım.çanakkale geçilmedi mi?.
 
Çanakkale çokdan geçildi.çanakkaleden geçmek isteyenlerin yaşam tarzları,bu toplumun yaşam tarzı olduysa Çanakkale geçildi beyler.Çanakkale nin geçilip geçilmediğini anlamak için cadde ve sokaklarımızdaki dükkanların tabelalarına bakalım,bindiğimiz arabaların markalarına bakalım,yiyip içtiğimiz ürünlerin madein islammı yoksa madein haçlı mı olup olmadığına bakalım.Çanakkale çoktan geçildi beyler.hadi geçmiş olsun.Yada günaydınmı demeliydim.
 
Vahyi boyutunda bakalım biz, geçildi mi geçilmedi mi diye. İşte orası daha vahim. Eğer bir ülkede yöneticiler Allah'ın indirdiğiyle hükmetmiyorsa, eğer bir ülkede toplum batıl batının demokrasisiyle, kapitalizmiyle  mutluysa, eğer bir ülkede alnı secdeye giden yöneticilerin hedefi batıl küresel sistemle uyum ise, eğer bir ülkede camiler ve din laik devletin emrinde ise Çanakkale çoktan geçilmiştir. Eğer bir ülkede faiz kurumu, zina kurumu, kumar kurumu, içki kurumu devlet güvencesine alınmışsa ve devlet Allah'ın bu yasaklarından vergi alıyorsa Çanakkale çoktan geçilmiştir muhteremler. Eğer bir ülkede halen 1400 sene önceki gibi her fırsatta halk ve hüküm makamında olanlar putlara rüku ediyorsa Çanakkale mi kalmıştır geçilmemiş olan. Bütün Çanakkalelerden geçilmiştir maalesef.
 
Bu konuda sayfalar dolusu yazılabilir.Ama hep sorunlardan bahsettik buraya kadar.Çözüm yokmu?elbetteki alemlerin Rabb ı olan Allah azze ve celle bize çözümüde göstermiştir.
 
Çözüm  muvahhid olma iddiasındaki bizlerin sorumluluklarımızın bilincinde olması ve buna göre davranmasıdır.Çözüm olayların tümüne vahyin penceresinden bakabilmek ve yine vahyin penceresinden çözümler üretebilmektir.Çözüm önce kendimizi sonrada yakınımızdan uzağa doğru toplumu vahiyle inşa edip gerçek manada tevhidi bir dönüşümü sağlayabilmektir.Çözüm Allah'ın dinine yardım ve hizmet edebilmek için vaktimizi,nakdimizi ve tüm enerjimizi bu yolda harcamaktır.
 
Şu an her birimiz ne iş yapıyorsak bilelim ki Yüce Allah bizi bu işi yapmak için yaratmadı. Allah bizi öncelikle kendisine dosdoğru kulluk etmek için yarattı.İşimiz,ticaretimiz,paramız,kısaca herşeyimiz bu kulluğu layıkıyla yapabilmemiz için araç olarak kullanılmadıkça azap olarak bize geri dönecektir.buyurun tevbe suresi 34-35.ayetler: Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar... Onlara acı bir azabı müjdele. Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:) "İşte bu, kendiniz için yığıp sakladıklarınızdır; yığıp sakladıklarınızı tadın" (denilecek)..
 
Yaşadığımız toplumda davetçi ve uyarıcı olduğumuzun bilincinde olalım ve bunun sorumluluğunu yerine getirmek için bir birimizi teşvik edelim. Yolculuklarımızı Allah'ın razı olacağı seferlere çevirelim. Öncelikle içinde yaşadığımız toplumu tevhid i davetle muhatap etmek için ısrarcı olalım. Kolkola girip birlik olalım, yardımlaşalım ve Allah'ın dinine yardım için birbirimizi teşvik edelim. Belki de Allah'ın izniyle yaptığımız ve yapacağımız yoğun tebliğ ve davet çalışmalarımıza karşılık bulamayacağız.Ancak bu bizim azmimizi ve şevkimizi asla kırmamalıdır.
 
Buyurun vahiyde Nuh suresi… 1 - Gerçekten biz Nûh'u kavmine gönderdik, "kavmine acı bir azap gelmezden önce onları uyar" diye. 2 - Dedi ki, "ey kavmim! Gerçekten ben size açık bir uyarıcıyım. 3 - Şöyle ki, "Allah'a kulluk edin, ondan korkun ve bana itaat edin." 4 - "Günahlarınızı bağışlasın ve sizi belli bir süreye kadar ertelesin. Kuşkusuz Allah'ın takdir ettiği süre gelince ertelenmez. Eğer bilseydiniz.." (inanırdınız). 5 - Nûh dedi ki: "Ey Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz davet ettim. 6 - "Fakat benim çağırmam, onların sadece kaçmalarını artırdı." 7 - "Ben onları senin bağışlaman için her davet ettiğimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, ısrar ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler." 8 - "Sonra ben onları açık açık çağırdım." 9 - "Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli. ".
 
İşte bizim çözümümüz budur. Kavim ne kadar kulaklarını tıkasa da biz ısrarcı olacağız kardeşler. Çünkü biz bunu öncelikle kendi kurtuluşumuz için yapacağız. Bu mücadelenin içinde olanlar birincil olarak topluma değil kendilerine iyilik ettiklerinin farkında olsunlar. Yaşadıkları zaman diliminde malları ve canlarıyla cihad eden ve canlarını Allah yolunda veren sözünde duran ve hem yaşantıları hemde ölümleriyle bizlere güzel bir örneklik bırakan önderlerimizden Allah razı olsun.
 
Bizler de acizane yaşadığımız zamanın şahitleri olalım inşallah. Öyle bir hayat yaşayalım ki rabbimize sunabileceğimiz bir mazeretimiz olsun. Diyebilelim ki ey Rabbımız bizler yaşadığımız zaman diliminde senin istediğin gibi olmak ve toplumuda bu yönde değiş tirmek için çaba sarfettik başardık yada başaramadık. Ama ey rabbımız en önemli gündemimiz buydu. Vaktimizi ve nakdimizi boş ve yararsız işlere değil senin dinine yardım ve hizmet etmek için harcadık… Ne mutlu rabbine bu mazereti sunabilenlere.
 
Ey rabbımız, dünyada senin istediğin şekilde sana kulluk ve ibadet etmeyi bize nasip etki mahşerde ebedi azaptan kurtulabilenlerden olalım. Ey rabbımız son nefesimize kadar sözü ayağa kaldırmak için mücadele edenlerden olmayı bize nasip et. Ey rabbımız bizlere yaşadığımız zamanın şahitleri olmayı nasp et.Şüphesizki sen işiten ve bilensin.