Süleyman GÜLEK

05 Ağustos 2019

ÇOCUKLARIMIZA İBADET BİLİNCİ KAZANDIRMAK

Yaratılış gayesi Allah Teâlâ’ya ibadet/kulluk etmek olan insan, (Bkz: Zariyat, 51/56) bu temel görevini yerine getirirse dünyada da âhirette de huzur ve mutlu­luğa kavuşur. İbadet, gönülden ve isteyerek Allah Teâlâ’ya saygı göstermek ve O’na kulluk görevlerini yerine getirmektir. İbadetler, inanç esaslarından sonra İslâm dininin ikinci önemli halkasını oluşturur. Bu nedenle Kur’ân-ı Kerim’de  “Allaha ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın”(Nisa 4/6) buyrulur,

Çocuk, Allah’ın insana en büyük lütuflarından biridir. Bununla birlikte insan için bir imtihan vesilesidir. Her Müslüman en az çocuğunun dünyasını imar etmeye çalıştığı gibi ahiretini de inşa ve imar etme sorumluluğunu da taşımalıdır. Farz olan ibadetler, sorumluluk yaşı olan ergenlikle başlar. Bülûğa erme, dinde sorumluluğun başlangıç işareti olarak kabul edilmiştir. Bu durum, bu dönemin önemini arttırmaktadır. Ergen, din nazarında yetişkin kişi statüsünde yer alır; o artık dinin emir, yasak, görev ve kuralları çerçevesinde davranışlarının sorumluluğunu yüklenmiş birisidir.

Çocuk ve Namaz

İlk görevimiz,  Allahın varlığına birliğine, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in peygamberliğine inanmaktır. İmandan sonra,   ikinci görevimiz namaz kılmaktır. Çünkü namaz dinin direği, ibadetlerin en üstünüdür. Yüce Allah'a karşı en önemli ibadet görevimiz günde beş defa kıldığımız namazlarımızdır. Müslüman kişi namaz kılmakla mükellef olduğu gibi, çocuklarına da namazı öğretmek zorundadır. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Çocuklar yedi yaşına ulaştıkları zaman, namazı telkin ediniz. On yaşlarına ulaştıklarında ise, kılmadıkları takdirde hafifçe vurun ve o yaşta yataklarını ayırın."6 “Ehline, ailene namazı emret, kendin de o(nun güçlükleri)ne sabret.(Tâhâ, 20/132) Çünkü namaz çocuğun davranışlarını disipline edip onu olgunlaştıracaktır. Böylece çocuk  kararlı ve ölçülü  davranmaya alışacaktır.

Namaz eğitiminin 7 yaşında başlatılıp 10 yaşına kadar sürdürülmesi istenmiştir.7 Yani 3 yıllık bir kesintisiz çalışma ile çocuğa namaz alışkanlığı kazandırılabilecektir. Bu zaman içinde çocuk hiçbir şekilde kaba davranışlara, baskıya maruz bırakılmamalıdır. Bu olumsuz davranışlar, çocuğun namaza karşı sempatisini yok edebilecektir. Bu dönemde namaz için çocuğu küçük düşürmek gibi davranışlardan kaçımnmak gerekir. Çünkü ibadette ölçü ihlâs ve samimiyettir.  Çocuklarımızı daha çok küçük yaşlarından itibaren namaz ibadetine karşı sevgi dolu olarak yetiştirmek gerekiyor.

1) İkna edip sevdirmek en temel düsturdur. Namazı sevdirin.

2) Sevdirmeden ve anlatmadan çocukları namaza zorlamak, namaz kılmalarını mecburi tutmak onları namazdan soğutur. Buna dikkat etmek gerekir.

3) En iyi öğretmen örnekliktir. Çocuklar, sizin namaza gösterdiğiniz saygı ve sevgiyi, ilgiyi  görmeliler.

4) Namazı ilgi çekici hale getirerek, çocukların sevgi dolu bir merak edinmelerini sağlamak gerekir. Kitaplarla, CD lerle namaz eğitimi çeşitlendirilmelidir.

5) Çocuk güzel hediyelerle teşvik edilmeli, onun için sürprizler hazırlanmalıdır. Teşvik ve tebrik edilmelidir.

6) Kendisine ait bir seccadesi, tesbihi ve takkesi olmalıdır. Kız çocuklarına namaza mahsus özel  başörtüsü alınmalıdır.

7)  Beş vakit namaz, evde cemaatle kılınmalı veya çocuğun elinden tutulup camiye götürülmelidir.

Çocuklara küçük yaşlardan itibaren ibedet duygusu aşılanmalı, bilgisi verilmelidir. Çocuğun namazı zorla değil, isteyerek kılması için alt yapıyı ebeveyni hazırlamak zorundadır.

Çocuk ve Duâ

Duâ insan ile Allah arasındaki iletişimi sağlayan en önemli ibadettir. Bu nedenle ibadetlerin özü ve en değerlisidir. Duâ, kişinin Allah’a yakarması ve O’ndan isteklerde bulunması demektir. Çocuk duâ yolu ile Allaha sığınmaya, kendisini, onun korumasına bırakmaya alıştırılmalıdır. Zaten çocuğun dünyasında dua; kişisel kanaatlerin, istek ve şikâyetlerin Allah’a sunulması, bir bakıma korunma ve savunma aracı bir yakarış ve isteme faaliyetidir.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: “Bana duâ edin, duanızı kabul edeyim."(Mü'minûn, 23/60) "Kullarım sana Beni soracak olurlarsa, haber ver ki, Ben şüphesiz onlara yakınım. Bana duâ edenin duâsını kabul ederim." (Bakara, 2/186) Allah Teâlâ, kendisine duâ edenlerin duasını kabul edeceğini bildirmektedir. “(Rasûlüm!) De ki: (kulluk ve) duânız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin”(Furkan 25/77Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:  “Duâ mü’minin silâhı, dinin direği, Duâ, üzüntüleri giderir, huzur ve mutluluk getirir. Duâ, ruhun gıdası ve ilâcıdır. Duâ, insanı maddî ve mânevî sıkıntılardan kurtarır. Duâ, kişide psikolojik bakımdan bir rahatlık, huzur ve mutluluk sağlar. Bu açıdan çocuklarımıza, ibadet  ve duâ etme bilinci kazandıralım.