Yasin AYDOĞAN

10 Mayıs 2009

EL VE KALEM

İnsanda iki el var. Yaratılışta bu ellerin bize neden verildiğini çok fazla düşünmemiş genelde pek kafa yormamışızdır. Ama iki elimiz var ve her birimiz iki ele sahibiz. Ellerimizi hayat içerisinde tutmakta, sıkmakta, atmakta, kavramakta, yakalamakta, kaldırmakta velhasıl bir çok yerde kullanıyoruz. Bu manada rabbimizin sunduğu harika imkanlardır eller. Fakat bazı canlılar daha var bizim gibi elleri olan, onlarda aynı işleri görmek için kullanıyorlar ellerini. Tutuyorlar, yakalıyorlar, sıkıyorlar v.s. Acaba insandaki eller, yaratılmışların en ahseni olarak yaratılan bizlere başkaca ne iş için verilmiş olabilir? Sadece az önce zikredilen işlevler için olamaz. Çok daha derin-zengin-anlamlı fonksiyonlar için olmalı. Hiçbir şey boşuna yaratılmadığına göre, bize verilen hiçbir şey boşa-boşuna verilmediğine göre bu ellerinde muhakkak ki çok büyük anlamı ve değeri olmalı.

İnsan hayata dair her türlü soruyu ve sorunu aklı sayesinde çözüyor, doğruyu yanlıştan akıl sayesinde ayırıyor.

“Akıl” bağ kuran-bağ kurmayı temin eden araçtır. Akıl vahyle bağ kurduğunda ortaya muazzam değerler çıkıveriyor. Hayat zenginleşiyor anlam buluyor.

Hele akıl tümüyle vahyin emrindeyse yanılmak ne mümkün bi iznillah. Artık, akıl el-ayak ile göz-kulak ile dil-dudak ile sağlıklı ilişkiye geçmiştir ve sahibini alır yüceltir-yükseltir.

Vahyin emrine verilmiş akıl ürettiğinde ve el’e yaz dediğinde el’de görevini ifa ettiğinde ortaya ne muazzam eserler çıkar.

Yazan ilimle-kalemle meşgul olan ellere sahipken tarihin farklı dönemlerinde ortaya koyduğumuz eserler ve kurduğumuz medeniyetler bunun en canlı şahidi değilmi? Hala ellerimizi Rabbimizin yarattığı yerde ve hikmetle kullandığımız zamanlarda ortaya konulan eserlerin sırtından geçiniyor ve yol bulabiliyoruz. Hasımlarımız bile bizim ellerimizi kalem ve ilim aracı olarak isti'mal ettiğimiz zamanlarda ürettiklerimizle yaşıyorlar ve üzerimizde tahakküm kurabiliyorlar. Bizim ellerimizin kaydettiklerini onlar bizden daha çok okuyor ve kendi ideolojileri doğrultusunda kullanmaya çalışıyorlar. 

Alak sure-i celilesinin ilk 5 ayeti Rabbimizin ilk inzal buyurduğu ayetler. Bu ayetleri okuyunca orada kalemden bahsedildiğini görüyoruz.

“OKU! Yaratan Rabbin adına. O, insanı alaktan (embriyo, hücre, sevgi, ilgi, alaka) yarattı. Oku! Zira Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O insana kalemle (kaydetmeyi) öğretti. O insana bilmediklerini öğretti.

İlk inen ayetlerin kalemden bahsetmesi bizi çok düşündürmelidir. Bakınız hiçbir canlı kalem tutmayı bilmez, kalemi kullanmayı başaramaz. Hiçbir canlı yazamaz, kaydedemez. Bu insana mahsus bir özellik.

Biz okuruz, anlarız, üretiriz, yazarız, kaydederiz, ellerimizi yazma ve kaydetme işinde kullanırız. Demek ki eller yazma ve kaydetme işi için bize verilmiş-armağan edilmiş harika araçlar.

Ayrıca ellerimizle bir çok iş görür ve hayatı kendimiz için kolay kılarız.

İmam Muhammed Şeybani bu ayetin tefsiri sadedinde der ki : “İnsanda iki el vardır. Eğer ilim ve kalemle ilişkisini kesmişse artık onlar el değil ayaktır.”

Bu özlü/muhteşem tesbitin üzerine bir kelime daha sarf etmenin tümüyle gereksiz olduğunu düşünüyor ve herkesi düşünmeye davet ediyorum.