Süleyman GÜLEK

20 Nisan 2017

EN GÜZEL ÖRNEK: HZ. PEYGAMBER (S.A.V.)

Öncelikle, Peygamberimizi anmaktan ziyade anlamak gerekir.  Bu sebeple Peygamberimiz (s.a.v.)’in hayatından kısaca güzel örnekler verelim.

İnsanlara dünya ve âhirette mutlu olmanın aydınlık yolunu gösteren Peygamberimiz, öğrettiği inanç, ibadet ve ahlâk ilkelerini kendisi uygulayarak en güzel model olmuştur. "Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et." (Hicr, 15/99) buyruğunun en güzel uygulayıcısı olmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.) iman, ibadet, ahlâk ve hayatın her alanında bizlere en güzel örnektir. “Sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı ümit eden ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah Resulü’nde güzel örnek vardır.” ( Ahzâb, 33/21) buyrulur.

Hz. Peygamber’in Örnek Ahlâkı

Hz. Peygamber, insanların en ahlâklı olanı idi. Nitekim Ra­sû­lullah (s.a.v.)’in nasıl bir ahlâka sahip olduğunu soran Hz. Urve b. Hişam’a, Hz. Âişe (r. anhâ)  vâlidemiz şöyle cevap vermiştir: “Ra­sû­lullah (s.a.v.)’in ahlâkı Kur'ân idi." (Müslim, Müsâfirîn 139) Görüldüğü gibi, Hz. Peygamber’in ahlâkı Kur’an idi. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Sen elbette güzel bir ahlâk üzeresin” (Kalem, 68/4). Allah Teâlâ, Hz. Peygamber’i ahlâkî üstünlüğü ile övmektedir. Hz. Peygamber: “Ben ancak ahlâki güzellikleri tamamlamak için gönderildim” (Muvatta,  Husnu’l-Huluk 8) buyurur. Hz. Peygamber  (s.a.v.)  güzel ahlâka sahipti ve her türlü kötü davranışlardan uzaktı. “Kim Allah ve rasulüne itaat ederse (rasulü model alırsa) büyük kurtuluşa ve mutluluğa ermiş olur.” (Ahzâb, 33/71)

Hz. Peygamber’in Doğruluğu

İki Cihan güneşi, gönüllerin gülü olan Hz. Peygamber, doğru, dürüst ve güvenilir kişiydi. Asla yalan söylemezdi (Bkz. Buhâri, Bedu’l-Vahy, 6). O, asla doğruluktan ayrılmamıştır. Doğru ne ise onu yapmıştır ve şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk, hayra ve üstün iyiliğe yöneltir. İyilik de cennete götürür.” (Buhârî, Edeb 69). O, Kur’an’ın ifadesiyle “Emrolunduğun gibi dosdoğru hareket et.” (Hûd, 11/112) İlâhî emrinin gösterdiği dosdoğru yoldan ayrılmamıştır. Doğru yoldan ayrılmamamız için, bizlere de güzel örnek olmuş ve tavsiyelerde bulunmuştur.

Hz. Peygamber’in Adaleti

Adalet, ölçülü olmak, haddi aşmamak, demektir. Hz Peygamber, insanlara adaletli davranırdı, kimseye haksızlık yapmazdı. “Allah insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder.” (Nisa, 4/58). Hz. Peygamber (s.a.v.): “Kızım Fâtıma hırsızlık yapsa (hüküm ne ise uygularım), kesinlikle elini keserdim” (Buhârî, Hûdud 13) buyurarak adâletli olmanın önemini belirtmiştir.

Hz. Peygamber’in Güvenilirliği

 Hz. Peygamber güvenilir bir kişiydi. Bütün peygamberler, elçilik görevine başlarken, ümmetlerine şu garantiyi vermişlerdir. “Ben size gönderilmiş güvenilir (emin)  bir elçiyim.” (Araf, 7/68). Hz Peygamber, daha çocukluğunda kavminin takdirini kazanmış, kendisine “el-Emîn/güvenilir kişi” lakabı verilmişti. Herkes ona güvenir ve onun doğruluğunu kabul ederdi.

Hz. Peygamber’in Güzel Geçimi

Hz. Peygamber, devamlı güler yüzlü ve güzel sözlü idi. Herkesle iyi geçinirdi. İnsanlara çok iyi davranırdı. (Bkz. Müslim, Fedail 53-54). Hz. Peygamber, hayatı boyunca çevresine, arkadaşlarına ve insanlara karşı hep yumuşak davranmış ve onları kırmamaya özen göstermiştir.

Hz. Peygamber’in Tevazuu

Tevazu, büyüklenmemek, gösterişsizlik ve alçak gönüllülüktür. Hz. Peygamber, herkese karşı mütevazı bir kişiydi. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de: “Sana tabi olan mü’minlere tevazu kanadını ger.” (Şuara, 26/215) buyruluyordu. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Tevâzû göstereni Allah yüceltir, kibirleneni ise alçaltır.” (İbn Mâce, Zühd, 16); “Çünkü Allah, her kibirleneni (gururlananı) ve kendini beğenip övüneni sevmez.” (Lokman, 31/18). Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurur: “Lüks yaşamaktan sakın.  Çünkü Allah’ın gerçek kulları lüks yaşamazlar.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, c. 5, s. 243-244)  Hz. Peygamber,  lüks ve israftan sakınırdı, sade bir hayat yaşardı.

Hz. Peygamber’in Sabrı

Hz. Peygamber, İslâm’ı tebliğ ederken çok sıkıntı, eziyet ve işkence gördü ve bu zorluklara sabretti. Çünkü sabır Allah’ın emriydi “Peygamberlerden azim sahiplerinin sabrettiği gibi, sen de sabret.” (Ahkaf, 46/35); “Andolsun ki sizi biraz korku, açlık, mallardan, canlardan eksilt­mekle (fakirlikle) imtihan eder, deneriz. Sabredenleri müjde­le” (Bakara, 2/155-156); “Ancak sabredenlere, mükâfatları hesapsız (çok) verilecektir.”(Zümer, 39/10) buyrularak sabrın önemi açıkça belirtiliyordu.

Hz. Peygamber’in Şükrü

Şükür, gördüğü bir iyiliğe karşı, söz ile iş ile memnuniyet göstermek, teşekkür etmek demektir. Şükrün önemi hakkında Rabbimiz şöyle buyurur: “Bir de Bana şükredin, nankörlük etmeyin.” (Bakara, 2/152); “Şükrederseniz nimetimi arttırırım” (İbrahim, 14/7buyuruyor ve böylece şükrün önemi ve fazileti bildiriliyor. Bundan dolayı Hz. Peygamber, Allah’a çok şükür ederdi.

Hz. Peygamber’in Cömertliği

Hz. Peygamber çok cömertti (Bkz. Buhari, Menakıb 23). Hz. Peygamber: “Hiç biriniz kendiniz için arzu ettiğinizi, kardeşiniz için de istemedikçe (kemâliyle) iman etmiş olmazsınız.” (Buhârî, İman 6; Müslim,  İman 71); “Cömert kişi Allah’a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah’tan uzaktır, insanlardan uzaktır. Cennetten uzak­tır, cehenneme yakındır.” (Tirmizî, Birr ve’s-Sıla 40)  Hz. Peygamber çok cömertlik yaparak ümmetine en güzel şekilde örnek olmuştur.

Hz. Peygamber’in Misafirperverliği

Peygamberimiz, çok misafirperver bir insandı. “Allah’a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikramda bulunsun (onlara iyi davransın)” (Buhari,  Edeb 31) buyurarak, misafirlere ikram etmeyi,  imanın bir gereği olarak açıklamış ve onlara iyi davranmanın önemini belirtmiştir.

Hz. Peygamber’in İstişareye Önem Vermesi

İstişare; danışma, birinin fikrini alma anlamındadır. İstişare bir paylaşımdır. Kur’an-ı Kerim istişareye büyük önem vermiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’e hitaben şöyle buyrulmaktadır: “İş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da Allah’a dayanıp güven” (Al-i İmran, 3/159). Ebu Hureyre (r.a.) şöyle der: “Hz Peygamber’den daha fazla arkadaşlarıyla istişare eden bir kimse görmedim” (Tirmizi, Cihad, 35). Hz. Peygamber yapacağı  işlerde, hanımlarına da danışır ve onların görüş ve düşüncelerine itibar ederdi. Kimseyi küçümsemez, gerektiği zaman istişare yapardı ve yapılmasını da tavsiye ederdi.

Hz. Peygamber’in Hoşgörüsü (Esnekliği)

Hoşgörü; Hatalara göz yummak, görmezlikten gelmek demektir. Hoşgörülü ve esnek olmak, hayata karşı olumlu, ılımlı bir tavır takınmaktır. Tolerans diye de ifade edilen hoşgörü ve müsamahayı, dinin esaslarından taviz vermek şeklinde anlamak doğru değildir. Hz. Aişe şöyle buyurmuştur: “Hz peygamber, iki şey arasında serbest bırakıldığı zaman, günah olmadığı müddetçe kolay olanı tercih ederdi. Günah olan işlerden son derece kaçınırdı.” (Buhari, Savm 53). Hoşgörü, daha ziyade şahsî hataları, kişinin yüzüne vurup utandırmadan, başkalarının yanında onu rencide etmeden, sabır ve anlayışla karşılamak, hatasını anlamasına, telafi etmesine imkân vermek kastedilir. Hz. Peygamber (s.a.v.), esnek, anlayışlı ve hoşgörülü idi.

Hz. Peygamber’in Eğitime Verdiği Değer

Eğitim ve öğretim, insanı, akıl ve gönül bütünlüğü içinde, hem bu dünya hem de ebedî hayat için hazırlama ve yetiştirme sanatıdır. “Ben öğretmen olarak gönderildim” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 328)  buyuran Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), eğitiminin temeline; “Müjdeleyin nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” (Müslim, Cihâd Hds. 1732) buyurarak sevgi ile iç içe, hoşgörülü birer eğitimci olma düsturunu koymuştur.

Hz. Peygamber’in Ticari Ahlâkı

Peygamberimiz henüz kendisine peygamberlik gelmeden önce ticaretle meşgul olurdu. Saib adında bir tüccar, Hz Peygamber hakkında şöyle dedi: “Ticarette ortaklık yapmıştık. Bütün hesapları mükemmeldi.” (Ebu Davud, Edeb 20; İbn Mâce, Ticaret 63). Hz. Peygamber (s.a.v.): “Allah, mesleğinde başarılı olan mü’min kulunu sever” (Câmiu’s-Sağir, Terc. c. 1, s. 498, Hds. 1873) buyurarak, yapılan işlerde başarılı olmak için,  gereğinin yapılmasının önemini belirtmiştir.

Hz. Peygamber’in Temizliğe Verdiği Önem

Hz. Peygamber, temizliğe çok önem verir ve temizliği çok severdi. "Yemekten önce ve sonra el yıkamak yemeğe bereket getirir" (Tirmizî, Et'ıme, 29); "Misvak kullanın, çünkü misvak ağzı temizler" (Buharî, Savm, 27)  buyurmakla el, ağız ve diş temizliğine verdiği önemi göstermiştir. Özetle Müslüman; üstü-başı, çevresi, yiyeceği ve giyeceği ile temiz, derli-toplu, intizamlı olmalıdır. Çünkü "Şüphesiz Allah çok tövbe edenleri ve iyice temizlenenleri sever." (Bakara, 2/222). Ayette maddî ve mânevîtemizliğin önemi bildirilmektedir. Temiz olanları hem Allah, hem de insanlar sever.

Hz. Peygamber’in Aile Hayatı

Hz. Peygamber, örnek bir aile reisi idi. O, hanımına karşı çok nazik bir eş, çocuklarına karşı da çok şefkatli bir baba idi. Enes b. Malik şöyle demiştir: “Aile fertlerine Hz. Peygamber’den daha fazla merhametli bir kimse görmedim.” (Müslim,  Fedail 63 “Sizin en hayırlınız, hanımlarına en iyi davrananızdır. Aile halkına iyi davranma konusunda sizin, en hayırlınızım.” (İbn Mace, Nikâh 50) buyurarak hanım ve çocukları ile iyi geçinenleri ve onlara güzel davrananları övmüş ve bu konuda kendini model olarak göstermiştir.

Hz. Peygamber’in Akrabalarına İyi Davranması

Kur’an şöyle buyurur: “Akrabaya, yoksula veya yolda kalmışa hakkını ver. Allah’ın rızâsını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte bunu yapanlar kurtuluşa erenlerdir” (Rûm, 30/38); “Akrabalık haklarına da riayet edin. Şüphesiz Allah üzerinizde gözetleyicidir.” (Nisa, 4/1). Peygamberimiz de “Akraba ile alâkayı kesenler cennete giremez.” (Buhârî, Edeb 11) buyuruyor. Hz. Peygamber, akrabalara karşı iyi davranmanın önemini bildiğinden, bu görevi de en iyi şekilde yerine getirmiştir.

Hz. Peygamber’in Komşuluğu

Hz. Peygamber komşularına çok iyi davranırdı ve onlara gereken yardımı da yapardı “Kim Allah’a ve Rasûlüne iman ediyorsa, komşusuna iyilikte bulunsun…” (Müslim, İman 77); “Komşusu aç iken bunu bildiği halde tok olarak yatan bana (tam) inanmış değildir.” (İmam Hafız el-Munzirî, Terğib ve Terhib, c. 5, s. 189, Hds. 24) buyurarak, komşulara gereken yardımın da yapılmasının önemini vurgulamıştır.

Hz. Peygamber’in Duâya Verdiği Önem

Rabbimiz şöyle buyurur: “Bana duâ edin, duânızı kabul edeyim” (Mü'min, 40/60). Bu açıdan Hz. Peygamber çok duâ ederdi. Enes (r.a.) şöyle dedi: Rasûl–i Ekrem (s.a.v.) çoğu zaman şöyle duâ ederdi: “Allahım! Bize dünyada da iyilik (mutluluk) ver, âhirette de iyilik (mutluluk) ver. Bizi cehennem azabından koru” (Buhârî, Tefsîr 38) Hadis-i şeriflerde görüldüğü gibi ‘duâ’ huzur ve mutluluğa ulaşmaya ve maddî-mânevî olumsuzluklardan korunmaya sebep olduğundan Hz. Peygamber çok duâ ederdi. Bizlere de duâ etmeyi tavsiye ederdi. Dünya ve âhirette mutlu, huzurlu bir hayat için, Hz. Peygamber (s.a.v.)’i model almak zorundayız. Ne mutlu Hz. Peygamber’in yaşayışını ve ahlâkî davranışlarını örnek alanlara!