Bayram KÜÇÜK

10 Mayıs 2010

GEMİ VE TARİHİN SEYRİ

Gemiye sen de bin, binemiyorsan bir şeyini bırakıver, o da yoksa yüreğini koy.

Ama mutlaka bin gemiye, insanlığın vicdanını taşıyacak o gemi, vicdanını bindir gemiye.

Çıksın Filistin’e, Kudüs’e… Oradan Sudan’a, oradan Somali’ye, sonra Keşmir’e, Eritre’ye, Açe’ye…

Oradan Bosna’ya, Kafkasya’ya, Çeçenya’ya, Bağdat’a… Unutulmuş, yıkılmış, tarihin yorgunluğunu taşıyan beldelere…

Acılara ve zulme inat zikzaklar çizsin engeller aşsın, yollar kat etsin yeryüzünde.

Sen gidemiyorsan bırak yüreğin, vicdanın gitsin oralara.

Hapsetme içini, benliğini… Korkma kendinden, korkma yetim bir çocuğu sevmekten.

Yeryüzünde sahte insanlıkların, pazarlıkların yetim bıraktığı bir çocuğu sevmekten korkma

Bırak acısın, bir çizik atsın katılaşmış kalbine, ölü ruhları canlandırır… Öldürmez bedenini merak etme.

Üzerinde, senaryolar eşliğinde yardımcıkların dolaştığı, Afrikalı, Asyalı, Kafkasyalı milyonlarca insanı düşün.

Birileri yeryüzünü ve insanlığı ifsat eder, birileri de imar eder. İman edenlerle inkâr edenler, imar edenlerle ifsat edenler… Gemi, imana ve imara taraf olmaktır.

Farzet ki bu gemi, Nuh’un gemisi, kendinle buluşmaya, hesaplaşmaya, kurtuluşa götürecek seni.

Yaptığın her iyilikte, attığın her adımda, bastığın her toprakta, çıkmazlarından çıkaracak seni.

Bu gemi, yeryüzünde yaşarken sana cennetle cehennemi gösterecek, dünyayı ve insanlığı tahrip edenlerle buna karşı duranları belirleyecek.

Dünyanın meşgalesi içinde kaybolma. Korkma! Vicdanını yap gemi, bırak denizlere, bulacaktır gideceği yeri.

Geride bırakabileceğin birileri varsa üzülme, çıktığı yolda, bırakacak kimsesi olmayan kimsesizleri düşün.

Gemiler limandan yavaş yavaş hareket ediyor, gözler yaşlı, sevinç ve hüzün bir arada, her ayrılık tarihî bir kavuşmanın kapısını aralıyor, haberini veriyor.

Deniz yarılacak, gemiler yol alacak, yeryüzünün acılarını, ıstırabını biraz olsun hafifletecek, unutturacak.

Deniz yarılacak, gemiler insanlığın vicdanını mazlum ve mahrum bırakılmışlara taşıyacak.

Deniz yarılacak, gemiye saldırmaya yeltenen, merhametten yoksun acımasız Firavun orduları boğulacak.

Unutma, yeryüzünün her kıtasında, her toprağında, gemi kurtuluştur deyip, hasretle kurtuluşu bekleyenler var.

Gemi, umuttur, özlemdir, insanlığın tüm renklerini içinde taşıyan, kardeşliğe, geleceğe ve güzel günlere bir adımdır.

İlk yolculuktan sonra, artık perdeler yırtılacak, geçmişteki ruhlar, duyarlılıklar geri dönecek.

Bunda sonra tarihin seyri değişecek, kaptan, kamarasından yeni bir çağa doğru yol alacak, güverteci yeni bir tarihi gözleyecek, yolcular yeni bir tarihe adım atacak.

Selahaddin ve ordusu, atların nal sesleri… Yeniden dirilip geri gelir, kıvılcımlar saçarak denizleri yarıp geçer...

Bundan sonra tarihin yönü değişecek.