Yasin AYDOĞAN
KRİZ FAİZİN ÇOCUĞUDUR
Evet, kriz faizin çocuğudur. Faiz varsa elbette kriz olur.
Çünkü faiz karşılıksız almaktır. Dünya-nefis ölçeğinden bakanlar için bu muhteşem bir kardır. Az koyar çok alırsınız. 1 koyar 10 alırsınız. Daha ortaya bir şey koymadan bile alacağınız bellidir. Nereden bu yoğurdun bolluğu? Kimden nasıl almış oluyorsunuz? Acaba siz alırken birileri vermiş-ağlamış oluyor mu? Siz alırken ortaya hangi emeği koymuş oluyorsunuz? Aldığınız hakettiğiniz mi? Ve daha nice sorular...
Cahiliye dönemi tam bir kurtlar vadisi idi. Tefeciler kredi açar borç verirlerdi muhtaçlara, ama tanınan mühlet dolunca ödeyemezse ikiye katlardı ve her ödeyemeyişinde katlamalı olarak artardı. Yani 1'i ödeyemeyene mühlet üstüne mühletle 10'u ödemesi şart koşulurdu. Zamanı fahiş fiyata satarlardı, içinde neleri var ki sat gitsin zamanı...
Tabii borçlunun yüksek faiz borcunu ödemesi imkansız olan bir şeydi ve kurtlar vadisi yasaları tefeci-alacaklıya şu hakları tanırdı: Faizci gider borçlunun isterse hanımını, kızını, annesini, gelinini ya da kızkardeşini bunlardan birini alır ve giderdi, kimse de buna mani olamazdı. Borcuna mahsuben alıkoyar ve sonra bırakırdı. Ve bu uygulama yasaları koyan kurtlar vadisi sofrasında başköşeye oturanlar tarafından çok normal görülen bir şeydi, yasalar böyle işlerdi. Çünkü onlar en tabii hakları olan alacaklarını tahsil ediyorlardı(!).
Bunun adı kriz değildi. Sistem böyle işliyordu. Alan çok razıydı, veren de razı olmak zorundaydı. Ya deveyi güdecek ya da diyardan gidecekti. Kurtlar vadisinde zalimce gidişe "dur" demek isteyenler sürgüne gönderiliyo,r ıssız bucaksız çöllerde ölüme mahkum ediliyorlardı. Kimsenin itiraz hakkı yoktu. Herkes kralların koyduğu kurallara uymak zorundaydı. Krallar kulların (halk) en layık olduğu, halkın maslahatını öngören kuralları koyarlardı hep(!) onlar bir iş yapıyorlarsa mutlaka bizim iyiliğimiz için olurdu. Mekke de yaşayanlar böyle inandırılmış-şartlandırılmışlardı. Kriz düzeni işliyordu. Krizi faizciler tetikler,üretir,besler büyütürlerdi. Her kriz yeni zenginler-rantiyeciler ve yoksullar-fakirler üretirdi.
Düşününüz, karşılıksız almaya kilitlenmiş bir insanı kim nasıl engelleyip durdurabilir? Bu zihniyete sahip birinin etrafına saçacağı tehlikeyi, vereceği zararı varın siz hesap edin...
O hep alacak, yığacak, mal üstüne mal katacak, mal üzerinden hakimiyet-egemenlik tesis edecek, malın iktidarı üzerinden hükmedecek, ezecek, sömürecek, ağlatacak, can yakacak...
Bu şu demektir: Birileri de hep verecek, fakirleşecek, onlara çalışacak, karın tokluğuna tükenecek, mahkum olacak, ezilecek, ağlayacak, canı yanacak...
Vahy bu haksız haram kazancın kapısına kilit vurmak için buyurdu:
"Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların "alım satım tıpkı faiz gibidir" demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım satımı helal, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelirde faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar. Allah faizi tüketir, sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekat verenler var ya, onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler. Ey iman edenler!Allah'tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terkedin. Şayet yapmaz (bırakmaz) sanız Allah'ın ve Rasulü'nün size savaş açtıklarını bilin. Eğer tevbe ederseniz sermayeleriniz yine sizindir. Böylece ne zulmetmiş, ne de zulme uğramış olursunuz." (Bakara 275 ila 279)
Devamında "borçluya geniş zamana kadar mühlet verin" deniliyor. Hatta bağışlamanın daha da büyük hayır olduğu haber veriliyor.
Vahy karşılıksız almak demeye gelen bu kirli kazancın karşısına alternatif olarak karşılıksız vermeyi öğreten zekatı-sadakayı-infakı yerleştirdi. Veremeyen çolak eli zekatla-sadakayla-infakla terbiye etmeyi murad eyledi. Almak yok, hep alamazsınız. Vermeyi öğreneceksiniz.
Zordur vermek ama vermelisiniz-vereceksiniz. Vererek denenecek-sınanacaksınız. Mal canın yongasıymış derler, hadi bakalım yongayı verebilirsen aslını da verebilirsin. Yongayı vermeyenin-veremeyenin aslını verme iddiası boş olsa gerek...
Kur'an faiz hususunda sadece iktibas ettiğimiz ayetlerle mukayyed değil, daha başka surelerde yine faizden ve yasaklığından haber veren ayetler var.
Küresel kriz gündemleriyle insanları bir yönlere kanalize ederek, suni gündemler oluşturarak ekonomik kaos ortamında, sisli havalar oluşturarak malı götürenler her devirde-dönemde vardı zaten.
Faizin olduğu hangi zaman krizsiz olmuş, krizden beri kalmış ki?
Faiz Rabbi Rahimin haram kıldıklarından bir haramdır.
Her haram zaten kriz doğurur. Kaosa meydan verir.
İsyan-haram-tuğyan-şirk-fısk-cürüm-nifak varsa kriz de var.
Krizsiz dünya isteyenler için adres bellidir: Vahye kulak vermek, gönlü açmak, aklı-fikri vahyle yıkamak, aklamak, arınmak, arındırmak...