Yüksel YILMAZ
KUR’AN’DA HİKMET KAVRAMI VE HİKMET SÜNNET MİDİR ?
SÖZLÜK ANLAMI
حَكَمَkökünden; Islah etmek, düzeltmek maksadıyla, kötülüğe, yanlışa sevk olmaktan korunmak için men etmek, engellemek, mani olmak, alı koymak, gem vurmak, zapturapt altına almak, hüküm koymak sözlük anlamlarına gelmektedir. Cahiliye döneminde ise en çok gem vurmak anlamını kullanmaktadır. Hayvanları kontrol altına almak için hayvanlara takılı o alete “hakeme” demektedirler. Hakeme kökünün manası bir şeyin kötüye gitmemesi için onu kontrol altına almak manasını taşımaktadır.
Hüküm; Bu fiilin (söz veya amel) kendisidir.
Ahkâm; Hükmün çoğulu, Hükümler
Muhkem; Sağlam, şüpheden arız hüküm
Hikmet; İsabetli Hüküm denmektedir. Hüküm isabetli olabileceği gibi olamayabilir de işte biz isabetli hüküme hikmet diyoruz.
Hâkim; Hüküm veren
Hakîm; İlim ve hikmetler hüküm veren
Hakem; Ehil, uzman hüküm veren
Mahkeme; Hüküm verilen yer
Mahkûm; Hüküm giymiş olan
Muhakeme; İki tarafın hakem kabul etmesi
Hükümet; Hükümleri uygulayan(Hüküm(ran)/Hüküm süren) ve Hüküm(dar)/Hüküm Sahibi, hüküm veren merci
Tahkim; Sağlamlaştırmak için hakem tayin etme
Hikmetli konuşmak; yerinde ve uygun dil ile konuşmak
Hikmetli davranmak; Yerli yerinde davranmak
Türkçemiz de “Vardır bir hikmeti”, “Hikmeti İlahi”, “Hikmetinden sual olunmaz” gibi kullanımları vardır.
İbranice, Süryanice ve arapça aynı dil köklerinden geldiği için dikkat ederseniz hepsinde “h-k-m” kökünden türetilmiştir.
İbranice; HoKhMa kelimesi Bilgi, ilim, hikmet anlamında kullanılmaktadır.
Süryanice; HeKMeta Bilmek anlamında kullanılmaktadır.
Türkçe; Bilig hikmet manasında kullanılmaktadır.
Felsefe; Philosophia/Hikmet, bilgi sevgisi
TERİM ANLAMI
1. Kur’an’ı bilmektir. Muhkemi, müteşabihi, anlamını, bütünlüğü ile tam olarak Kur’an’ı bilmeyi hikmet olarak saymışlardır.
2. İlim, fıkıh ve Kur’an’dır.
3. Söz de ve fiilde isabet etmektir.
4. Dini bilmek ve ona tabi olmaktır.
5. Bilgi ve iştir. Sadece bilgi değil ameldir de demişlerdir.
6. Kur’an ve sünneti bilmektir.
7. Varlıkların özündeki manaları anlamak
8. Varlık düzeninde her şeyi yerli yerine koymak
9. Doğru ve hızlı karar vermek
10. Nübüvvet
Bunlar haricinde birçok tanım yapılmıştır. Ancak biz Kur’an da yer alan hikmet kavramını inceleyerek bu kavramı anlamaya çalışacağız.
KUR’AN DA HİKMET
Hikmet kavramının kök harfleri (حكم) Bu kökten Kur’an da 210 kelime geçmektedir.
45 kez (حَكَمَ) ve 2 kez (يُحَكِّمُ) ve 2 kez (أُحْكِمَتْ) ve bir kez (يَتَحَاكَمُ) ve 2 kez (أَحْكَم) fiil olarak
ve 30 kez (حُكْم) ve 3 kez (حَكَم) ve 20 kez (حِكْمَة) ve 97 kez (حَكِيم) ve 5 kez (حَٰكِمِين) ve bir kez (حُكَّام) ve bir kez (مُحْكَمَٰت) ve bir kez (مُحْكَمَة) isim olarak geçmektedir.
HİKMET KAVRAMININ GEÇTİĞİ AYETLER
ذٰلِكَمِمَّااَوْحٰىاِلَيْكَرَبُّكَمِنَالْحِكْمَةِوَلَاتَجْعَلْمَعَاللّٰهِاِلٰهًااٰخَرَفَتُلْقٰىفٖىجَهَنَّمَمَلُومًامَدْحُورًا
“Bunlar, Rabbinin sana vahyettiğihikmet(ler)dendir. Allah ile beraber başka bir ilâh edinme sonra kınanmış, kovulmuş olarak cehenneme atılırsın.”(İSRA/17.39)
Bu ayette yer alan “bunlar” ibaresi ile nelerin kast edildiğini bir önceki ayetlerden anlıyoruz. İsra suresi 39. Ayet öncesindeki ayetler okunduğu zaman aşağıda sıralamış olduğumuz hükümlerin hikmet olarak kast edildiği anlaşılmaktadır.
1-Yalnızca Allah’a ibadet edip O’na ibadette hiçbir varlığı ortak koşmamak,
2-Anneye ve babaya şeriatın emrettiği çerçevede iyilikle muamelede bulunmak,
3-Yakın akrabaların, yetimlerin ve fakirlerin üzerimizdeki haklarını eda etmek,
4-Kişinin şahsi harcamalarında dengeli davranıp cimrilikten ve israftan kaçınması,
5-Anne ve babaların fakirlik korkusu ile çocuklarını öldürmemeleri,
6-Zinanın her türlüsünden uzak durup zinaya yaklaştıracak davranışlardan kaçınmak,
7-Hiçbir cana haksız yere tecavüz etmemek; öldürmemek,
8-Yetimlerin ve güçsüzlerin mallarına haksız yere yaklaşmamak; yememek,
9-Verilen sözleri yerine getirmek,
10-Her türlü muamelede adaleti gözetip hak ve sorumluluklara riayet etmek,
11-İnsanların gizliliklerini araştırmamak ve kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeylerin peşine düşmemesi,
12-İnsanın yürüyüşünde ve davranışında alçak gönüllü olup kibirlenmemesidir.
الرتِلْكَاٰيَاتُالْكِتَابِالْحَكٖيمِ
“Elif, Lâm, Râ. İşte bu (okuna)nlarhikmetli hükümler dolu Kitab’ınâyetleridir.”(Yunus/1)
Ayette “Kitabu’l Hakîm” olarak geçmektedir. Yani kitabın içindeki hükümler kitabın ayetleridir.
ذٰلِكَنَتْلُوهُعَلَيْكَمِنَالْاٰيَاتِوَالذِّكْرِالْحَكٖيمِ
“(Ey Muhammed!) İşte bu sana okuduğumuz, âyetlerden ve hikmet dolu olan (Kur’an’)dandır.”(Ali İmran/58)
Ayette “Zikru’l Hakîm” diye geçmektedir. Zikir tüm vahiyleri kapsamaktadır. Hikmet yani Allah’ın hükümlerini içeren tüm zikirler kastedilir. Ancak bu ayette özellikle Kur’an vurgulanmaktadır.
HİKMETİN İNDİRİLMESİ
وَاِذَاطَلَّقْتُمُالنِّسَاءَفَبَلَغْنَاَجَلَهُنَّفَاَمْسِكُوهُنَّبِمَعْرُوفٍاَوْسَرِّحُوهُنَّبِمَعْرُوفٍوَلَاتُمْسِكُوهُنَّضِرَارًالِتَعْتَدُواوَمَنْيَفْعَلْذٰلِكَفَقَدْظَلَمَنَفْسَهُوَلَاتَتَّخِذُوااٰيَاتِاللّٰهِهُزُوًاوَاذْكُرُوانِعْمَتَاللّٰهِعَلَيْكُمْوَمَااَنْزَلَعَلَيْكُمْمِنَالْكِتَابِوَالْحِكْمَةِيَعِظُكُمْبِهٖوَاتَّقُوااللّٰهَوَاعْلَمُوااَنَّاللّٰهَبِكُلِّشَیْءٍعَلٖيمٌ
BAKARA/2.231 “Hem kadınları boşadınız da iddetlerini bitirdiler mi, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya iyilikle salın, yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutmayın, bunu kim yaparsa nefsine zulmetmiş olur, Sakın Allahın âyetlerini şaka yerine tutmayın, Allahın üzerinizdeki ni’metini ve size va’zlar vererek indirdiği kitab ve hikmeti unutmayın düşünün, hem Allahdan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir.”
Allah’ın indirdiği kitap ve hüküm aynı şey değil bir bütünün parçalarıdır. Allah kitabın içindeki hüküm içeren ayetleri hikmet olarak nitelemektedir.
وَلَوْلَافَضْلُاللّٰهِعَلَيْكَوَرَحْمَتُهُلَهَمَّتْطَائِفَةٌمِنْهُمْاَنْيُضِلُّوكَوَمَايُضِلُّونَاِلَّااَنْفُسَهُمْوَمَايَضُرُّونَكَمِنْشَیْءٍوَاَنْزَلَاللّٰهُعَلَيْكَالْكِتَابَوَالْحِكْمَةَوَعَلَّمَكَمَالَمْتَكُنْتَعْلَمُوَكَانَفَضْلُاللّٰهِعَلَيْكَعَظٖيمًا
NİSA/4.113 “Allahın fazl-ü rahmeti üzerinde olmasaydı onlardan bir taife seni bile hükümde haktan şaşırtmayı kurmuşlardı, maamafih onlar yalnız kendilerini şaşırırlar, sana hiç bir zarar edemezler, nasıl edebilirler ki Allah sana kitab ve hikmet indirmekte ve bilmediklerini sana bildirmektedir, hem Allahın senin üzerinde fazlı çok büyük bulunuyor”
Bu ayette de aynı şekilde hüküm içeren ayetlerin hikmet olduğu vurgulanmaktadır.
HİKMETİN ÖĞRETİLMESİ
كَمَااَرْسَلْنَافٖيكُمْرَسُولًامِنْكُمْيَتْلُواعَلَيْكُمْاٰيَاتِنَاوَيُزَكّٖيكُمْوَيُعَلِّمُكُمُالْكِتَابَوَالْحِكْمَةَوَيُعَلِّمُكُمْمَالَمْتَكُونُواتَعْلَمُونَ
Bakara.151 “Netekim içinizde sizden bir Resul gönderdik, size âyetlerimizi okuyor, sizi tezkiye ediyor, size kitab, hikmet öğretiyor, size bilmediğiniz şeyleri öğretiyor”
Kur’an’da yer alan hükümleri Allah’ın Resulü insanlara öğretiyor. Kur’an’daki hükümleri biliyor, hükümleri ortaya koyuyor ve hüküm çıkarma metotlarını da sahabeye öğretiyor.
لَقَدْمَنَّاللّٰهُعَلَىالْمُؤْمِنٖينَاِذْبَعَثَفٖيهِمْرَسُولًامِنْاَنْفُسِهِمْيَتْلُواعَلَيْهِمْاٰيَاتِهٖوَيُزَكّٖيهِمْوَيُعَلِّمُهُمُالْكِتَابَوَالْحِكْمَةَوَاِنْكَانُوامِنْقَبْلُلَفٖىضَلَالٍمُبٖينٍ
Ali imran.164 “Hakikaten Allah mü’minleri minnetdar kıldı zira içlerinde kendilerinden bir Resul ba’s(gönderdi) buyurdu, onlara Allahın ayetlerini okuyor, onları tezkiye ediyor, onlara kitab ve hikmet öğretiyor halbuki bundan evvel açık bir dalâlet/sapıklık içinde idiler.”
Bu ayettede aynı şekilde hüküm içeren ayetler kastedilmektedir.
وَيُعَلِّمُهُالْكِتَابَوَالْحِكْمَةَوَالتَّوْرٰیةَوَالْاِنْجٖيلَ
Ali imran.48 “(Melekler, İsa hakkındaki sözlerine devam ederek: “Allah) ona (İsa’ya) kitabı (okuma yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretecek.”
اِذْقَالَاللّٰهُيَاعٖيسَىابْنَمَرْيَمَاذْكُرْنِعْمَتٖىعَلَيْكَوَعَلٰىوَالِدَتِكَاِذْاَيَّدْتُكَبِرُوحِالْقُدُسِتُكَلِّمُالنَّاسَفِىالْمَهْدِوَكَهْلًاوَاِذْعَلَّمْتُكَالْكِتَابَوَالْحِكْمَةَوَالتَّوْرٰیةَوَالْاِنْجٖيلَ….
Maide.110 “Allah şöyle buyuracak: “Ey Meryemoğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Hani seni Rûhu’l-Kuds (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte, yetişkin iken de (peygamber olarak) insanlarla konuşuyordun. Hani sonra (da sana) kitabı (yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretmiştim.”
Bu ayetlerde Kur’an daki hüküm ayetlerinin hikmet olduğu ve kitaptan hüküm çıkarmanın da bir hikmet olduğu belirtilmektedir. Kitaptan hüküm çıkarma hikmeti sadece peygamberlere mi aittir ? Bunu ilerideki konularda açıklayacağız.
HİKMETLE GELMEK VE DAVET
وَلَمَّاجَاءَعٖيسٰىبِالْبَيِّنَاتِقَالَقَدْجِئْتُكُمْبِالْحِكْمَةِوَلِاُبَيِّنَلَكُمْبَعْضَالَّذٖىتَخْتَلِفُونَفٖيهِفَاتَّقُوااللّٰهَوَاَطٖيعُونِ
ZUHRUF/43.63 “İsa apaçık delillerle geldiği zaman demişti ki: “Ben size hikmeti (İncil’i) getirdim ve (din) hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerin bazısını size açıklamak için (geldim). Allah’tan korkun ve bana itaat edin!”
Meallerde İncil manasının verilmesi hükümleri kapsar nitelikte olduğu için İncil olarak kabul edilmektedir. Ayette geçen ayrılığa düşülen şey hükümler yani hikmettir. Bu nedenle Peygamberler ayrılığa düşülen hususta hikmet yani hüküm getirmişlerdir.
اُدْعُاِلٰىسَبٖيلِرَبِّكَبِالْحِكْمَةِوَالْمَوْعِظَةِالْحَسَنَةِوَجَادِلْهُمْبِالَّتٖىهِىَاَحْسَنُاِنَّرَبَّكَهُوَاَعْلَمُبِمَنْضَلَّعَنْسَبٖيلِهٖوَهُوَاَعْلَمُبِالْمُهْتَدٖينَ
NAHL/16.125 “Rabbın yoluna da’vet et: hikmet ile ve güzel güzel mevıza, vaaz, nasihat ile onlara da en güzel olan suretle mücadele yap, çünkü rabbın odur en ziyade bilen yolunda sapanı, doğru gidenleri en iyi bilen de ancak odur.”
Bu ayette hikmet tefsirlerde de Kur’an olarak geçmektedir.
HİKMETİN TİLAVETİ
Önceki konularda açıkladığımız üzere tilavet edilen şey Allah’ın ayetleridir. Peygamberler Allah’ın ayetlerini tilavet ederler.
وَاذْكُرْنَمَايُتْلٰىفٖىبُيُوتِكُنَّمِنْاٰيَاتِاللّٰهِوَالْحِكْمَةِاِنَّاللّٰهَكَانَلَطٖيفًاخَبٖيرًا
AHZAB/33.34 “Evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti hatırda tutun. Şüphesiz ki Allah, Latîf (her şeyin inceliklerini bilen)dir, hakkıyla haberdardır.”
Allah insanları yeryüzüne gönderdiği zaman onlar için uygun olan yaşamın oluşması için, zulmün oluşmaması için insanların uyması gereken hükümleri de göndermiştir.
HİKMETİN VERİLMESİ
وَاِذْاَخَذَاللّٰهُمٖيثَاقَالنَّبِيّٖنَلَمَااٰتَيْتُكُمْمِنْكِتَابٍوَحِكْمَةٍثُمَّجَاءَكُمْرَسُولٌمُصَدِّقٌلِمَامَعَكُمْلَتُؤْمِنُنَّبِهٖوَلَتَنْصُرُنَّهُقَالَءَاَقْرَرْتُمْوَاَخَذْتُمْعَلٰىذٰلِكُمْاِصْرٖىقَالُوااَقْرَرْنَاقَالَفَاشْهَدُواوَاَنَامَعَكُمْمِنَالشَّاهِدٖينَ
Ali imran.81 “Allah, nebilerine “Andolsun ki size Kitab ve hikmet verdim. Sonra size, yanınızda olan (kitaplar)ı tasdik eden bir Resûl geldiğinde, ona mutlaka inanacaksınız ve ona yardım edeceksiniz.” diye sağlam bir söz alıp: “Siz de bunu kabul ettiniz ve bu ağır yükümü (ahdimi) üzerinize aldınız mı?” dediğinde, onlar da: “Kabul ettik.” dediler. (Allah:) “Öyleyse birbirinize şahit olun, ben de (bu sözünüze) şahit olanlardanım.” buyurdu.”
وَلَقَدْاٰتَيْنَالُقْمٰنَالْحِكْمَةَاَنِاشْكُرْلِلّٰهِوَمَنْيَشْكُرْفَاِنَّمَايَشْكُرُلِنَفْسِهٖوَمَنْكَفَرَفَاِنَّاللّٰهَغَنِىٌّحَمٖيدٌ
LOKMAN/31.12 “Şanım hakkı için Lokmana hikmet verdik ki şükretsin Allaha diye ve her kim şükrederse kendi lehine eder, her kim de nankörlük ederse her halde Allah ganiydir, hamîddir.”
وَشَدَدْنَامُلْكَهُوَاٰتَيْنَاهُالْحِكْمَةَوَفَصْلَالْخِطَابِ
SAD/38.20 – (Davud’a)Hem mülkünü kuvvetlendirmiştik, hem de kendisine hikmet ve fasl-ı hitab(hakkı batıldan ayırma/kesin hüküm verme kabiliyeti verdik) vermiştik.
Yine Bakara/251’de ve Nisa/54’de de Âli İbrahim’e Hikmet verildiğinden bahsedilmektedir.
Tüm peygamberlere hüküm verildiğini, ayrıca tek tek peygamber isimleri sayılarak hüküm verildiğine ilişkin ayetleri gördük.
يُؤْتِىالْحِكْمَةَمَنْيَشَاءُوَمَنْيُؤْتَالْحِكْمَةَفَقَدْاُوتِىَخَيْرًاكَثٖيرًاوَمَايَذَّكَّرُاِلَّااُولُواالْاَلْبَابِ
Bakara.269 “Dilediğine hikmet verir, hikmet verilene ise çok bir hayır verilmiş demektir ve bunu ancak temiz akıllılar anlar.”
Bu ayette herkese hikmetin verilebileceğini ancak hikmetin verilmesi için gerekli çabaların gösterilmesi gerekmektedir. Kişi isabetli hüküm için çabalaması durumunda kendisine hikmet verilecektir. Bu sünnettullahtır. Bilimsel bir çalışma da isabette hikmettir. Sözlük anlamı esas alındığında hikmetin çok daha geniş bir kapsamı vardır. Örnegin Bir hadis’te “hikmet müminin yitiğidir” der. Bir diğer hadis ise şöyledir “Allah kimin için hayır dilerse onu dinde fakih kılar” yani kavrayış sahibi kılar. Hikmetin gereğini yapan herkes hikmete ulaşabilir.
Ulu’lElbab, Ulu’lEbsar ve Ulu’n Nûha gibi kelimeler de benzer anlamlar taşımaktadır Hikmet sahipleridir.
Allah yeryüzünde halife tayin edeceğini söylüyor. İnsan diğer varlıklardan iki özelliği ile ayrılmaktadır. Bunlar akıl ve iradedir. Bu iki özelliğin varlığı nedeniyle Allah insana beyan etme yani eşyanın isimlerini söyleyebilmeyi öğretmiştir. Bu özellikleri nedeniyle insan sürekli arayış içerisindedir. Eşya üzerinde, varlık üzerinde aklın anlama ve anlamlandırma ve ifade etme ve tek ilah olan Allah’ı bulma süreci her zaman var olmuştur. Nasıl doğruyu bulacağını, nasıl doğru olacağını, kulluk görevini nasıl yerine getireceğini hep araştırmıştır. Bu arayış sürecinde Allah’ta insana öğreterek ilim, bilgi dediğimiz hususlarla desteklemiştir. Duyularımız ile bilgi edinebiliriz ayrıca haberler ile bilgi edinebiliriz. Bir diğer yol ise tecrübe yoluyla bilgi edinmedir. Bu yollarla edindiğimiz bilgi bizde eşya hakkında bir hüküm oluşturur. Hüküm isabetli olabileceği gibi olmayabilir. Kişi sağlıklı bir akıl ile yaklaşıyorsa hüküm isabetli olur ve bu hikmettir. Kişi ön yargılı, at gözlüğü ile hareket ediyor ise hüküm yanlış çıkacaktır. Doğru hüküm, doğru yöntem, doğru bilgi ve sağlam bir akıl ile ortaya çıkacaktır. Bu izahlar insanların verdiği hükümler için geçerlidir. Allah el-hakim ve el-âlim olduğu için tüm hükümleri isabetlidir.
SONUÇ OLARAK
1. Sünnet vahiy ürünü olduğundan hikmetler bütünüdür. Hikmet daha geniş bir anlamı içermektedir. Hikmet, sünneti içine almaktadır. Sünnet eşittir hikmet demek hikmeti sınırlamak demektir.
2. Nebi Muhammed(as) yanlış bir hüküm(söz-fiil) verdiğinde uyarılmıştır. Bu yüzden o vefat ettikten sonra ona isnad edilen söz veya fiil(hadis) hikmet barındırabilir. Bu yüzden toptan kabulcü olmayacağımız gibi toptan reddedici de olmamalıyız.
3. Bunu da vahye başvurarak bulabiliriz. Çünkü vahye aykırı bir söz ya da fiil hikmet barındırmaz ve kabul edilmez. Hikmetli davranışların tespiti için Kur’an a başvurmamız gerekmektedir.
4. Bu yüzden Kur’an’daki hükümler hikmet oldukları gibi Kur’an’dan doğru yöntemle doğru hüküm çıkarıp isabet etme gayreti de hikmettir. Bu gayreti gösteren herkes hikmete ulaşır.