Yüksel YILMAZ
KURBAN, YAKINLAŞMAK VE UZAKLAŞMAK
Kurban kelimesi, Türkçe kökenli olmamakla birlikte, Türkçeleşmiş bir kelimedir. Arapça kökenli olan bu kelimenin sözlük anlamı, mastar olarak "yaklaşmak", isim olarak ise "yakınlık sağlamaya vesile olan şey" anlamına gelmektedir. Özellikle de Allah'a yakınlık sağlamaya vesile olan şeyleri ifade etmek için kullanılmaktadır.
“Yakın olmak, yaklaşmak, yakınlık” anlamlarında kullanılan “kurbun” sözcüğü ile “uzak olmak, uzaklaşmak, uzaklık” anlamlarında kullanılan “ba’dun” sözcükleri birbirlerinin karşıtıdır. Kurban kavramı ise ‘karuba/ kurbet’’ten ‘fu’lan’ vezninde bir kelimedir. Bu vezin yerine göre isim, yerine göre mastardır. ‘Karube’ sözlükte, uzaklığın zıddı olarak mekân, zaman, nisbet, hısımlık, mesafe, ilgi (gözetip koruma, bakma) ve kök/asıl açısından yakınlaşmayı ifade eder. (Isfehânî, Müfredat, s: 1193)
İnsanlık tarihi boyunca Allah’a yakınlaşmak için kurban ibadeti vardır. Adem(as)’in oğullarından, İbrahim(as)’e ve Muhammed(as)’dan günümüze kadar gelen bir ibadettir. İnsan, yaratıcısı ve ikram edicisi olan rabbine yakın olmak ve rızasını kazanmak için en büyük olan onun adıyla (BismillahiAllahuekber!) ve imkânları dâhilinde kesilecek hayvanlardan en iyisini kurban eder. Amacı yakınlaşmaktır. Ama insanlık kurban ibadetinin amacını ve hikmetini kaybederek kendi oluşturduğu ilahlara/tanrılara insan kurbanlar sunmaya kadar gitmiştir.
Günümüzde de içi boşaltılan ibadetlerden (namaz, oruç, zekât, hac gibi) biri de kurban ibadetidir. Amacından, hikmetinden uzak her ibadetin içi boşaltılmıştır. Nasıl mı? “Âdet yerini bulsun”,“kesmedi demesinler”, “çocuklar mahzun olmasın”diye kesenler, haram kazançla kesenler, etin çoğunu kendine alanlar, hatta ve hatta kesilen et ile içki masası kuranlar, kestikleri eti ve deriyi İslam’dan uzak kurumlara verenler gibi davranış ve düşüncelerden dolayı kurban ibadetinin de içi boşaltılmıştır. Bir de sadece dünyalık beklenti içerisinde olanlar Allah’a yakınlaşmak yerine Allah’ın kendilerine yakınlaşmasını bekleyebilmektedirler.
Asıl konumuz ile ilgili soru şu? Yakınlaşmak için Kurban Bayramı zamanında kurban kesen biz acaba diğer zamanlarda Rabbimize yakın mıyız yoksa uzak mıyız? Bu sorunun cevabı, ibadeti adet olduğundan mı yoksa Allah’ın emri olduğundan mı yapıyoruz ile alakalıdır. Bizi kötülüklerden alıkoymayan/uzaklaştırmayan, adet/iş olarak kılınan bir namazı örnek verebiliriz.
Kurbanda amaç yakınlaşmak ise, bu içerisinde uzaklaşmayı da barındırır. Değer verdiğimiz maddi imkânlardan uzaklaşabilmeyi gerektirir. Hem de en iyisini kesebilmek için en çoğu harcayarak, harcanandan uzaklaşmayı gerektirir. İbadette amacımız yakınlaşmak ise yakınlaşmak istediğimiz Rabbimizin hoşnut olmadığı şeylerden uzaklaşmamız gerekmektedir. Rabbimize; içkiden, kumardan, şans oyunlarından, zinadan, tağutlardan, zalimlerden, kâfirlerden, kötülüklerden, onunla aramıza konan aracılardan uzaklaşarak yakınlaşırız.
Rabbimizin Bakara 35’te buyurduğu gibi, yaklaşmayarak/uzak durarak O’na yakınlaşmak “Yine dedik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin (Havva) cennette kalın, dilediğiniz yerde oradakilerden (nimetlerinden) bol bol yiyin, yalnız şu ağaca yaklaşmayın; yoksa (kendisine) yazık edenlerden olursunuz.” Ve başka ayetlerde “Zinanın ve her türlü kötülüğün” açığına da gizlisine de yaklaşmayın. (6/151) Yetimin malına yaklaşmayın (6/152-17/34) . Zinayayaklaşmayın. Çünkü o bir hayâsızlıktır/yüz kızartıcı çirkin bir iştir ve (cehenneme götüren) çok kötü bir yoldur. (17/32) Bu (hükümler) Allah’ın (yasak) sınırlarıdır; sakın sınırlara yaklaşmayın. ( 2/187)
Yaklaşmayın, Yakınlaşmak istiyorsanız.
Uzaklaşın, Yakınlaşmak istiyorsanız.
Kurban; kesmek fiilini içerir. Yakınlaşmak için keseriz. Ona yakınlaşmak için onun istemedikleri, sevmedikleri ile de ilişkimizi kesmeliyiz. Yakınlaşmak, dilimizi, gözlerimizi, kulaklarımızı, ellerimizi, ayaklarımızı Rabbimizin istemediği, sevmediği şeylerden kesmektir. “Ayağını kestin” deriz ya, hani “artık buralara gelmiyorsun” anlamında kullanırız. Evet, gelinen yer kötü/kötülük barındırıyorsa evet ayağımız sizden ve kötülüklerinizden (Kahvehaneden, şans oyunları oynanan yerlerden, tekel bayilerinden, stadyumlardan, zina mekânlarından, eğlence merkezlerinden, tağutlardan, zalimlerden) ilişkimi kestim/uzaklaştım.
Kes Kurbanını, Yakınlaşmak istiyorsan
Kes kötülükler ile ilişkini, Yakınlaşmak istiyorsan
Rabbimiz bize uzak mı ki ona yakınlaşmaya çalışıyoruz? Hayır.
”Kullarım sana beni soracak olurlarsa (bilsinler ki) ben, şüphesiz onlara çok yakınım. Bana dua edenin duasına icâbet eder (kabul eder)im. O halde onlar da benim davetimi kabul ed(ip bana itaat et)sinler ve bana iman(da sebat) etsinler. Tâ ki bu sayede doğru yola ulaşmış olsunlar.”(Bakara-186) ve “Biz ona şahdamarından daha yakınız.” (Kaf 16)
Yakınlaşmak O’na yakın olmaktır. O’na yakın olmak, yanında olmak, tarafını seçmektir. O’na yakın olmak için aracılara gerek yoktur. (39/3)
O’ndan uzaklaşamayız çünkü O her zaman yanımızdadır. Yanımızda ama önemli olan O’nun yanında olmaya layık olmaktır. Bu yüzden ibadetlerimizi O’nun için ve O’nun istediği, emrettiği şekilde yapmalıyız.
“Şüphesiz, benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm Âlemlerin Rabbi
Allah içindir. Hiçbir ortağı olmaksızın… Müslümanların ilki olarak, ben bununla emredildim.”(En’âm 162-163)O’na yakın olmak; sakınmak ve korunmakla mümkündür.
“O (kurban)ların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Fakat sizden O’na (yalnız) takvânız ulaşır. Size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı tekbir edesiniz (büyüklüğünü anasınız) diye onları sizin fayda ve hizmetinize verdi. Güzel hareket edenleri (cennetle) müjdele!”(Hac 37)
O’na dünyada yakın olmak ahirette huzurunda da mahcup olmamaktır.
“ (Ey insanlar!) Sizi, huzurumuza yaklaştıracak olan, ne mallarınız ne de evlatlarınızdır. Ancak iman edip sâlih amel işleyenler (bize yaklaşanlar)dır. İşte onlar var ya, kendilerine, yaptıklarının kat kat fazlasıyla mükâfat vardır ve onlar (cennette) yüksek makamlarda emniyet (ve huzur) içindedirler.” (Sebe 37)
O’na yakın olmak yerine başkalarına, tağutlara, zalimlere, Allah’ın hükmüyle hükmetmeyen liderlere, yüceltilen şeyhlere, futbolculara, şarkıcılara yakın olmayı tercih edenler, ahirette onlardan bir fayda/yakınlık göremeyeceklerdir.
“(İşte o zaman, Allah’ı bırakıp da (akıllarınca Allah yanında) yakınlık sağlamak için edindikleri (uydurma) ilâhlar kendilerine yardım etselerdi ya! Tam aksine (o ilâhlar) bunlardan kaybolup gittiler. İşte bu (ilâh saydıkları) onların yalanları ve uydurdukları şeylerdir.”(Ahkaf 28)