Yüksel YILMAZ

15 Şubat 2016

MUSA VE BİR KUL KISSASI - 2

Bu olayın Musa(as)’a dönen yüzünü geçen yazımızda anlamaya çalıştık. İnşaAllah bu yazımızda Muhammed(as)’a ve bize bakan yönlerini anlamaya çalışacağız. İnşaAllah.

Öncelikle kıssaya döndüğümüzde üç farklı olay görülmektedir. Bu üç farklı olay, aslında bize üç farklı boyutu göstermektedir. Şimdi bu üç farklı boyutu anlamaya çalışarak yolumuza devam edelim.
 
Birinci Boyut; Elimizde olmayan, bilmediğimiz bir sebepten dolayı ortaya çıkan bize göre yanlış gözüken ama bize rahmet olabilecek olaylar boyutu. (Bir kulun tekneye zarar vermesi(tekne sahipleri bilselerdi izin vermezlerdi) ve bir annenin bebeğini (Musâ’yı) sandığa koyup tehlikelerle dolu nehre bırakması)
 
İkinci Boyut; Yine elimizde olmayan, istemeyeceğimiz ve bilmediğimiz bir sebepten dolayı elimizden gidenlerin, kaybettiklerimizin bize rahmet olabilecek olaylar boyutu. (Bir kulun çocuklarını öldürmesi sonucu çocuklarını kaybeden anne-baba(anne-baba bilselerdi izin vermezlerdi), Bir Kıpti’yi öldürerek(sadece bir vuruşla) saraydaki rahat ve konforlu hayatını terk etmek zorunda kalan Musa)
 
Üçüncü Boyut; Karşılıksız yaptıklarımızın bize rahmet olabilecek olaylar boyutu. (Ücret almaksızın düzeltilen duvar, karşılık beklemeksizin çeşmede kızlara yapılan yardım)
 
Bu üç boyutta gelişen olaylar zinciri aslında bizim için farklı imtihanlarında açılmasıdır.
 
Muhammed (as)'a dönük olarak bu ayetlerin indiği döneme baktığımız zaman Müslümanlara karşı baskı ve zulümlerin arttığını görmekteyiz. Araştırmalarımıza göre de bu ayetler boykot dönemine denk gelmektedir.  O zaman bu ayetlerdeki ibretler ile boykot olayı arasında nasıl bir ilişki olabileceğini anlamaya çalışalım. İnşaAllah.
 
Boykota dışarıdan bakıldığında açlık, sıkıntı, gözyaşı ve ölüm barındırmakta ama aslında boykot dik duruşu, fedakârlığı, izzeti barındırmaktadır. Davasından vazgeçirmek, kendilerine teslim edilmesini istedikleri Muhammed (as) ve Müslümanlar daha da güçlenerek, hatta kendilerine yeni katılanlarla daha da büyüyerek bir rahmetle çıkıyor.
 
Muhammed (as) taviz verebilir/uzlaşabilirdi ama bu dinin sahibi Muhammed (as) değildi. Rabbi izin vermedikçe hiçbir şey yapamazdı. Rabbinin hem kendilerini hem de müşrikleri gözlediğini bilmekteydi. Müşriklerin başlattığı boykotu yine acıma duygusuna sahip müşriklerin elleri ile sonlandırmıştır.
 
Hüzün yılı ile amcası ve eşini kaybeden Muhammed (as) için Mekke den ayrılma zamanı yaklaşmakta ve kendilerine rahmet olacak Medine yolculuğu başlayacaktı.
Bize dönük olarak bu ayetleri anlamaya çalıştığımızda her üç boyuttan biriyle karşılaştığımızı kendi kendimize söyleyebiliriz. Kimimiz birinci, kimimiz ikinci, kimimiz üçüncü boyuta veya her ikisi, her üçüne şahit olmuşuzdur.
 
Birinci Boyut; Bilmediğimiz bir sebepten dolayı yolculuğa çıkacağımız aracın bozulması, lastiğinin patlaması veya elimizde olmayan bir sebeple otobüsü/uçağı/gemiyi/treni kaçırmamız gibi ve bunların bize rahmete dönüşme sürecinin başlaması ile başlayan olaylar. Kontağın basmaması, lastiğin patlamış olması, uykuya kalmamız, başka yolu kullanmamız, yolculuğa çıkamamamız hatta ticaretle uğraşanların çokça rast geldikleri, iş yapacakları kişi ile işlerinin bir türlü olmamasına sebep olan engeller ve dolandırılmaktan kurtulmaları vb.
 
İkinci Boyut; Yine elimizde olmayan, bilmediğimiz bir sebepten dolayı çocuğumuzu, eşimizi, anne ve babamızı, arkadaşımızı kaybetmemiz veya arabamızın, evimizin, işyerimizin, depolarımızın yanması elimizden gitmesi gibi ve bunların bize rahmete dönüşme sürecinin başlaması ile başlayan olaylar. Bir anda en yakınınızda olan birinin artık yanınızda olmaması, planlar yaptığınız, hayaller kurduğunuz şeylerin elinizden aniden gitmesi vb.
 
Üçüncü Boyut; Karşılıksız(çıkar, menfaat, ücret beklemeksizin) yaptığımız iyilikler, yardımlar, hizmetler, fedakârlıklar, ameller gibi ve bunların bize rahmete dönüşme sürecinin başlaması ile başlayan olaylar. Yoldan geçen bir ihtiyara yardımcı olmak, engelli birine yardımcı olmak, yük taşıyan birine yardımcı olmak, karşılıksız maddi yardımda bulunmak, kendini bir başkasına tercih etmek, arkadaşlarına hizmet etmek vb.
 
Bunlar öğrendiğimiz üç boyut belki Şahit olduğumuz veya olmadığımız daha birçok boyut vardır. Bizlerde kullardan bir kul olarak Allah’ın “rahmetine, ilmine” güvenip sabretmeliyiz. Rabbimizin bizlere ikramları olarak görmeli ve her ikramında bir imtihan olduğunu unutmamalıyız.
Evet, bizler yaşadığımız olayların sadece bir yönüne sahibiz ama bilgisi her şeyi ihata eden/kuşatan rabbimiz her yönü ile hâkimdir. Bu yüzden elimizde olmadan yaşadıklarımızı, karşılıksız yaptıklarımızı büyük resmi görebilecek bir basiretle bakmalı ve değerlendirmeliyiz. Çünkü rabbimiz bizi gözetlemekte ve rahmetiyle kuşatmaktadır.