Yüksel YILMAZ
ORTAK HAREKET EDEBİLMEK
Müslümanlar dünyada ve coğrafyamızda küresel güçler ve yerli iş birlikçileri tarafından öldürülmekte, hapsedilmekte, hakları gasp edilmekte veya sürgün edilmektedir. Tüm bu yaşananlara karşın Müslümanlar güçlü bir tepki, mukavemet gösterememektedir. Lokal/yerel, bölgesel güçsüz ve cılız tepkiler veya sözlü dua, yardım gibi günü, zamanı kurtaran tatmin içerikli faaliyetler ile sürmektedir ki bunların hiçbiri küresel güçler ve yerli iş birlikçilerine etki etmemekte ve diğer Müslümanların da uyanmasına katkı sağlamamaktadır. Küresel güçler bile güçlü bir düşman ile karşı karşıya kalabiliriz endişesi ile Nato ve BM gibi yapıları oluşturmuşlardır.
İşte burada aramızda ortak bir kelime olan “La ilahe illallah” etrafında toplanmış olan muvahhidMüslümanların bu ortaklığı ortak amel sahasında da sağlamaları farzdır. Her bölgede tevhidin mücadelesini veren bu Müslümanlar büyüdükçe ve geliştikçe küresel güçlerin ve yerli iş birlikçilerin dikkatini çekmekte ve ya sisteme entegre olması sağlanmakta ya da fitne ile bölünmesi sağlanmakta ya da ortadan kaldırmak için hapis, korkutma, işkence veya başka yolları denemektedirler. Bu yerel ve bölgesel çalışan Müslümanların başına gelenler hiç gündem bile olmaz veya başlarına bunlar geldiyse yapmışlardır bir şey diyerek görülmez veya ateş düştüğü yeri yakar düşüncesi ile duyulmaz. Bu da küresel güçler ve yerli iş birlikçilerinin istediği şeyin ta kendisidir.
Bu yüzden çok acil ve hızlı bir şekilde tevhid etrafında toplanmış Müslümanların birlikte ortak hareket etme projeleri üretmeleri ve güçlü ve tok bir ses çıkarabilmeye çalışmaları zorunludur. Bunlar daha önce denendi denilerek başarısız, ben merkezcilik ve sistemsiz veya aceleci hatalar örnek olarak ortaya sunulmamalıdır. Coğrafyamızda tevhidi Müslümanlar muhatap bile alınmayan bir sınıfı oluşturmaktadır. Muhatap alınmamaları sisteme bakışları değil sistemin onları muhatap kabul etmemesidir. Azınlıkların dahi kendi eğitim sistemlerini oluşturabildikleri hatta mezbaha da Yahudi hahamların bile olması biz tevhidi Müslümanların nasıl muhatap alınmadığını gösteren bir kaç örnektir.
O zaman ortak hareket etmek için neler yapabiliriz noktasında çalışmalar yapmalıyız. Farklı düşündüğümüz alanları bir kenara bırakarak, şimdi değil ilerde çözülebilecek sorunları öteleyerek birlikte ortak hareket edebilme becerisini göstermek için projeler üretmeliyiz. Öncelikle aynı bölge de bulunan Müslümanlar bunu yapmaya başlamalıdırlar. Ankara’dakiler Ankara da, Hakkâri’dekilerHakkâri de bunu yapmaya başlamalı ve diğer iller ile bunu güçlendirmeye çalışmalıdırlar. Bu zorlu ve sıkıntılı olacaktır ama yılmadan, ümitsizliğe kapılmadan yolumuzu engelleyenleri aşarak yola devam etmeliyiz. İşte bunu başarırsak o zaman güçlü ve tok bir ses oluruz.
Öncelikle hangi alanlarda ortak hareket edeceğimizi belirlemeliyiz. Tek başlık veya çok başlık yerine önemli bir kaç başlık belirlenerek bu alanlar tespit edilmelidir.
Birincisi; Ortak tepki göstermektir.
Coğrafya daki tevhidi Müslümanlara karşı yapılan her türlü zulme ortak tepki gösterebilmektir. Farklılıkları değil zulme uğramış olması bizim için yeterli görülmelidir. Nice Müslüman hapse atılırken nice Müslüman bundan habersiz kalmış ve Müslümanların güçsüzlüğü tekrar ortaya çıkmıştır. Tevhidi Müslümanlara dokunmaktan çekinmeyen küresel güçlere ve yerli iş birlikçilerine tereddüt yaşatmak veya biraz daha düşünmelerini sağlamak bizim için büyük başarı olacaktır. Şunu unutmayın ki dışarıda iken beraber olmayanlar hapse girdiklerinde içerde aynı koğuşu paylaşacaklardır. İsteseler de istemeseler de.
İkincisi; Ortak gündem belirlemektir.
Küresel güçler ve yerli iş birlikçileri medya ve sosyal ağlar ile istedikleri şekilde algı operasyonları yapmakta ve gündem belirleyebilmektedirler. Dağınık Müslümanlarda bu gündemlerle vakit geçirmekte veya etkilenmektedirler. Ama bizim asıl gündemimiz şirkin yok edilmesi insanlığın tevhid ile buluşmasının sağlanması iken bunu toplumda gündemleştiremiyoruz. Daha çok entelektüel veya hurafeler dolu boş konular toplumun gündemine sokulmaktadır. Müslümanlar bu toplumun gündemini belirlemeye başladığında biz kazanmış oluruz. Bu da herkesin ortak gündem paylaşımları, konferansları, sohbetleri yaparak bu elde edilebilir.
Üçüncüsü; Yardımlaşmaktır.
Kapitalizmin çarkları içinde ezilen, kredi kartları ile köleleştirilen veya işverenlerce sömürülen Müslümanlara özgürlüklerini kazandırmak öncelikle onlara yardımlar sağlayacak projeler üretmektir. Dünyanın her yanında küfrün zulmü devam etmektedir. Dün Afganistan bugün arakan yarın belki neresi bilmiyoruz. Bu ve benzeri yerlerdeki zulümleri ortadan kaldırmak güçlü bir şekilde ortak hareket edebilme becerisi gösteren Müslümanlar eli ile olacaktır. Bu yüzden Müslümanlar önce kendi evlerindeki ateşleri söndürmeye çalışmalıdır ki diğer ateşlere yetişmenin anlamı olsun.
Bu yazı başlangıç olarak yazılmıştır. Birlikte daha da zenginleştirebiliriz. Sıkıntılar ve yaşanan tecrübelerde paylaşıldıkça daha iyi bir şekil oluşturulabilir. İhtiyaçları belirlemek gibi problemleri de ortaya koymak zorundayız ki ona göre uygulamalar geliştirebilelim. İnşaAllah.