Mehmet ÇOBAN

12 Haziran 2014

SOMALI İŞÇİ KARDEŞİM UMUDUNU KAYBETME

Biliyorum işler sarpa sapabilir. Bundan önce de nice maden ocağı kazaları oldu. O zamanlar da bir sürü laf söylenmişti. Caklı, cekli laflar. Cağızlı, ceğizli laflar. Ama yapmadılar işte.. Ta ki, senin başına da felaket gelinceye kadar… Bütün kazalar unutulup gitmişti.

Biliyorum onlar olayın şokunu anlatınca yine keyiflerine bakacaklar. Aldıkları bütün notları yırtacaklar. Medyayı yoruluncaya kadar konuşturacaklar. Konuları sulandırdıkça sulandıracaklar.  

Ama sen yine de umudunu kaybetme. Gel beni dinle…

Bak şimdiden konuyu saptırmaya başladılar.

Birileri çıkıyor, olaylardan sorumlu iktidardır diyor.

Diğeri çıkıyor, hedef başbakan, onu yıkmak istiyorlar diyor.

Yine iktidarla muhalefetin oltasına takıldın Somalı işçi kardeş.

Senin hakkını sorgulayacak her söz başbakana takılıp kalıyor. Somalı işçinin hakkını soran herkes başbakan düşmanı, millet düşmanı ilan ediliyor.

Sen yine de umudunu kaybetme Somalı işçi kardeş... Gel beni dinle…

Geçmişten örnek alarak ben sana olacakları anlatayım. Hani derler ya, “geçmişim geleceğimin teminatıdır” diye… Ben bunların geçmişini de biliyorum işçi kardeş… Hele dinle bak sana neler anlatacağım. İnanmakta istediğin kadar özgürsün bunu baştan söyleyeyim. Allah’tan dilerim ki sorumlular, yetkililer beni şaşırtırlar. Anlattıklarımın tersini yaparak senden yana olurlar. Beni de yalancı çıkarırlar.

Bugüne kadar bütün iktidarlar sermayeden yana oldu işçi kardeş. Ben hiç işçinin yanında olanı görmedim. Sen gördün mü bilmiyorum. İnşallah görmüşsündür.

Şimdi siyasiler ne yapacaklar sana söyleyeyim. Maden ocaklarıyla ilgili çalışma şartlarını yeniden gözden geçirmek için komisyon kuracaklar. Hükümet bu konuda bakanlıklara yapın bunu diyecek. Çalışma bakanlığı, Enerji bakanlığı, sanayi bakanlığı, sağlık bakanlığı, çevre bakanlığı, maliye bakanlığı ve daha bilmem birçok bakanlık devreye girecek. Dosyalar bir oraya bir buraya gidip gelecek.

Çalışmalar aylarda sürecek. Belki bir yıl, belki iki yıl. Belki üç yıl. Araya seçimler girecek. Seçimler arifesinde kimse seninle ilgilenmeyecek. Herkes keyfine bakacak…

Belki bir gün bakanlıklar çalışmalarını bitirip hükümete dosyanı verecekler. Hükümet meclise göndermek için aylarca sumen altında bekletecek. Meclise gönderilme zamanını tıpkı bir avcının avını kokladığı gibi koklayacaklar. Şimdi zamanı değil, daha önemli meseleler var deyip savsaklayacaklar.

Arada bir medya olayı karıştırırsa, siyaset yapmayın diye susturacaklar. Başbakan devreye girip beni yıkmaya çalışıyorlar. Bunlar iç ve dış düşmanların, paralel devletin oyunları diyecek.

Sen yine de umudunu kaybetme Somalı işçi kardeş… Gel beni dinle…

Kazara dosyan meclise giderse… Meclis komisyonlar kuracak. Her partiden adamlar gelecek. Dosyayı görüşmek için toplanıyoruz diyecekler. Ama şimdiden söyleyeyim. Senin haklarınla ilgili hiçbir şey konuşmayacaklar. Birbirlerine küfredecekler. Hakaret edecekler. Tekme tokat girecekler. Sen yine arada kaynayacaksın işçi kardeş.

Sakın sen bu ara umudunu kaybedip, boş verin artık lanet olsun falan deme… Gel beni dinle…

Dosyan komisyonlarda güya tartışılırken araya sermaye girecek… Sermaye işe el atınca her şey hazır ola geçecek…

Niye, neden diye sorma… Düzen kapitalizm işçi kardeş… Kapitalizm demek sermaye imparatorluğu demektir işçi kardeş. Kapitalizmde her şey sermayenindir işçi kardeş. Senin hakkını koruyacak olan sendikalar bile sermayedardır işçi kardeş. Baksana medyaya.. Sendika ağaları diyorlar. Neyin ağası diye sordun mu hiç işçi kardeş…

Paranın, paranın, paranın… Sende var para mı işçi kardeş…

Ama ben yine de sözümü tekrar edeyim Somalı işçi kardeş. Sakın umudunu kaybetme… Bir dilim ekmek seni bekliyor…