"BU ÜLKE" NEREYE?

Kadir TURAN

24-03-2025 12:54


Son derece sıcak bir gündem içerisindeyiz. Mevcut iktidar döneminde olan bitenler sebebiyle alışık olduğumuz yüksek tansiyonlu gündem, bugünlerde daha ilginç ve kaygı verici boyutlara ulaşmış durumda. Bir yandan kaybedilen belediyelerin yarattığı travma diğer yandan da genel seçimlerde beklenilen oy oranının altında kalınması ve son günlerde dillendirilen erken seçim konusu iktidar cenahında ciddi bir panik yaratmış görünüyor. Her şart ve durumda muhalefeti hukuksuzluk ve yolsuzluk ile eleştiren iktidar, kendi idaresi dönemindeki hukuksuzluklara kör, sağır, dilsiz kesiliyor. İktidar tarafından izlenen politikalar muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun her geçen gün artan popülaritesine olan tahammülsüzlüğün göstergesi niteliğinde.

 

Kendi dönemleri boyunca normal zamanlarda ve bilhassa seçim arefesi, öncesi ve sonrasında yapılan hukuksuzluklar küresel basına konu olacak boyuta ulaşmışken, Ekrem İmamoğlu için ortaya atılan iddiaları canhıraş körüklemeleri bir garabet halinin özü ve özeti aslında. Burada İmamoğlu için ortaya atılan iddiaları yok sayıyor  ya da reddediyor değilim. Her zaman olduğu gibi sosyolojik analiz yapma gayretindeyim.  Millet olarak siyasete ve siyasilere güven noktasında kırık olan aklımız ve kalbimiz olabildiğince dağılmış vaziyette. Kime sorsanız haklı, hatasız, kusursuz; kime dokunsanız temiz, arı, pak; kimi dinleseniz hakkın da hukukun da tek temsilcisi… 

 

Eee! Bu kirliliğin sebebi nedir?

Bu ülke nereye…!

 

Ekrem İmamoğlu Gözaltında 

 

    20 Mart sabahı kimsenin tahmin etmediği bir şekilde gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun sorgusu sürüyor. Yolsuzluk, terör ve teröristlerle işbirliği, adam kayırma, rant v.s.. gibi bir çok suçlama sebebiyle emniyete götürülen İmamoğlu, tepkisini kısa bir mektup yazarak gösterdi. Yine aynı saatlerde üniversite diploması da mahkeme kararıyla iptal edilen İmamoğlu’nun, ne kendisi ne de partisince hakkındaki iddialara kesin ve kanıta dayalı cevap veremiyor oluşu da tabanı düşündüren ve endişelediren apayrı bir konu. Söz gelimi üniversite sınavından 375 dolayında bir puan alan İmamoğlu, 450 bandında bir puan dilimiyle girilebilen İstanbul Üniversitesi’ne nasıl girdiğini açıkla(ya)mıyor. Hakkındaki iddialar arasında diğer CHP’li belediye başkanlarıyla birlikte işbirliği içinde olup rant devşirdiğine dair suçlamalar da bulunan Ekrem İmamoğlu, bu güçlü iddialara ne kendisi ne de partisi güçlü bir argümanla karşılık veremiyor. Tek yaptıkları tabanı galeyana getirip sokağa dökerek hükümet üzerinde baskı oluşturmak. 

 

Derin Bir Muamma: Ekrem İmamoğlu

 

    Tabii evvela şu soruyu sormak gerekiyor. Bir önceki yerel seçimlerde Beylikdüzü Belediye başkanı iken pek de kimsenin tanımadığı İmamoğlu, nasıl oldu da bir anda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu ve daha garibi nasıl oldu da bir anda parti içindeki ve parti tabanındaki nüfuz gücünü artırdı. Bu öylesine bir nüfuz ki, dönemin CHP  Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesini dillendirecek seviyeye gelmişti. Sizce de çok garip değil mi! Bir belediye başkanının, partisinin genel başkanının istifa etmesi gerektiğini sadece yenilik, güncellik kavramlarıyla açıklaması izaha muhtaç değil mi? Peki Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine böyle bir yaklaşım sergileyen Ekrem İmamoğlu’na ne için sert tepki veremiyor, bu konuda tabanını niçin etkileyemiyor? Bu ve buna benzer sorular zihnimizi tırmalarken, Ekrem İmamoğlu’nun önlenemeyen (belki de istense de önüne geçilemeyen) yükselişini nasıl anlamalı ve yorumlamalıyız? Sadece karizmatik ve güçlü hitabeti ile bunları başardığını söylemek çok fazla iyimserlik olmaz mı? Kim yürütüyor, kim destekliyor? Parti içinde ve tabanında kendisine yönelik artan sempatizanlığı oluşturan etkenler neler? Bu ve buna benzer sorular uzayıp gideceği için yorumunu sizlere bırakıyorum. 

    

     Toplum olarak son derece kırık bir güven ikliminin oluştuğu zeminde, yandaş medyanın olayları tüm objektifliğiyle açıklamaması da eklenince işin içinden çıkamıyoruz. Ülkenin her bir ferdi; ‘Ne oluyor? Bu gözaltıların sebebi ne? İmamoğlu ve diğer belediye başkanları ve ismi geçen kişiler hakkındaki iddiaların aslı-astarı var mı?’ minvalindeki türlü sorulara cevap arıyor. Bu durum, istesek de istemesek de belli bir kesimin, olayları iktidar partisinin bir oyunu ve aldatmacası olduğunu düşünmesine sebep oluyor. Fakat diğer yandan söz konusu kişilerin kendilerine isnat edilen suçlara cevap veremeyişleri de, tabanın nazarında suçlu olmadıkları yönünde bir kanaat oluşmasına izin vermiyor. Velhasıl zihinler son derece bulanık. Yaşananlar gerçek midir yoksa bir iktidar savaşının yansımaları mıdır bilemiyoruz. Tek bildiğimiz ve söyleyeceğimiz, ülke olarak siyasilerin, iktidarın, hukukun gelinen noktada herkese yaka silktirdiği gerçeğidir. Bu derece güvensiz bir ortamda erken seçim söylemlerinin yükselmesi de ayrı bir garabet. Kime yarayacak seçim? Ne değişti bugüne kadar, ne değişecek? 

 

    Bize düşen, geriye yaslanıp olan bitenleri akl-ı selime uygun olarak okumak, anlamak ve anlamlandırmak ve gerisini Allah’a bırakmak. Görelim mevlâm neyler, mevlâ neylerse güzel eyler…

 

Saygı ve hürmetlerimle…

YORUMLAR
Henüz Yorum Yok !
Diğer Yazıları

Makaleler

Hava Durumu


VAN