Hülya YILMAZ
BOZGUNCULUK MANZARALARI
Roller aynı zaman değişmiş...
"Tarihi, kültürel bağları yok etmenin başka bir yöntemi de yaşlı nüfusu ortadan kaldırma girişimleri !" olabilir mi diye düşünürken
"Komplo teorileri üretiliyor aman efendim" falan gibi sesler hemen yükseliyor.
"Günümüze baktığımızda epeyce maharetliymiş bu covid19 yaşlı nüfusu hedef almakta " şeklinde düşünmek de gayet olağan olamaz mı ? ...
Neticede pek çoğumuz tıp dünyası dahil tam olarak neyle, nasıl baş etmeye çalışıyoruz bilemiyoruz.
Evet bu açıdan yaklaşınca, geçmiş ile geleceğin canlı tarihini, kültürünü, geleneğini, geleceğe taşınmasının önünü kesmenin en akıllıca yöntemi olmalı bugün olanlar diye düşünmekten alamıyorum kendimi !
Çünkü, dünyaya hain, vahşi emellerini kolayca yaymak, gençleri diledikleri gibi yönetmek isteyenlerin önünde en büyük engellerden biri, yaşı ileri bilge kimseler olmalı değil mi ?! Her milletin kendi içinde mutlaka böyle bilgeler var. Tecrübeleriyle birikimleriyle gençliğe aktarımda bulunan canlı tarihler, bilge şahitler ! Bu bilgeleri itibarsızlaştırmakla yetinmedi hunhar batı !
Ülkemizde, Müslüman coğrafyada da denediler.Kültürel erozyonla yaşlıya, ihtiyara hürmeti ortadan kaldıracak sistemler geliştirdiler. Modernizmle beraber kısmen başarılı olunsa da inanç kültür ve geleneklerine sahip çıkanlar değerlerini hep yaşattı.
Bizler için bereket olan büyükler, batıda yük oldu .
Doğayı, hayvanları, insanları mahvetmek yetmedi bitmedi.
Ana rahimlerine müdahale etmek yetmedi, kesmedi !
Çok şükür Kitab'ımız Kur'an her çağa ithafen vahiylerle tabloyu ortaya koyuyor gösteriyor manzarayı !
"Firavun ölse de
Firavunluk ölmedi dikkat edin ! " diye an be an uyarmakta bizleri !
Tam burada Kasas suresi âyetlerine bir bakalım:
Rahman Rahim Allah adıyla
4. Firavun, toprağında gerçekten azmış, halkını çeşitli zümrelere bölmüştü. Onlardan bir zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ bırakıyordu. Çünkü o bozgunculardandı.
5. Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları o toprakların vârisi kılmak istiyorduk.
6. Ve o yerde onları hakim kılmak; Firavun ile Hâmân'a ve ordularına, korktukları şeyi göstermek istiyorduk.
******
Azim Allah mutlaka doğruyu söyler...
Rabbimiz Her devirde bu azgın karakterlerin varolacağını ve özelliklerini beyan ediyor, tanıtıyor...Biz hangi karakteri tercih edeceğiz ebedi yurdumuz için bu önemli.
Bugünün firavunlarının
nesli, dünyayı ifsad istekleri, ve ruh halleri hiç değişmemiş, teknik yöntemler farklı yalnızca...Atalarından farkları yok.
Fıtratına ihanet etmiş aynı insan tiplerini görüyoruz .
Buradan hareketle devrimize gelelim tekrar...
Kadınlar otuzbeş yaştan sonra doğum riski iddiasıyla üçlü tarama dedikleri testleri (tıp literatüründeki adını unuttum fakat her hanım bilir ) yapmaya psikolojik olarak mecbur bırakılmadı mı ? Kadınları ve eşlerini, çocuklarının engelli olma ihtimali var diye evlatlarının hayatlarıyla oynamaya mahkûm edildiler. Yalan mı ?( Farklı olmadık sebeplerle kürtajlar dursun bir kenarda )...
Yook yanlış anlaşılmasın zorlamadılar asla ! Şu teklifleri hatırlıyorum şahsen:
" Sadece 200 bir engel riski olabilir, göbekten bir şey salıp engelli olabilir mi olamaz mı onu çözeceğiz ama bu işlem sırasında çocuğunuz da düşebilir sorumluluk size ait ! "
Kimbilir kaç doğacak çocuk hayatından oldu böyle yalan mı ! Halâ da olmakta.
Sadece fısıldıyorlar !
Böyle savunacak değil mi şeytan kendini "sadece fısıldadım çağırdım siz de geldiniz benim esasen bir gücüm de yok ki !... " diye sıyrılacak (İbrahim suresi /no yu araştırıverin lütfen)
Şimdi şeytanada mı kabahat hep ?
Yoksa Allah'a sığınanların sığınma yöntemlerinde mi bir tuhaflıklar var ?
Evet çoğumuzun Allah'a sığınma tarzında yanlışlıklar olduğu aşikâr !
Herşeye rağmen umutluyum.
Allah'tan umut kesilmez çünkü. Ülkemden, devletimden, kardeşlerimden umutluyum. Müslümanlar olarak şer görünenler bizleri Allahın razı olacağı şekilde harekete geçirir inşaallah. Ve yukarda ayetlerdeki gibi bizlerin eliyle düzelme sağlar da "önder toplum" oluruz kimbilir... Rabbime güvenim sonsuz !
O her tuzağı gören bilendir !
Görelim Mevlâ Neyler... O hep güzel eyler... Yeter ki ümmet olarak esas duruşu bozmayalım .