Hülya YILMAZ
İNSAN OLMAK BÜYÜK BEDEN Mİ GELDİ?
Bazen hayvanların merhametine gıpta ediyorum. Bu Suriyeli çocuk intiharı olayı... Bir çocuk kendini mezarlık kapısına nasıl asar aklım ermiyor. Bu haber gerçek olmasın desem de maalesef çocuk hayatını yitirmiş. Ne kadar üzücü, kahredici.
Fakat ne tarihten, ne coğrafyadan, ne gerçek anlamda bu çağda yaşamaktan, hiçbir bilgiden nasibini alamamış bazı cahil, vicdan yoksunu, fitneci hunharlarla, tribün fanatikleriyle, artık adını koyamadığım bir çıldırmışlık, insandışılık, anormallik heryeri sarmakta. Virüs gibi yayılmakta...
Daha dün bir sarsıntıyla, deprem ile belki bir çoğumuz kavmiyetimize bakılmaksızın toprağın altında olacağımız korkusuyla kendi kendine zarar verdi. Uykuları terk etti.
Sokaklarda çadırlarda yatanlar oldu.
Ve Mahşerde (inanıyorsak tabi) "Hey sen! Türk şöyle protokole alalım sizi!"
"Şişt Suriyeli, Afganlı, Arap, geçin şöyle defolun bakalım yerinizi bilin" diye bir karşılama mı bekliyoruz? Nerede nasıl dirilip, nasıl ter dökeceğimizden ne kadar haberdarız? Heyyy kimlikte Türk, dinde elhamdülillah Müslümanım olanlar? Ne oluyor bize? Gözlerimizin dehşetle dışarı fırlayıp hakikatle yüzleşeceğimiz günden habersiz miyiz? Yoksa o gün hiç gelmez mi sanıyoruz? Vallahi gelecek, billahi gelecek! Benim iman ettiğim Kitabımda böyle yazıyor. Kör gözlerimiz kendi kıyametlerimiz olan ÖLÜM ile açılacak...Ve film sona erecek ! Pişmanlıklar nafile...
Efendim, Allah'ın rahmeti var herşeyi kuşatır! Bekle! Zalimler bundan asla faydalanamayacak! Şu üç günlük dünyada bir iki kişinin ölüm esnasına şahit oldum. Bambaşka bir alem. Sekaret anı deniyor ya... Henüz canını teslim etmeden evvel gözler bir boşlukta! Göz yaşları, korku, bir irkilme... Sonra yanındaki kimseye bakınca
"Ne olur tut beni bırakma" der gibi yalvaran gözler... Ayaklar hissiz, çok geç, bütün müdahaleler nafile... Artık o kimseyi son nefesin elinden kimse alamayacak ve kurtaramayacak!
Değer mi insanlığımızı, vicdanımızı, merhametimizi terkedip kaybetmeye!
Evet Vicdanı elden bıraktık!
O da bizi terketti!
Şairin dediği gibi HAYAT SÜREN LEŞLERe dönüştük. Diriltecek olanı hiçe saydık!
Vay halimize! Ruhlarımıza el fatiha!
Bu hale gelişimizin büyük sebeplerinden başlıcası dedikodu! Fitne!
Bakın nasıl alevleniyor bu vaziyetler:
Biri bey, biri de hatun kişi iki pazarcı konuşuyor.
Başı yaşmaklı, şalvarlı pazarcı hanım:
- Gebersin geberesiceler ülkeyi sattılar, milleti aç bıraktılar seçimleri batsın.
Bey pazarcı: - Suriyelileri beslesinler anca.
Pazarcı hanıma sordum:
- Gerçekten aç muhtaç, evsiz barksız mısın? Hemen yardımcı olalım.
- Ne farkımız var yoksuluz işte.
- Bu malları nerden bulup satıyorsun?
Maşallah, şükür de! Üç kuruş da olsa kazanıyorsun. Herhalde karnın doyuyordur.
- Burada satış yapmasam aç kalıcam biliyor musun sen!
- Bak bacım elbette sıkıntılar var, hepimiz için geçerli. Ama Hamdolsun namusumuzla yaşayabiliyoruz. Bu bile yetmez mi şükür için.
- Aç insanda ne namusu be! Ne özgürlüğü? demez mi!
"Aaa tamam Hülya burada dur, bu hatunla konuşmaya değmez nefesine yazık dedim" sustum.
Adam ise :
- Suriyelilere kişi başı 1.250 TL veriyorlar abla sen ne diyorsun. Yani 5 kişi olsa aile, deli para! Biz eşek gibi çalışıyoruz, onlar yattığı yerden alıyor dünya para, dedi.
Ona sordum :
- Bu paranın dekontunu gösterdi mi sana?
- Abla biliyorum gidip atmden çekiyor.
- Haa çekince anlıyorsunuz o kadar para aldığını, senin gözlerin önünde saydı gösterdi öyleyse çok ilginç, dedim.
Ses yok.
Libya'da çoğunluk aç değildi, evlenenlere ev ve eşyalar hediye, elektrik su ulaşım bedavaydı, lideri geberdi (Pazarcı kadının tabiri üzerine) hepsi perişan halde, Saddam geberdi can güvenliği iş, aş yok! Sudan, Mısır v.s. ona keza...
Amerika ve kuklaları demokrasi, özgürlük, adalet getirdi, her şey çok güzel oldu değil mi ?
Ses yok.
-Pazarınız hayırlı bereketli olsun kardeşim, geç kaldım eve, dedim.
Evime döndüm.
Çatımızın yapımı için malzemeler gelmiş, vinç bizim binaya yanaşamadığı için yan binanın çatısına bıraktı tonlarca malzemeyi.
"İyi de buradan yürütmesinler malzemeleri" filan dedim adama. "Amaan abla ne düşünüyorsun, iki Suriyeli hamal bulup yarı fiyatına taşıtılır bir günde" demez mi.
"Yazıklar olsun bize, hiç hoş fikir değil!" dedim.
Bence eleştirelim bazı şeyleri elbet ama, asılsız yere birbirimizi yiyip, şükürsüz insanlar olmayalım!
Allah'tan utanalım...