Hülya YILMAZ

15 Mart 2020

VİRÜSLERLE İMTİHAN!

Bir virüsle bir şekilde imtihandyız. 

Bütün dünya bir insanlık imtihanında... 

Varoluştan itibaren, her çağda olduğu gibi...

Başlangıç biyolojik savaş taktiği olsa dahi süreçte duruş ve savma çalışmalarımız Yaratıcı nazarında imtihan elbette. 

İnsandan iman elbisesi çıktığında geriye bir yaratık kalıyor. Şeytan düşman olarak yetmesi gerekirken, insan insanın kurdu oluyor ! İnsan insana düşman oluyor.
İnsanlık yitirilmiş oluyor.
Daha virüsün ülkemize girişi açıklanalı birkaç gün olmasına ve çok az bir vaka olmasına rağmen, ne hallere düştük.

Mağazalara edilen akınlar, stoklardan yığmacılıktan çok bahsetmeyeceğim. Bu hallere alışığız bu ülkede. Maalesef en basit olayda dahi sergilediğimiz haller bunlar.

Bunun dışında insan insana davranıştan, duygulardan bahsetmek istiyorum.
Son günlere kadar Suriyeli göçmenlerin yüzünden birçok sıkıntı sıralıyorduk. Ekonomik, sosyal  sıkıntılardan ayrı patolojik sıkıntılar atfettik. Geçmeyen bir nevi deri hastalığı, ağız yaraları v.s.
"Kahrolsun, Suriyeliler yüzünden hastalıklar geldi" dedik.
Bu atfettiğimiz hastalıklar da ölümcül değildi halbuki.
İşin rengi değişti. Bugünlerde kimliğine ırkına bakmaksızın kendi vatandaşlarımızdan öksüren hapşıran olunca vebalı muamelesi yapılmaya başlandı.
Geçen gün şöyle bir paylaşım gördüm :
" Artık 65 yaş üstü otobüslere ücretli binsin. İşe gidemiyoruz onlar yüzünden. Hergün ne işleri var dışarda, virüs tatilinde bari evlerinde otursunlar." yazıyordu.
Görüyor muyuz ? Suriyelileri unuttuk bir anda menfaatimizi baltalayan 65 yaş üstünü düşman görmeye başladık.
"Bencillik", "önyargı"  gibi virüslerle yeryüzünde insanlıktan sıyrılıp ceset olarak dolaşmamıza ah vah edip panik olamıyoruz. Gayet rahatız değil mi?
Bu toprağa zul tipolojiler için halbuki Rabbimiz ne buyurmakta "Pek yakında bilecekler"...
Hesap günü, ölüm kadar korkutmuyor, düşündürmüyor insanları... Bu dünyalık sona, yığmacılıkla hazırlıklar yapılıyor. Altınlarıyla gömülen Firavunlar misali.
Neyse bu virüs vakası ile bari inşallah, sadece insan olduğumuzun, ırkların birbirini yoketmek için değil, "birbirini tanıyıp sevmek" üzere varolduğunun ve Allah için ırksal kimliğimizin, hiçbir şey ifade etmediğinin, yeryüzünün altının bizler gibi her tür insanla dolu  olduğunun farkına varanlardan oluruz. 
Gelin Fatihaları, diri fakat ruhları ölmüşlerimize gönderelim. Belki yeniden dirilir bilinçlerimiz, gönüllerimiz...
"Hangimizin daha iyi amelde bulunacağını" (Mülk, 2) sınamak için bizlere zaman tanıyan Rabbim o iyi amelli duruşlarda metanet ve sabır versin hepimize. Amin...