Coşkun UZUN
DÛA NİYETİNE
Aziz Dost...!
Umarız ki, Rabbimiz bizi dindebirbirimizle kardeşler kılsın…
Rabbim ehlimize/ailemize, hepimize ayrı ayrı merhamet etsin… Kusurlarımızı bağışlayıp af ve mağfiret eylesin.... Sonsuz ihsan, ikram lütuf ve bağışlarda bulunsun.... Hayırlı işler, helâl kazançlar, meşrû meşguliyet ve sorumluluklar nasip eylesin....
Neslimizi ve nefsimizi zalimlerle buluşturmasın.... Ömrümüze iş ve uğraşlarımıza bereketler versin... Ailemizle beraber aydınlık yarınlara, bereketli ortamlara ulaştırsın…
Bizleri harama, isyana, günaha, ahlâksızlara, ahiretsizlere, dinsizlere, asilere, bağilere, tuğyanîlere, mücrimlere, fasıklara meylettirmesin…
Birbirimizin gıyabında dua etmeyi, hak ve hukukumuzu korumayı, şahitlik etmeyi, fedâkârlıkta bulunmayı, hesap sormayı, bedel ödemeyi sevdirsin…
Bizlere hastalık sıkıntı ve üzüntülerinizden kurtulmayı, yükümlülük ve borçlarımızı bir an önce ve yüzümüzün akıyla ödeyebilmeyi... Dünyayı değil, dinini dert edinmeyi nasip etsin… Kulluk ve imtihanı başarma gücünü ve salih amellerde bulunmayı lütfetsin… Şükredenlerden, hamdedenlerden olma güzelliği versin... Cennet, cemâl ve nimetleriyle mükâfatlandırsın... Cehennem ve azabından muhafaza eylesin...
Tarih, toplum, ırk, coğrafya, mezhep ve atalar taassubuna/putuna teslim olanlardan değil bilâkis ömür boyunca her türlü cahiliyyeye karşı durup meydan okuyanlardan eylesin…
Bizleri islâmî, tevhidî, inkılâbî, nebevî bir misyon, iz ve işaret üzere yaşayan… Zulme, küfre, şirke, isyan ve tuğyana bulaşmayan… Her şart altında temiz kalmaya gayret eden muvahhidlerden kılsın...
Allah(cc)’ın bak dediği yerden bakıp görebilmeyi… Resûl(sav)’lerin yürüdüğü yol ve misyon üzere olabilmeyi… Geçmişi ve gelişmeleri basiret ve hikmetle okuyup anlayabilmeyi bahşetsin… Resûllere, şehidlere, sıddıklara, salihlere, kendisine nimet verilenlerin yoluna yoldaş ve arkadaş eylesin...
Rabbimizin
Devlet tanrısı ve resmî ideoloji ilâhından berî olmayı…
İtikad, Ahlâk, İbadette, Siyasette, Eğitimde, Kültürde, Sanatta, Kur’anî/Nebevî ilke, strateji ve metoddan ayrılmamayı…
İslâmi mücadele ve tevhid davasına hizmet edenlerden olmayı… Kulluk orucu ve kulluk nöbetlerini aksatmamayı… Yol ve yolculuğun ilkelerine uyan, izzetli ve şerefli kullarından olmayı...
Yerel, ulusal veya küresel emperyalist, siyonist, kapitalist, seküler, liberal, demokratteröristlere karşı uyanık ve teyakkuz halinde olmayı…
Sosyal, siyasî, askerî, ekonomik, kültürel, ahlâkî cephelerden gelebilecek algı yönetimi, manipülasyon, saldırı ve işgallere karşı aynı safta, siperde, mevzîde bulunabilmeyi… Yaşadığımız coğrafya başta olmak üzere; Filistin/Kudüs, Irak, Suriye, Yemen, Afganistan, Sudan, Libya, Doğu Türkistan, Arakan vb. bütün coğrafyaların özgürlük ve kurtuluş mücadelesine katılmayı…
Nasib etmesi temennisiyle
İtidal ve denge üzere olmamız... İfrat ve tefrite girmememiz… İstişare, murakabe ve muhasebeyi gözetip kardeşliği tesis etmemiz… Gözyaşı pişmanlık ve tevbeyle beraber secdelerde arınmamız… Kul hakkını Allah’ın hakkıyla karıştırmamamız, Allah(cc)’ın hatırını her hatırdan üstün/öncelikli bilip, tercih etmemiz… Rızık kaygısı taşımayıp sadece ilâhi rızayı kazanma endişesiyle yaşamamız… Duasıyla
Doğru yolda eğri adamların koluna girmeden… Kimliğin, şahsiyet sahibi olmayan insanların üzerinde eğreti duracağını unutmadan… Her şartta ve her yerde, asla çok yüzlü ve tek dünyalı olmadan… Her zaman ve her yerde tek yüzlü ve iki dünyalı olabilmek/kalabilmek…
Dost ve kardeşlerimizle değil düşmanlarımızla uğraşıp dalaşmak… Hayırlı amellerde yarışmak… Farklılıklarımızı husumete değil, rahmet ve muhabbete vesile kılmak… Nefis ve şeytana pabuç bırakmamak… Zalime hasım, mazluma hısım olmak… Dünyayı, ülkeyi kurtarmadan önce ailemizi ve kendimizi kurtarmak… Ümmet ve insanlığı kucaklamak…Ahiret bilincini hayata ve bulunduğumuz her yere taşımak…
Puta, tağuta, küfre, şirke, zulme, isyana, tuğyana, işbirlikçiliğe alışmamak…
İktidarlara iman edilmeyen, İslâm’ın/imanın iktidar kılınacağı yarınlara ulaşmak…
Bir grup yandaş, taraftar, holigan veya trolün buluşup bir araya gelmesini, “ümmet” telakki etme yanlışına düşmemek…
Sivil Toplum Kuruluşları ile akredite STK’ları-Siyasî Toplum Kuruluşlarını karıştırmamak…Niyetiyle
Rabbimiz Allah(cc) ve Kitabımız Kur’an ile aramızı, ilişkimizi sağlam tutarak…
Yol haritası, rota ve pusulayı kaybetmeden…Kıble ve istikamet bilincini yitirmeden…
Din’e ilave veya dinden iskontolar yapmadan… İnanç ve kimlik değerlerinden taviz vermeden…
‘Kur’an’sız Peygamber’, ‘Peygamber’siz Kur’an’ veya ‘Tek kaynak Kur’an’ diyerek Sünnet/siyer ve Hadislerin reddedilmesi gibi şeytanî tuzaklara düşmeden...
İtikadda mezheplere ayrılmadan, Mezhebleri itikadlaştırmadan…
Modernist, tarihselci, tekfirci, mürcie, haricî, kaderiye, cebriye vs. olmadan…
Kendini ‘fırka-i naciye/kurtulmuş fırka’ görmeden…Allah(cc) ve Resûlü’nü sevenleri kardeş bilip sevmeyi ilke edinerek…
Biriktirip saymak için değil yaşamak için öğrenmek… Dünyadan alacaklı değil, aksine dünyaya borçlu olduğumuzu yakinen bilmek…
Ahiret’e ulaşabilmek ve Cennet’e kavuşabilmek için iş ve ilişkilere, dünyaya emek harcamak, yarınlaramaya çalmak, umut aşılamak…
İşimizin, vaktimizden çok olduğunu bilmek…Dünyanın kendi etrafımızda döndüğünü ve tam da merkezde olduğumuzu sanmamak…
Kendi inanç, anlayış ve yorumlarımızı merkeze alıp dinleştirmemek…Anlam-manayı yorumlara kurban etmemek… Müslüman kardeşimizi, ‘sakıncalı piyade’ ilân etme ucuzluğuna düşmemek…
Arzusuyla…
Hayırlı ameller, ömürler ve şahitlikler diler, dûa ederiz…!