Coşkun UZUN

04 Kasım 2010

DEĞİŞMEYECEK, DEĞİŞTİRECEĞİM!

DEĞİŞMEYECEK, DEĞİŞTİRECEĞİM!

Taviz çorbasına kaşık sallamadım

Harama besmele çekmedim

Teslimiyet ve zillet ekmeği yemedim

Cellâtların koridorlarında gezinmedim

Zalimlerin mekânına yolumu düşürmedim

İşbirlikçilerin masasına/sofrasına oturmadım

Kimsenin kirli çarkına ortak olmadım

Pespayelik sakızını  hiç çiğnemedim

Kimseye dalkavukluk ve iki yüzlülük yapmadım

Kardeşimi kalleşe hiç  satmadım

Kalleşi kardeşlerime kesinlikle tercih etmedim

Akredite olanla ahde vefakâr olanı asla karıştırmadım

Gazete niyetine, kasap dükkânı  kılıklı paçavralara dönüp de bakmadım

Akreditasyonu Tevhidî kimlik ve değerlerimden aldım

Kimsenin uzununa kısasına takılmadım 

Harama uçkur çözmedim

Uçkurumu kimseye göstermedim

Helâlimden başkasını  aramadım

Rüşveti hediye kılığında görmedim

Rüşvet olmasın diye hediye bile almadım 

Legal renkleri, gayrimeşru metalara vurmadım

Dünyevilik tuzağına düşmedim

Namerde el açıp küçülmedim

İsraf batağına uğramadım ki saplanayım

Güce tapmadım

Güçsüzü ezmedim

Kimliğimi tanımayanları ben de tanımadım

Marlbora’dan tüttürmedim

Macdonalds’tan tıkınmadım

Hamburgerle karnımı  doldurmadım

Coca cola’larını içmedim

Nescafe’lerini yudumlamadım

Şampuanlarıyla yıkanmadım

Demokrat gözlüklerini takmadım

Kapitalist değersizliklerle kalbimi kirletmedim

Yasayı pek takmadım 

Yasal olanla oyalanmadım 

Haklının ve doğrunun yanındaydım 

Çünkü İlahî hukuka sevdalıydım 

Varlığım, Rabbimin yüce şanından

Adanmışlığım, teslimiyetimden

Kulluğum, acizliğimin göstergesi

İtaatim, hamdim ve şükrümün

Davam ölünceye kadar

Mücadelem Fitne kalkıncaya kadar

Savaşım inancımla savaşanlaradır  

İnkılâp marşlarını iyi bilirim

Özgürlük türkülerini her daim söylerim

Ezgiden hiç vazgeçemem

İlâhi dedikleri nedir onu da bilmem 

Temiz olandadır gözüm

Zulüm saraylarını her yerde taşladım

Yetişemediğim yerde kalbimi ateşledim

Kardeş sofrasına oturdum

Kuru ekmek yedim

Kardeşlerimin elinden tuttum

Kalleşleri hep kendileriyle yüz üstü bıraktım

Rızkımı helâlinden aradım

Ahireti bu dünyaya tercih ettim

Elimde olanı paylaştım

Elime geçeni dağıttım

Benim olmayana yanaşmadım

İlahî hikmeti hep alkışladım 

Sağırlara duyurmak için uğraştım

Körlere göstermeye çalıştım

Dertlilere ortak oldum

Çaresizlere çare buldum

Kimsesizlerin kimsesi oldum

Mert olana hayran oldum, destek verdim

İnanç/iman açlarını midesi boş olanlara tercih ettim

Tevbe’nin serin gölgelerine sığındım

Huzuru tenha bir cami köşesinde buldum

Sevgimin ve nefretimin kaynağı Vedûd ve Kahhar olandı

İman kardeşliğini karın kardeşliğine yeğledim

İmanımı imkânım bildim 

Başlarken Bismillah çektim

Bir işe niyetlenince İnşaAllah dedim

Şaşırdığımda hay Allah dedim

Sıkılıp bunalınca FesubhanAllah dedim

Söz verdiğimde yine İnşaAllah dedim

Bunaldığımda HasbünAllah dedim

Bereket ve başarıyı  gördüğümde MaşaAllah–BarekAllah demeden edemedim 

Seccadem ve tesbihatım hep kalbimdeydi

Uygun olan her yere cömertçe serdim onları

La ilahe illallah’ı bayrak niyetine salladım durdum

Çabam, Tevhid baltasından baltalar yontmak

Hedefim, Zamanın İbrahim’i olmak

Niyetim, Put ve Tağutların tepesine tepesine indirmek

Amacım, Firavunî düzenleri tepelemekti

Ya İbrahim olacaktım, ya da İsmail

Biliyorum her zaman Kabil’ler, Habil’lerin kanına girmekteydiler

Her yer Kerbelâ, Her gün  Âşûrâ’ydı

Karşılaştığım her zulüm ve isyanda tarafım belliydi

Yüreğimin kalibresini ölçüyordum işkencelerde 

Kaç kalibrelik bir yüreğe sahipsem o kadar adamdım

Uzaklaşıyordum Kur’an’ı raflara terk edenlerden

Kur’an’ını eskitemeyenlerden

Meâlin yüzüne bile bakmayanlardan

Sünnet’i adetlere indirgeyenlerden

Peygamberi hatıralarına terk edenlerden

Siyasî sünnetlere kör olanlardan

Kur’an’ı hayatlaştırma çabalarına sağır olanlardan

Mücadele sünnetini görmezden gelenlerden

İmanından başka muskalar takanlardan

İslâm’dan başka yol haritaları edinenlerden

Kur’an’dan başka başucu kitabı olanlardan

Peygamber’den başka rehber, önder, mürşid arayanlardan

Ahlâkı ve değerleri değersizleştirenlerden

Yozlaşan, uzlaşan, yoldan uzaklaşanlardan

Dâr’a sıkışıp kalanlardan

Mezhebini din edinenlerden

Vehimlerini vahiyle karıştıranlardan

Bürokratlaşıp Demokratlaşanlardan

Utanıyordum  

İbrahimî bir tavırla gelen Halil derecesinde dostluğa

İsmailî bir teslimiyet sonucu Kurban olmaya

Hacer’ce bir say ve gayretin bahşettiklerine

İsa’ca bir nefesle dirilmek ve diriltmeye

Musa’ca bir tevekkül ve azimle abideleşmeye

Yusufî bir ahlâkla nefse galebe çalan vakara

Eyyûbî bir sabırla derlenen imtihan çiçeklerinin getirdiği şifaya

Zekeriyya’ca bir içtenlik sonrası müjdelenmeye

Süleyman’ca bir adalet ve saltanata

Muhammedî tavır, tavizsiz çizgi ve inkılâbî misyona sevdalıydım

Kişisel, Yerel ve Evrensel kulluk gerçekliğine

Özgür, Bağımsız, Tevhidî, Tedricî, İstişârî ilkelere sahiptim 

Sıkılıyordum beşerî düzenlerden

Direnerek dirilecek, var olacaktım

Direnişin ve dirilişin kitabını  yazacaktım

İsyan ahlâkını kuşanacak

Ahlâk’la kutlu isyanı yeşertecektim

La ilahe illallah siyasetini güdecektim

Zamanın çocuğu olacak, vakti kuşanacaktım

Vuslatı ve firâkı, Furkan’la ayırt edecektim

Kur’an kıssalarından Kur’an kahramanlarını tanıyacaktım

Önce nefsimi, sonra da neslimi ve toplumu değiştirecektim 

Allah var ve problem yoktu

Müslümandık ve farkımız hissedilmeliydi

Biliyordum ki güzel insanlar iyi atlara bindiler ve gittiler

Onun için, bir an önce yeryüzü ödevimi bitirmeliydim

Ev ödevini bile yapamayan acizlerden olamazdım

Mescid-i Aksa kan ağlarken

Yeryüzü demokratik, demokratik işgal edilirken

Boş duramaz, baş eğemez, gülemezdim 

Ebû Bekir gibi bir sadakat

Ömer gibi bir celadet ve basiret

Osman gibi bir hayâ

Ali gibi bir şecaât, cesaret ve yiğitlik

Ebûzer gibi bir soyluluk

Hamza gibi bir yürek

Ammar gibi samimiyet ve gayret

Yasir gibi fedakârlık

Erkâm gibi bir dostluk ve içtenlik

Mağara ashabı gibi yiğitlik istiyordum Allah(cc)’tan ki,

Ya Hüseyin gibi olabileyim, ya da Zeynepleşebileyim 

İnancım kimliğim, kimliğim de inancım olmalıydı

Serden, yardan, candan geçebilirdim

Fakat muvahhidçe bir iman ve amelim olmadan asla yaşayamazdım

Şehadete sevdalı bir gençlik için bütün sulara maya çalmalıydım

Öncü Kur’an Nesli’nin yetişmesine öncülük etmeliydim

Yoldaki İşaretleri ve işaretçileri selamlamalıydım

Müslüman kimliğini ve Tevhid Akidesini yozlaştıramazdım 

İster gerici ve yobaz desinler

İster Marjinal, İster Radikal desinler

Ben Muvahhidim, İnkılâbîyim

Uzlaşmasız, Tavizsiz, başka bir isim aramayan Müslümanım! 1

Değişmedim, değişmeyeceğim 2 ama inşaAllah 3 birçok şeyi değiştireceğim! 

Dipnotlar

1- “Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve: ‘Gerçekten ben müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kimdir?” (41 Fussilet 33)

2- “Mü'minlerden öyle erkek-adamlar vardır ki, Allah ile yaptıkları ahide sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi (bu uğurda şehid olarak) adağını gerçekleştirdi, kimi de beklemektedir. Onlar, hiç bir değiştirme ile (sözlerini) değiştirmediler.” (33Ahzab 23)

3- “Hiç bir şey hakkında: «Ben bunu yarın mutlaka yapacağım» deme.  Ancak: «Allah dilerse» (yapacağım, de) . Unuttuğun zaman Rabbini zikret ve de ki: «Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir başarıya yöneltip-iletir.»”  (18 Kehf 23-24)